-
Tarih: 19.03.2025
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
YARGITAY
ONBİRİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas | : 2023/3034 |
Karar | : 2023/11091 |
Tarih | : 27.12.2023 |
B O Z M A Ü Z E R İ N E
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/496 E., 2023/167 K.
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER: Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.04.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan, 2 kez 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Kararın, sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 31.05.2022 tarihli kararı ile yasa değişikliği nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.03.2023 tarihli ve 2022/496 Esas, 2023/167 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan, 2 kez 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (213 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin b fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 43, 62 ve 53 üncü maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi; yeterli, kesin delil bulunmadan, eksik araştırma ile gerekçesiz olarak verilen mahkumiyet hükümlerinin bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Kızılmurat Vergi Dairesi mükellefi olan sanığın 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla dava açılmıştır.
Dava şartı olan mütalaa dosya arasında bulunmaktadır.
Sanık savunmasında daha önce verdiği ifadeyi hatırlamadığını, daha önce uyuşturucu kullandığını, 3-4 aydır kullanmadığını ancak hala etkisinden kurtulamadığını, bunalımda olduğunu beyan etmiştir.
Dosya arasında mevcut Vergi Tekniği Raporunda, mükellefin işe başlama yoklamasından sonra yapılan yoklamalarda iş yerinin devamlı kapalı olduğu, iş yeri komşularının adı geçeni tanımadıklarını beyan ettikleri, mükellefle yapılan görüşmede iş yerini kapatıp İstanbul'a gittiğini, vergi dairesine bilgi vermediğini, işleri takip etmek için ...isimli şahsa vekaletname verdiğini, faturaların o şahısta olduğunu, ancak uzun süreden beri şahsa ulaşamadığını beyan ettiği, KDV matrahlarının düzensiz olduğu, yüksek tutarlarda hasılat elde etmesine rağmen, düşük tutarlarda ödenecek KDV beyan etmesi, gelir vergi beyannamesi vermemesi, istenilen defter ve belgeleri ibraz etmemesi, bu defter ve belgeleri başka bir şahsa vermesi bütün olarak değerlendirildiğinde sahte fatura düzenlemek için mükellefiyet tesis ettirdiği ve işe başladığı 21.06.2012 tarihinden itibaren düzenlediği tüm faturaların sahte fatura olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati beyan edilmiştir.
Dosya arasında mevcut bilirkişi raporlarında özetle sanığın mükellefiyet tarihinden itibaren düzenlediği tüm faturaların sahte olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkemesince bozma kararı doğrultusunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için gerekli ihtarat içerir duruşma gün ve saatini bildirir davetiye sanığa tebliğ edilmesine karşın sanığın duruşmaya gelmediği ve etkin pişmanlığını gösterir herhangi bir ödemede bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan davada; sanığın sorgusunda kendisinde olmadığını beyan ederek savunma yapamadığı ancak vergi denetmenlerine verdiği beyanında kendisinin iş yerini bırakıp İstanbul'a gittiğini ve işleri takip etmesi için ...isimli şahsa vekaletname verdiğini, faturaların da onda olduğunu ifade ettiği anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından;
a. Suça konu fatura asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması, faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; Mahir Yılmaz Sarı'nın açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b) Tanığın da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde sanık ve tanığın temin edilecek yazı ve imzaörnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, 5271 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile mahkûmiyetine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
a. Sanık hakkında, 213 sayılı Kanun'un 359/b-1 maddesi gereğince iki kez ceza tayin edilmiş ise de, 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinde 7394 sayılı Kanun ile yapılan yeni düzenlemeye göre "Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır" hükmü nazara alınmaksızın iki kez ceza tayin edilmesi,
b. İddianamede 213 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının b bendinin bir kez uygulanması talep edildiği halde 5271 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.03.2023 tarihli ve 2022/496 Esas, 2023/167 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
12.2023 tarihinde karar verildi.
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-