-
Tarih: 17.01.2024
Arabuluculuk Son Tutanağında Yer Almayan Ancak Dava Konusu Edilen Ücret Farkı Alacağının Arabuluculuk Görüşmelerine Konu Edildiği ve Bu Alacak Hakkında da Anlaşmaya Varılmadığının Kabulü Olanaklı Değildir.
T.C.
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas : 2023/9922
Karar : 2023/11162
Tarih : 10.07.2023
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/176 E., 2023/821 K.
KARAR : Davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf
başvurusununkabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/562 E., 2022/767 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulünekarar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... Müdürlüğünün başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar
verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğüneait işyerinde diğer davalılarca kurulan adi ortaklığın işçisi olarak çalışmaya başladığını, işyerinde Yüksek Hakem Kurulunun 12.09.2019 tarihli ve 2019/255 Esas, 2019/398 Karar sayılı kararı ile toplu ... sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin Yol -... Sendikası üyesi olduğunu, davalı Şirketler ile davalı İdarearasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu, müvekkiline davalı adi ortaklık tarafından, toplu ... sözleşmesinde öngörülen haklarının ödenmediğini, gerekli ücret artışlarının yapılmadığını ileri sürerek yemek yardımı, yakacak yardımı, direksiyon primi,
bayram harçlığı, ikramiye ve ücret farkı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Şirketler vekili cevap dilekçesinde; yetki, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının ... işçisi olduğunu, davacının çalışma düzeni ve saatlerinin davalı ... tarafından belirlendiğini, davacının müvekkil Şirketlerden herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep
etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, sendikanın işçi adına dava açma yetkisinin bulunmadığını, müvekkili İdarenin toplu ... sözleşmesinin tarafı olmadığından taleplerden sorumlu tutulamayacağını, davacının taleplerinin müvekkili İdareye yönetilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalılara ait işyerinde 01.10.2018- 31.08.2021 tarihleri arasında çalıştığı, davacının 18.01.2016 tarihinde sendikaya üye olduğu ve hâlen üyeliğinin devam ettiği, Yol -... Sendikası Genel Başkanlığı'nın 20.07.2022 tarihli yazı cevabı
ekinde sendika üyelik fişinin işverenlere bildirildiğinin anlaşıldığı, toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihinin 01.12.2018-31.08.2021 tarihleri arasında olduğu, dosyaya ücret bordrolarının sunulmaması nedeniyle sigorta primine esas kazanca göre hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre davacının dava konusu
alacak kalemlerine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda; ikramiye alacağının eksik hesaplandığını, alacaklara dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı ... istinaf dilekçesinde; ıslah edilen alacağa ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, ücret farkı hesabının hatalı olduğunu, bu hatalı hesaplamanın ilave tediye alacağını da etkilediğini, davada müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, davacının sendika üyesi olduğuna dair herhangi bir bildirim yapılmadığından toplu ... sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, müvekkili Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alt işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden asıl işverenin sorumluluğu olgusunun 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin altıncı fıkrasının son cümlesinde açıkça düzenlendiği, buna göre davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklarına karşı davalı ... Müdürlüğünün sorumlu olduğu, davacının toplu ... sözleşmesi imzalamaya yetkili sendika üyesi olduğu, buna ilişkin belgenin dosyada bulunduğu, davacının Yüksek Hakem Kurulu kararıyla uygulanan toplu ... sözleşmesinden faydalanma hakkının bulunduğu,
toplu ... sözleşmesinden kaynaklı haklarının ödenmediği, davacının zamanaşımına uğrayan alacağının bulunmadığı, dava ve ıslah dilekçesindeki talep dikkate alındığında dava dilekçesinde talep edilen miktarlara dava, ıslah dilekçesinde talep edilen miktarlara ise arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olduğu, ne var ki; ikramiye alacağının hesap yönteminin hatalı olduğu, ikramiye alacağının ödendiğine dair işverenlerce herhangi bir delil sunulmadığından ikramiyealacağı hesaplanırken sadece ödenen ile ödenmesi gereken ücret arasındaki fark ücret esas alınarak hesaplanmasının isabetli olmadığı, toplu ... sözleşmesi uyarınca gerekli zam oranı uygulanarak belirlenen ve davacının alması gereken (zamlı ücret) ücret miktarı esas alınarak ikramiye alacağının hesaplanması gerektiği, davacının ıslah dilekçesi ekinde sunduğu hesap tablosunda belirtilen şekilde hesaplama yapıldığı anlaşıldığından ıslah dilekçesi esas alınarak ikramiye alacağının hüküm altına alınması gerektiği, Mahkemece zorunlu arabuluculuk ücreti yönünden de herhangi bir hüküm kurulmadığı gerekçeleriyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü
kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının sendika üyesi olduğunun işverene bildirilmediğini bu nedenletoplu ... sözleşmesinden yararlanamayacağını, yemek yardımı talebinin toplu ... sözleşmesi hükmüne aykırı hesaplandığını, ikramiye alacağında ıslah dilekçesinin esas alınmasının hatalı
olduğunu, ıslah edilen alacağa ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini, ücret farkı hesabının hatalı olduğunu, davada İdarenin sorumluluğunun bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu toplu ... sözleşmesinin tarafı davalı Şirketler olduğundan ödenmeyen alacaklardan davalı
Şirketlerin sorumlu olduğunu, müvekkili İdare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin bozmayı gerektirdiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının talep edilen ve hüküm altınaalınan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, davalı ... ile davalı Şirketler arasındaki ilişkinin hukuki niteliği, buna göre davalı İdarenin hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu olup olmadığı, faiz başlangıcı ve ücret farkı alacağında arabuluculuk dava şartının
yerine getirilip getirilmediği noktalarındadır.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı fıkrası.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesi.
6356 sayılıSendikalar veToplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 15 inci maddesinin
üçüncü fıkrası, 17 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası.
Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazlarıyerinde görülmemiştir. Dava şartı olarak arabuluculuğun, sürecinin başından sonuna kadar detaylı kurallara bağlanması, yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından gereklidir. Şüphesiz arabulucuğun en önemli aşamalarından biri başvurunun yapılması, diğeri ise arabuluculuk tutanağı düzenlenmesidir. Anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları
ya daanlaşamadıklarıalacak kalemleri ... ... belirtilmelidir.
Dairemizce; dava şartı arabuluculuk uygulamalarında başlangıçta hem talepte bulunanlar ve hem de arabulucular tarafından yapılan hatalar tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuk uygulamasının amaçlandığı gibi uygulanmasına engel olduğundan, 6325 sayılı Kanun’a dayanılarak
çıkartılan ve 02.....2018 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmelik’in ve aksaklıkları gidermek amacı ile uygulamaya konulan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin başvuru formu uygulamasının başladığı 02.....2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar ... ... belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir. Başka bir deyişle başvuru formu uygulamasının başladığı 02.....2018 tarihinden önceki dönem için taraflardan kaynaklanmayan bu tür uygulama hataları aşılarak arabuluculuk müessesesinin amaca uygun yürütülmesi sağlanmayaçalışılmıştır. Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.....2018 tarihinden sonraki başvurularda ise hangi alacak veya tazminat kalemleri konusunda anlaşma sağlandığı veya sağlanamadığını açıkça belirtmeyen son tutanağa göre davaşartının gerçekleştiğikabuledilemeyecektir. Somut uyuşmazlıkta; Yönetmelik yürürlük tarihinden sonra davalılar ile yapılan arabuluculuk başvurusunda başvuru konusu "sendikal izin ücreti, askerlik yardımı, gece çalışması alacağı, ihbar tazminatı, yeni ... arama izin ücreti alacağı, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, ücretli sosyal izin alacağı, çocuk yardımı alacağı, yemek yardımı alacağı, taşıt yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı, direksiyon primi alacağı, öğrenim yardımı alacağı, bayram yardımı alacağı, giyim ve koruyucu eşya yardımı alacağı, evlenme yardımı alacağı, doğum yardımı alacağı, hastalık yardımı alacağı, tabii afet yardımı alacağı, ölüm yardımı alacağı, ... bayram ve genel tatil ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, ikramiyealacağı ve geçici görev yolluğu alacağı" olarak belirtilmiştir. “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı” davacı ve davalılar arasında 14.07.2021 tarihinde tanzim edilmiş ve tutanağın ilgili kısmında tarafların anlaşmaya varamadıkları alacak kalemleri (5) numaralı paragrafta açıklandığı şekilde belirtilmiştir. Bu durumda; Daire uygulaması gereği Yönetmelik yürürlük tarihinden sonraki dönemde yapılan başvurularda işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiği söylenemez. Arabuluculuk son tutanağında faaliyete konu alacak kalemleri ...... sayılmıştır. Son tutanakta yer almayan ancak dava konusu edilen ücret farkı alacağının arabuluculuk görüşmelerine konu edildiği ve bu alacak hakkında da anlaşmaya varılmadığının kabulü olanaklı değildir. Belirtilen sebeple dava konusu ücret farkı alacağı yönünden, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle, Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesikararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
- Arabuluculuk,
- Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi,
- Arabuluculuk Başvuru Formu,
- Arabuluculuk Daire Başkanlığı,
- arabuluculuk faaliyetinin vergilendirilmesi,
- Arabuluculuk Kanunu,
- Arabuluculuk Kanunu Tasarısı,
- Arabuluculuk Kanunu Taslağı,
- Arabuluculuk Kanunu Teklifi,
- Arabuluculuk Son Tutanağı,
- Arabuluculuk Sınavı,
- Arabuluculuk Tutanağının Geçersizliği,
- arabuluculukta taraf vekilliği,
- arabuluculukta vergi,
- arabuluculuğun vergi avantajları
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-