-
Tarih: 15.04.2022
Anayasa Mahkemesi, kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında verilen nihai kararlara karşı istinaf yoluna başvurulmasını engelleyen kuralın kanunilik şartı taşımadığına hükmetti.
15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı’nda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin 2 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden incelenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve söz konusunu normun iptaline karar verilmiştir.
OLAY
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz üzerindeki irtifak hakkının davacı idare adına tapuya tescili talebiyle açılan davanın kabulüne dair karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi, normun iptali için başvurmuştur.
İTİRAZ KONUSU NORMUN İÇERİĞİ
6100 sayılı Kanun’un 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 2 numaralı fıkrasının birinci cümlesinde miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu öngörülmüştür. Söz konusu cümlenin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden incelenmesi itiraz konusu kuralı oluşturmaktadır.
Normda belirtilen parasal sınır ilgili Kanun’un ek 1. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanmaktadır.
Buna göre 01.01.2022 tarihinden geçerli olmak üzere miktar veya değeri 8 bin Türk Lirasını geçmeyen kamulaştırma bedelinin tespiti davalarına ilişkin kararlar kesin nitelikte olup bu kararlar hakkında istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir.
Bununla birlikte; aynı maddenin 2 numaralı fıkrası uyarınca söz konusu parasal sınırın uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınmaktadır.
NORMUN İPTALİNE DAYANAK OLUŞTURAN ANAYASA MADDELERİNE KISACA DEĞİNECEK OLURSAK;
-Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun ve ölçülü olması gerekir.
-Anayasa’nın 13. maddesi çerçevesinde; yine Anayasa’nın 35. ve 36. maddesinde düzenleme altına alınan mülkiyet hakkını ve hak arama özgürlüğünü değerlendirecek olursak, sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp kuralların keyfîliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir düzenlemeler niteliğinde olması gerekir. Dolayısıyla Anayasa’nın 13. maddesinde sınırlama ölçütü olarak belirtilen kanunilik,Anayasa’nın 2. maddesinde güvenceye alınan hukuk devleti ilkesi doğrultusunda yorumlanmalıdır.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KONUYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMESİ
-Anayasa’da kamulaştırmanın taşınmazın gerçek değerinin ödenmesi şartıyla yapılması öngörülmüş olup taşınmazın gerçek değeri üzerinden kamulaştırılmış olması Anayasa tarafından güvence altına alınan mülkiyet hakkının da gereğidir.
-Kuralda yer alan “Miktar veya değeri…” ibareleri esasen taraflar arasında uyuşmazlığa konu olan malvarlığının değerini ifade etmektedir. Ancak, kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında uyuşmazlığın esasını malvarlığının değerinin ne olduğunun yargı kararıyla ortaya çıkarılması, başka bir ifadeyle taşınmazın değerinin mahkeme tarafından belirlenmesi oluşturmaktadır.
-Dolayısıyla kamulaştırma bedelinin tespiti davaları bu yönüyle kişilerin talep ya da uyuşmazlık konusunu belirli miktar veya değer ile gösterebildikleri diğer malvarlığı davası türlerinden ayrılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında söz konusu davaların konusunu belirli bir miktar veya değer içeren talepler oluşturmadığından kararın kesinlik sınırının belirlenmesinde davada ileri sürülen istemin kabul edilmeyen bölümü gibi bir ölçütün esas alınması mümkün değildir.
-Öte yandan kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında kararın taşınmaz maliki bakımından istinaf edilebilir olup olmadığının belirlenmesinde mahkeme tarafından lehine hükmedilen miktarın bir öneminin bulunmadığı da açıktır.
ANAYASA MAHKEMESİ KURMUŞ OLDUĞU HÜKÜMDE;
-Kuralda kamulaştırma bedelinin tespiti davalarına ilişkin kararların kesinlik sınırının hesaplanmasında hangi ölçütün esas alınacağının herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açık ve net olarak belirlenmediğine,
-Bu sebeple hükmün denetlenmesini talep etme hakkına sınırlama getiren kuralın kanunilik şartını taşımadığı sonucuna varıldığına,
-Kuralın kamulaştırma bedelinin tespiti davalarına ilişkin olarak verilen kararların kesinlik sınırının hesaplanmasında hangi ölçütün esas alınacağına dair belirsizliği uygulamada, yorum ve değerlendirme farklılıklarına dayalı olarak bireyin taşınmazının gerçek değerinden yoksun kalmasına yol açabileceğine,
Açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesi, normun Anayasa’nın 13. ve 36. maddelerine aykırılık oluşturacağına bu sebeple normun iptaline karar vermiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-
-
5/6/2024 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Gündemine Ait Kararlar Bülteni
-
Tarih: 06.09.2024
-
-
Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği'nde Değişiklikler Yapıldı
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
İdari Yaptırım ve İdari Gözetim Kararlarına Karşı Başvuruda Sulh Ceza Hakimliklerinin Görevlendirilmesine İlişkin Değişiklik
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları Şüpheli İşlem Bildirimi Rehberi ve MASAK Online Sistemi Güncellendi
-
Tarih: 25.07.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen Mevzuatların Katı Bir Şekilde Yorumlanması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Alacağın Sadece Yasal Faiz İle Ödenmesi Alacaklının Mağduriyetine Sebep Olmaktadır
-
Tarih: 08.07.2024
-