• Tarih: 06.03.2025
  • Yazar: Staj. Öğr. Zehra Buyruk

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi

Tam metin için tıklayınız.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN

İstanbul 13. İdare Mahkemesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek iptali için başvurmuştur.

İTİRAZIN KONUSU

İtiraz, 2577 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, parasal sınırların belirlenmesinde "ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır" şeklindeki bölümünün Anayasa'nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu iddiasına ilişkindir.

OLAY

İdari para cezasının iptali istemiyle açılan bir davada, Mahkeme söz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna kanaat getirerek iptal başvurusunda bulunmuştur.

İLGİLİ KANUN HÜKÜMLERİ

  • 2577 sayılı Kanun Ek Madde 1:

Parasal sınırların her yıl yeniden değerleme oranında artırılmasını ve belirli sınırların dikkate alınmamasını düzenler.

İstinaf ve temyiz başvurularında, nihai karar tarihindeki parasal sınırların esas alınacağını belirtir.

  • 2577 sayılı Kanun Madde 45:

İstinaf yoluna başvurulabilecek kararları ve istinaf usulünü düzenler. Belirli parasal sınırın altında kalan davalarda verilen idare ve vergi mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ve istinaf yoluna başvurulamayacağını belirtir.

  • 2577 sayılı Kanun Madde 46:

Temyiz yoluna başvurulabilecek kararları ve temyiz usulünü düzenler. Belirli parasal sınırları aşan davalarda ve belirli nitelikteki işlemlere karşı açılan davalarda temyiz yolunun açık olduğunu belirtir.

  1. İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi, 2577 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının, istinaf ve temyiz başvurusunda nihai karar tarihindeki parasal sınırların esas alınmasını öngören bölümünün Anayasa'ya aykırı olup olmadığını değerlendirmiştir. Mahkeme, iptali istenen kuralın, bakılmakta olan davada uygulanacak nitelikte olması gerektiğini belirtmiştir. İtiraz konusu kuralın, istinaf ve temyiz başvurusunda nihai karar tarihindeki parasal sınırları esas almayı öngördüğü ifade edilmiştir. Kuralın, duruşma yapılmasının zorunlu olduğu hâllerle ilgili parasal sınırın belirlenmesi bakımından da geçerli olduğu belirtilmiştir. Mahkeme, incelemenin kuraldaki "...ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği..." ibaresiyle sınırlı olarak yapılmasına karar vermiştir.

III. ESASIN İNCELENMESİ

2577 sayılı Kanun'un 45. ve 46. maddelerinde, istinaf ve temyiz başvurusunda parasal sınırların belirlendiği belirtilmiştir. Kanun'un ek 1. maddesinde, parasal sınırların her yıl yeniden değerleme oranında güncelleneceği ifade edilmiştir. İtiraz konusu kural, istinaf ve temyiz başvurusunda nihai karar tarihindeki parasal sınırların esas alınmasını öngörmektedir. Başvuru kararında, kuralın belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ile adil yargılanma ilkelerini ihlal ettiği ileri sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi, 6100 sayılı Kanun'un benzer bir hükmünü iptal ettiği kararında, hükmün verildiği tarihteki parasal sınırın esas alınmasının belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olmadığını belirtmiştir.

Ancak, dava konusu değerin enflasyondan korunmaması nedeniyle, kanun yoluna başvuru hakkına getirilen sınırlamanın orantısız ve ölçüsüz olduğuna karar vermiştir. İtiraz konusu kuralda da, dava konusu değerin enflasyondan korunmaması nedeniyle, kanun yoluna başvuru hakkının orantısız ve ölçüsüz bir şekilde sınırlandırıldığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, kuralın Anayasa'nın 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğuna ve iptali gerektiğine karar verilmiştir. Kuralın Anayasa'nın 2. maddesine de aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, bu hususların Anayasa'nın 13. ve 36. maddeleri yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması nedeniyle, Anayasa'nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

  1. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ

6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası, bir kanunun belirli kurallarının iptali hâlinde, diğer kurallarının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bu kuralların da Anayasa Mahkemesince iptal edilebileceğini belirtir.

2577 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesindeki "...ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği..." ibaresinin iptali nedeniyle, aynı cümlede yer alan "...45. ve 46. maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise..." ibaresinin de 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekmektedir.

  1. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU

Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası, Anayasa Mahkemesinin gerekli gördüğü hâllerde iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi, Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceğini belirtir.

2577 sayılı Kanun'un ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "...45 inci ve 46. maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği..." bölümünün iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden, bu bölüme ilişkin iptal hükmünün kararın Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.

  1. HÜKÜM

6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanun'un 54. maddesiyle değiştirilen ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan;

"...ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

"...45. ve 46. maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise..." ibaresinin 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE,

İptal hükümlerinin, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE 11/2/2025 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

 

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/idari-yargilama-usulu-kanunu-nun-ek-1-maddesinin-2-numarali-fikrasinin-birinci-cumlesinin-ilk-derece-mahkemesi-veya-bolge-idare-mahkemesince-nihai-kararin-verildigi-tarihteki-parasal-sinir-esas-alinir-bolumunun-anayasa-nin-2-ve-36-maddelerine-aykiriligi-ileri-surulerek-iptaline-karar-verilmesi
Diğer Makaleler