-
Tarih: 09.03.2022
Anayasa mahkemesi vergi ve ceza mahkemeleri kararlarının birbirini bağlayacağı şeklinde karar vererek VUK 367/son hükmünü iptal etti
İstanbul 7. Vergi Mahkemesi ve Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;
- Maddesinin
- Maddesinin (b) fıkrasının son paragrafının,
- Maddesinin dördüncü ve beşinci fıkralarının (29.04.2021 tarihli ve 7318 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen dördüncü fıkra nedeniyle beşinci ve altıncı fıkralarının)
Anayasa’nın 2, 11 ve 90. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesine ilişkin olarak talepte bulunulmuştur.
09.03.2022 tarihli ve 31773 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı’nda Kanun’un 367. maddesinin beşinci fıkrasının (anılan maddeye 7318 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen dördüncü fıkra nedeniyle altıncı fıkrasının) iptaline, diğer kanun hükümlerinin ise Anayasa’ya aykırı olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine hükmedilmiştir.
1- İptali Talep Edilen VUK Md. 340, Md. 359 (b) Fıkrası Son Paragraf, Md. 367 5. Fıkra Bakımından Değerlendirme
Başvuru kararlarında, itiraz konusu kanun hükümlerinde aynı fiilin hem suç hem kabahat olarak nitelendirilmesi nedeniyle ceza ve vergi mahkemelerine özgü usullerin ve yaptırımların uygulanmasının, anılan mahkemeler arasında herhangi bir etkileşim olmadığı için yargılama neticesinde verilen kararlar arasında çelişki olması halinde dahi geçerli kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesiyle bağdaşmadığı iddia edilerek Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde, itiraz konusu kurallarla verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar ile idari yaptırımlara ilişkin süreçlerin bağlantılı yürütülmesi halinde birden fazla cezanın uygulanması ile aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis in idem) ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan “Ne Bis in Idem” ilkesine, aşağıda yer verilen şartların gerçekleşmesi halinde aykırılık oluşacaktır:
-“Ceza” ile ilgili bir yargılama sürecinin olması.
- Bu sürecin kesin/kesinleşmiş mahkumiyet veya beraat hükmüyle sonuçlanmış olması.
- Tekrar (yeniden) “ceza” ile ilgili bir yargılama sürecinin işletilmesi.
- Farklı yargılama süreçlerinin aynı fiile ilişkin olması.
- İlkenin istisnalarından birinin olmaması.
Yukarıda yer verilen şartlar gerçekleştiği takdirde “Ne Bis in Idem” ilkesi ile adli ve idari yargılama süreci bağlantılı olarak yürütülebilecektir. Adli ve idari yargıya ilişkin süreçlerin birbiriyle bağlantılı olarak yürütülmesine ilişkin güvenceler sağlandığı takdirde birden fazla cezanın uygulanmasının kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Dolayısıyla cezalandırmaya ilişkin süreçlerinin birbiriyle bağlantılı olarak yürütülmesi halinde birden fazla cezanın uygulanmasının “Ne Bis in Idem” ilkesine aykırılık teşkil etmediği anlaşılmıştır.
Öte yandan VUK 359. maddenin (b) fıkrasının son hükmü bakımından yapılan inceleme neticesinde ise kanun koyucunun düzenleme yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlı olduğu açıklanmış olup ölçülülük ilkesi kapsamında elverişlilik, gereklilik ve oranlılık alt ilkelerine uygun olması gerektiği açıklanmıştır. İtiraz konusu kuralda ise suç ve ceza arasında bulunan makul dengenin gözetildiği, dolayısıyla kuralın orantısı bir sınırlamaya sebep olmadığı belirtilmiştir.
Yapılan incelemeler sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından ilgili itiraz konusu kanun hükümlerinin Anayasa’ya aykırı olmadığı anlaşılmış olup itirazların reddine karar verilmiştir.
2- VUK 367. Maddenin İptal Edilen 6. Fıkrası Bakımından Değerlendirme
Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükmü şu şekildedir:
“Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz.”
Kanun hükmünde adli ve idari yargı mercilerinde yürütülmekte olan cezalandırma süreçlerinin birbirini bağlamayacağı ifade edilmiştir. Farklı mercilerin birbirini bağlamayacağına ilişkin kuralın, aynı fail tarafından aynı fiil ile suç ve kabahatin işlenebildiği durumlar değerlendirildiği takdirde aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis in idem) kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki başlık altında yer verilen şartlarda görüldüğü üzere, “Ne Bis in Idem” ilkesine aykırılık teşkil edilmesi için sürecin kesinleşmiş olması veya sonuçlanmış olması gerekmektedir. Buna göre, suç veya kabahate ilişkin olarak başlatılan cezalandırma süreçlerinden birinin kesinleşmesi ile diğerinin sona ermesi halinde yeni bir yargılama süreci başlayabilecektir.
İtiraz konusu kural, suç ve kabahate ilişkin olarak yürütülecek olan yargılama süreçlerine engel teşkil etmiyor olsa da uygulanacak yaptırımların arasında bağlantı kurulmasını sağlayacak güvencelere yer vermeyerek yargılama süreçleri arasındaki etkileşimi engellemektedir. Bu sebeple, Anayasa Mahkemesi tarafından adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelere aykırılık oluşacağı kanaatine varıldığından ilgili kanun hükmünün iptaline karar verilmiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanması eşitlik ilkesini ihlal ettiğine dayanılarak Anayasaya aykırı görülüp iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2025-32/72 Sayılı Tebliğ’e İlişkin Duyuru Hazine ve Maliye Bakanlığı Sitesinde Yayınlanmıştır
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
AB Yapay Zeka Tüzüğü (Türkçe Özet Metin)
-
Tarih: 19.02.2025
-
-
2024 Yılı İçin Değerli Konut Vergisi Ödemesi Yapılmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
Dilek Genç'in AİHM Adil Yargılanma ve Silahların Eşitliği Haklarının İhlali Kararı
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-