• Tarih: 11.08.2022
  • Yazar: Stj. Av. Sıla ÖZDEMİR

Tapu sicilinin hatalı tutulması sonucu mülkünden yoksun kalanlar lehine tazminata hükmedilmesi gerekir

11 Ağustos 2022 tarihli ve 31920 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “ABDURRAHMAN BALTACI BAŞVURUSU” orman sınırları içinde kaldığı kesinleşmiş orman kadastrosu sonucunda tespit edilen tapulu taşınmaz için tazminat ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edilmesi hakkındadır.

Somut olay ve yargılama süreci kısaca şu şekildedir:

Başvurucu tarafından 1996 yılında üçüncü kişilerden satın alınmış olan tarla niteliğindeki ve 38.000 metrekare yüz ölçümüne sahip taşınmazın 2.680 metrekarelik kısmının 22.11.1994 tarihli orman kadastrosu tutanaklarında orman sınırları içerisinde kaldığı görülmüştür.

2014 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi encümeni tarafından onaylanan parselasyon planlamalarında ise orman sınırları içerisinde kaldığı tutanaklardan anlaşılan alan üzerinde herhangi bir plan tesis edilmemiştir.

Bunun üzerine başvurucu Orman Genel Müdürlüğüne başvuruda bulunmuş ve taşınmazının bir bölümünün orman sınırları içerisinde kaldığını öğrenmiştir. Akabinde ise asliye hukuk mahkemesinde Orman Genel Müdürlüğüne karşı tazminat davası açmıştır.

İlk derece mahkemesi tarafından verilen kararda taşınmazın parselasyon planı dışında bırakılan 2680 metrekarelik kısmı başvurucu adına tapuda kayıtlı ise de söz konusu tapunun hukuki değerini yitirdiği, bu nedenle de kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davanın Orman Genel Müdürlüğü yönünden esastan reddedilmiştir. Ayrıca hazinenin taşınmaza el attığına dair bir tespitin bulunmaması nedeniyle de davanın hazine yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Başvurucu ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf mahkemesi tarafından verilen kararda ise ilk derece mahkemesi kararının hazine aleyhine kurulan hüküm fıkrası yönünden yapılan istinaf istemini reddetmiş; Orman Genel Müdürlüğü yönünden verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurusunu kabul etmiş ve davayı esastan inceleyerek farklı bir gerekçe ile reddetmiştir. Gerekçesinde ise, orman sınırları kapsamında kalması nedeniyle taşınmazın tapusunun hukuki değerinin yitirdiği yönündeki gerekçenin isabetli olmadığı belirtilmiş olup yeniden yapılan yargılama sonucunda ise taşınmazın orman bitki örtüsüyle kaplı olmadığı ve tarım arazisi görüntüsü verdiği yolundaki bilirkişi raporunda yer alan tespite atıfla fiili el atma olgusunun gerçekleşmediğini ve davanın bu gerekçe ile reddinin gerektiğine karar verilmiştir.

İstinaf mahkemesi kararına istinaden yapılan temyiz başvurusu neticesinde ise istinaf mahkemesi kararı onanmış olup başvurucu tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.

 

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme ise şu şekildedir:

Orman sınırları kapsamında kaldığı belirtilen taşınmazın;

-Kamu makamları tarafından oluşturulan tapu kayıtlarına istinaden özel mülkiyete konu edildiği,

-Hatalı olarak tutulan tapu kayıtlarından devletin sorumlu olacağı,

-Devletin orman niteliğinde olan taşınmazın korunması nedeniyle meşru bir menfaati olsa da başvurucunun menfaatlerinin de gözetilmesi gerektiği,

-Mülkten yoksun kalan başvurucuya tazminat ödenmeyeceğine dair istisnai bir durumun olmadığı,

-Yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğu gerekçeleriyle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Kararın tam metni için tıklayınız.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/tapu-sicilinin-hatali-tutulmasi-sonucu-mulkunden-yoksun-kalanlar-lehine-tazminata-hukmedilmesi-gerekir
Diğer Makaleler