-
Tarih: 02.10.2024
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
2 Ekim 2024 tarihli ve 32680 sayılı Resmi Gazete ’de 27.06.2024 tarihli E:2023/178, K:2024/125 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı yayımlanmıştır.
Somut olayda Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesi, ortaklığın giderilmesi talebiyle açılan davada HUAK’ın 18/B maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ‘’…. ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar’’ ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali için başvurmuştur.
Başvuru kararında özetle; ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda taraf teşkilinin sağlanmasında önemli güçlüklerin yaşandığı, arabuluculuk kurumunun bu tür faaliyetleri icra etme imkanında yoksun olduğu, itiraz konusu kural uyarınca arabulucuya başvurmak zorunda olan tarafın da taraf teşkiline ilişkin iş ve işlemleri yerine getirmesinin mümkün olmadığı, bu durumda kuralın uyuşmazlığın çözümünün gereksiz yere uzamasına sebep olduğu, taraf teşkilinin sağlanması süresinde taraf bilgilerinin elde edilmesi bakımından belirsizliğin ortaya çıktığı belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2.,20.,35. ve 36. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Başvuru, Anayasa’nın ilgili maddeleri uyarınca sırasıyla hukuk devleti ilkelerine aykırı olarak özel hayatın gizliğinin, mülkiyet hakkının ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
Başvurucunun iddiaları üzerine Anayasa Mahkemesi, ilgili kuralın değerlendirilmesinde Anayasa’nın 13. ve 36. maddeleri gereğince bir değerlendirmenin yapılmasına kanaat getirmiştir.
Anayasa’nın ‘’Temel hak ve hürriyetlerinin sınırlanması’’ kenar başlıklı 13. maddesi şu şekildedir:
‘’ Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.’’
Belirtilen maddeye göre ilgili kuralın Anayasa’ya uygun olabilmesi için;
- Kanunilik ilkesi (Kanuna dayanması)
- Meşru Amaç İlkesi (Kamu yararı amacı taşıması)
- Ölçülülük İlkesi
Gözetilerek yapılması gerekmektedir. Bu ilkelerin çizdiği sınırlar çerçevesinde, temel haklara müdahale hukuka uygun olmaktadır.
Sınırlamanın ölçülü olup olmadığının da değerlendirilmesi; elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik, öngörülen sınırlamanın ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını; gereklilik, ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlamanın zorunlu olmasını diğer bir ifadeyle aynı amaca daha hafif bir sınırlama ile ulaşılmasının mümkün olmamasını; orantılılık ise, hakka getirilen sınırlama ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir.
Anayasa’nın ‘’Hak arama hürriyeti’’ kenar başlıklı 36. maddesi de şu şekildedir:
‘’Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.’’
Anılan maddeyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır.
İtiraz konusu kural, ortaklığın giderilmesi davası açılabilmesi için öncelikle arabulucuya başvurulma şartını öngörmek suretiyle mahkemeye erişim hakkına sınırlama getirmektedir.
Tüm bunlar ışığında somut itiraza ilişkin olarak yapılan değerlendirme neticesinde Anayasa’nın 141. maddesi kapsamında devletin yükümlülüklerinden biri olan, yargılamaların gereksiz yere uzamasını engelleyecek etkin çareler oluşturmak gayesiyle uygulamaya koymuş olduğu kuralın;
- Uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemiyle olabildiğinde hızlı ve az giderle çözüme kavuşturulmasına ve yargının iş yükünün azalmasına katkı sağlayacağı açık olup kuralda öngörülen sınırlamanın anayasal anlamda meşru bir amaca yönelik olduğu,
- Kural kapsamında ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuğun dava şartı olarak öngörülmesi suretiyle mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın bu uyuşmazlıkların daha kısa sürede ve basitçe çözülebilmesi ve yargı makamlarının iş yükünün azaltılarak yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmasına hizmet etmesi sebebiyle elverişli olduğu,
- Alternatif çözüm yöntemlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hangi tür uyuşmazlıkların bu kapsamda değerlendirileceği hususlarında geniş bir takdir yetkisi bulunan kanun koyucunun öngörülen sınırlamaya göre daha hafif bir sınırlama aracına başvurması gerektiği söylenemeyeceğinden gereklilik ilkesine aykırılık teşkil etmediği,
- Nitekim ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar kapsamında tarafların anlaşamamaları halinde dava yoluna gidilebileceği,
- Bu itibarla kuralda kişiler ile kamu yararı arasındaki dengenin korunduğu, kuralla mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın kişilere orantısız bir külfet yüklemediği ve ölçülü olduğu
Sonuçlarına ulaşılarak itirazın reddine oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Çoğunluğun görüşüne katılmayarak kullanılan karşı oy görüşlerine göre;
İtiraz konusu kuralın yasayla yapılması sebebiyle kanunilik ölçütünü kapsadığını fakat zorunlu arabuluculuğa müracaat ile başlayan sürenin en fazla üç hafta içerisinde zorunlu hallerde ise bir hafta sonrasında sonlanması sebebiyle çözüm şekli göz önüne alındığında gereklilik anlamında kuralın meşru bir amacının olduğunun söylenemeyeceği, taraf teşkilinin sağlanmasında davanın türüne göre birtakım eksikliklerin giderilmesi ve yanlışlıkların düzeltilmesi gibi nedenlerin başka davaların açılmasını zorunlu kıldığı ve bu sebeple zorunlu arabuluculuk için getirilen sürede mevzu bahis eksikliklerin giderilmesinin ve taraf teşkilinin sağlanmasının pratikte mümkün olmadığı görüşüyle birlikte; benzeri davalardaki düzenlemenin hiçbir istisna tanınmadan zorunlu hale getirilmesinin gerekli ve meşru amacı olduğu söylenemeyeceğinden ilgili kuralın iptali yönünde oy verilmiştir.
İlgili kararın tam metni için tıklayınız.
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-
-
5/6/2024 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Gündemine Ait Kararlar Bülteni
-
Tarih: 06.09.2024
-
-
Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği'nde Değişiklikler Yapıldı
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
İdari Yaptırım ve İdari Gözetim Kararlarına Karşı Başvuruda Sulh Ceza Hakimliklerinin Görevlendirilmesine İlişkin Değişiklik
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları Şüpheli İşlem Bildirimi Rehberi ve MASAK Online Sistemi Güncellendi
-
Tarih: 25.07.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen Mevzuatların Katı Bir Şekilde Yorumlanması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Alacağın Sadece Yasal Faiz İle Ödenmesi Alacaklının Mağduriyetine Sebep Olmaktadır
-
Tarih: 08.07.2024
-
-
İcrada Fazla Ödenen KDV Şikayet Yoluyla Her Zaman İstenebilir
-
Tarih: 08.07.2024
-