-
Tarih: 21.06.2022
Brüt 200 metrekareyi geçmeyen tek mesken sahipleri emlak vergisinden muaftır
T.C.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)
SAYI : 2022/7893-S.22.12109
BAŞVURU NO : 2021/21947
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
TAVSİYE KARARI BAŞVURAN : -
BAŞVURUYA KONU İDARE : ADAPAZARI BELEDİYE BAŞKANLIĞI
BAŞVURUNUN KONUSU : Başvuranın, emlak vergisi muafiyet kapsamına alınması ve tahakkuk ettirilen vergilerin terkin edilmesi talebi hakkındadır.
BAŞVURU TARİHİ : 27/12/2021
I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
1) Kurumumuza (TCNO:-) tarafından yapılan başvuruda özetle; Belediyenin - sicil numaralı emlak vergisi mükellefi olduğu, Cumhuriyet Mahallesi, Sedat Kirtetepe Caddesi, Apt. No:’de bulunan meskeninin 200 m2’yi aşmadığı, Bağkur emeklisi olduğu, bu sebeple emlak vergisi muafiyetinden yararlanması gerektiği, ancak tarafında arsa mükellefiyet kaydı bulunduğu gerekçesiyle muafiyetten yararlandırılmadığı, söz konusu arsanın veraseten intikal ettiği ve hiçbir gelir getirmediği ifade ve iddia edilerek tahakkuk ettirilen emlak vergilerinin iptal edilerek muafiyet kapsamına alınması talep edilmektedir.
II. İDARELERİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
2) Kamu Denetçiliği Kurumumuzca, verilecek karara esas olmak üzere başvuru belgesinde yer alan iddiaların doğruluğunun tespiti ve eğer mümkünse ilgili idare ile başvurucu arasında muhtemel bir dostane çözümün tesisi amacı ile 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu hükümleri uyarınca inceleme ve araştırma gerçekleştirilmiştir. 6328 sayılı Kanunun “Bilgi ve belge istenmesi” başlıklı 18 inci maddesi hükmü uyarınca 18/03/2022 tarihli ve sayılı yazımız ile Adapazarı Belediye Başkanlığından bilgi ve belge talep edilmiştir. İlgili İdarenin 23/03/2022 tarihli ve sayılı cevabi yazısında özetle;
2.1) İlgilinin vergi muafiyetinden yararlandırıldığı, akabinde yapılan kontrollerde; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8’inci maddesinde belirtilen hususları taşımadığı tespit edildiğinden muafiyet işleminin iptal edildiği, mükellefin yazı ekinde gönderilen tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere Trabzon ili sınırları içerisinde farklı taşınmazlarda malik olduğunun görüldüğü,
2.2) Ayrıca, mükellef ile 21/03/2022 tarihinde görüşüldüğü, evinin dışında taşınmazlarının olduğunun yeni öğrenildiği, bu sebeple emlak vergisi ödemesi gerektiğini kabul ettiği açıklamalarına yer verilmiştir.
3) İdarenin cevabi yazısına istinaden 14/04/2022 tarihinde dosya hakkında bilgi almak üzere Kurumumuzca şikâyetçi ile görüşülmüş olup, şikâyetçi tarafından “İdare tarafından bahsedilen fındıklığın hisseli olduğu ve gelir getirmediği” bilgisi verilmiştir. Bu kapsamda Kurumumuz tarafından İdare ile irtibata geçilmiş ve İdare tarafından 20/04/2022 tarihli ve sayılı ikinci bir cevabi yazı gönderilmiştir. Söz konusu cevabi yazıda özetle;
3.1) İlgili mükellefin Türkiye genelinde birden fazla taşınmaza malik olduğu, hatta Sakarya ili Serdivan ilçesi parselde hissesi bulunduğu ve parselin üzerinde birden fazla binanın olduğu sebebi ile muafiyet işlemi sağlanamadığı ifadelerine yer verilmiştir.
III. İLGİLİ MEVZUAT
4) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın; “Dilekçe, Bilgi Edinme ve Kamu Denetçisine Başvurma Hakkı” başlıklı 74'üncü maddesinde; “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler.”,
4.1) “Vergi Ödevi” başlıklı 73’üncü maddesinde; “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.”,
5) İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 No.lu Protokolün “Mülkiyetin Korunması” başlıklı 1’inci maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler devletlerin mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri, yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.”
6) 14/06/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun "Kurumun Görevi" başlıklı 5’inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum, idarenin işleyişiyle ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”,
6.1) Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği’nin “Karar Verme Süresi” başlıklı 36’ncı maddesinde; “Kurum, inceleme ve araştırmasını şikâyet tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırır…’’ ,
7) 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Kanunun Şümulü” başlıklı 1’inci maddesinde; “Bu kanun hükümleri ikinci maddede yazılı olanlar dışında, genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanır.”,
7.1) “Maksat ve Yetki ” başlıklı 127’nci maddesinde; “ Yoklamadan maksat, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmektir… Yukarıda sayılan yetkilerin hangilerinin ne şekilde ve hangi hallerde kullanılacağını belirlemeye, yoklamaya yetkili olanların bu husustaki görev ve yetkilerini sınırlamaya Maliye ve Gümrük Bakanlığı yetkilidir.”,
7.2) “Yoklamaya Yetkililer ” başlıklı 128’nci maddesinde;
“Yoklama:
1.Vergi dairesi müdürleri;
2.Yoklama memurları;
3.Yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler;
4.Vergi incelenmesine yetkili olanlar;
5.(Ek: 5/5/2005-5345/34 mad.) Gelir uzmanları; tarafından yapılır.- .”,
8) 29/07/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun “Mevzu” başlıklı 1’inci maddesinde; “Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bu kanun hükümlerine göre Bina Vergisine tabidir.”,
8.1) “Mükellef” başlıklı 3’üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Bina Vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler öder.”, ikinci fıkrasında; “Bir araziye paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.”,
8.2) “Nispet” başlıklı 8’inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Cumhurbaşkanı, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”,
9) 29/12/2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun 2006/11450 sayılı Kararında; “1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²'yi geçmeyen tek meskene sahip olmaları halinde (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil), söz konusu meskene ait bina vergisi oranı, 2007 ve müteakip yıllar için sıfıra indirilmiştir.” ,
10) 31/12/2003 tarih ve 25333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde; “1.İndirimli Bina Vergisi Oranından Yararlanacak Mükellefler” başlığı altında; “Bakanlar Kurulunca belirlenecek indirimli vergi oranından, Türkiye'de brüt yüzölçümü 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olan veya tek meskenin intifa hakkına sahip bulunan; - Kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup 18 yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler, - Gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları emekli, dul, yetim, ölüm ve malûliyet aylığından ibaret bulunanlar, … yararlanacaklardır.”
10.1) “3. İndirimli Vergi Oranının Uygulanması İle İlgili Diğer Hususlar” başlığı altında;
“a) İndirimli vergi oranının uygulanması için meskende bizzat oturma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle, sahip olduğu tek meskeni kiraya verip, kirada oturanlar da diğer şartları taşımaları kaydıyla indirimli vergi oranından faydalanabileceklerdir.
e) Sosyal güvenlik kurumlarından emekli, dul, yetim, ölüm ve malûliyet aylığı alanların, bu aylıkları dışında başka gelirlerinin bulunması halinde, bunların meskenine indirimli vergi oranı uygulanmayacaktır. Mükelleflerin gelir getirmeyen işyeri, arsa ve araziye sahip olmaları, indirimli vergi oranından yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir.
f) İndirimli vergi oranından yararlanan mükelleflerin, bu orandan yararlanma ile ilgili şartlardan herhangi birini kaybetmeleri halinde, bu durumu mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri gerekmektedir.”
11) 12/05/2005 tarihli ve 25813 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 44 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin, “I- Hiçbir Geliri Olmayan Mükelleflerin İndirimli Bina Vergisi Oranından Faydalanmak İçin Taahhüt Belgesi Vermelerinin Yeterli Olması” başlıklı bölümünde; “…Ancak, Bakanlığımıza yapılan başvurular üzerine, mükelleflere kolaylık sağlamak amacıyla hiçbir geliri bulunmayan ve Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskene sahip olan mükelleflerin bu Tebliğ ekinde yer alan Taahhüt Belgesini ilgili belediyeye vermeleri halinde bu meskenleri için 2004 yılından itibaren indirimli (sıfır) bina vergisi oranının uygulanması uygun görülmüştür. Bu durumda, söz konusu taahhüt belgesinin verilmesi yeterli olup, ayrıca mükelleflerin ikametgâhlarının bulunduğu yer vergi dairesinden gelir vergisi mükellefi olmadıklarına ve T.C. Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüklerinin ilgili birimlerinden aktif sigortalı bulunmadıklarına dair belge almalarına gerek bulunmamaktadır. … ”
11.1) “Hiçbir Geliri Olmadığını Beyan Eden Mükelleflerin Geliri Veya İkinci Bir Meskeni Bulunduğunun Tespit Edilmesi Halinde Yapılacak İşlemler” başlıklı bölümünde; “Hiçbir geliri olmadığını taahhüt eden mükelleflerin, indirimli vergi oranından yararlanabilmeleri için, gelir vergisine tabi hizmet karşılığı elde edilen ücret, ticari, sınai, mesleki ve zirai faaliyet geliri ile menkul ve gayrimenkul sermaye iradı, faiz ve temettü veya benzeri bir gelirinin olmaması gerekmektedir. Mükelleflerin, yukarıda belirtilen türden bir gelir elde etmeleri veya ikinci bir meskene sahip olmaları halinde, bu değişikliği mükellefiyetlerinin bulunduğu belediyeye bildirmeleri zorunludur. Öte yandan, indirimli vergi oranından yararlanma şartlarını taşımadığı halde, gerçek dışı taahhütte bulunmak suretiyle indirimli vergi oranından yararlanan mükellefler ile durumunda meydana gelen değişikliği bildirmeyen mükelleflerden alınması gereken vergi, cezalı olarak ve gecikme faizi ile birlikte alınacaktır. ”
12) 27/07/2011 tarih ve 28007 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 57 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin “2. Emlâk Vergisi Bildirimlerinin Yeniden Düzenlenmesi, Mükelleflerden Bildirim Dışında Bir Belge Talep Edilmemesi ve Devredenin Mükellefiyetinin Re’sen Sona Erdirilmesi” başlığı altında; “Belediyeler, emlâk vergisi işlemlerinde başta imar birimleri olmak üzere emlâk vergisine konu taşınmazlara ilişkin öncelikle kendi kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacaklar ve gerek duymaları halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bildirime konu taşınmazlarda yoklama ve tespit yapacaklardır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
IV. KAMU DENETÇİSİ AV. FATMA BENLİ YALÇIN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ’NE ÖNERİSİ
13) Kamu Denetçisi tarafından; başvuranın iddiaları, İdarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; söz konusu dosya hakkında hazırlanan Tavsiye Karar Önerisi Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.
V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Yönünden Değerlendirme
14) Başvuran tarafından iş bu Kararın “I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ” başlıklı bölümünde ifade edildiği üzere özetle, emlak vergisi muafiyeti kapsamında olduğu, emekli maaşı dışında gelir getiren bir gayrimenkulü bulunmadığı iddiasıyla adına tahakkuk ettirilen emlak vergilerinin iptal edilerek muafiyet kapsamına alınması talep edilmektedir.
15) Türkiye’de yerel yönetimler anayasal yapı içerisinde oluşturulmuş ve Anayasanın 127’nci maddesinde; ‘Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.’ olarak tanımlanmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 59’uncu maddesi birinci fıkrasında Belediyelerin gelirlerinin neler olduğu belirlenmiş ve söz konusu maddenin ikinci fıkrasında; “Büyükşehir belediyelerinde büyükşehir sınırları ve mücavir alanları içinde belediyelerince tahsil edilen emlak vergisi tutarının tamamı ilgili ilçe ve ilk kademe belediyeleri tarafından alınır. Bunlardan büyükşehir belediyesine veya özel idareye ayrıca pay kesilmez.” hükümleri kapsamında emlak vergisi işlemlerinin ilçe belediyelerince gerçekleştirileceği belirlenmiştir.
16) 29/07/1970 tarihli 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin ikinci fıkrası ile yasada belirtilen şartları taşıyanların indirimli emlak vergisi oranından yararlanmasına imkân sağlanmış olup, brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni sahip olanların faydalanabileceğine dair düzenleme yapılmıştır. Zikredilen fıkrada, ‘‘Cumhurbaşkanı, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup on sekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, engellilerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye’’ ve bu hükmün, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanacağının, ayrıca geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye de Maliye Bakanlığının yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.
16.1) Anılan hükmün verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında da ve 38 Seri no.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde de, indirimli emlak vergisinden yararlanmak için Türkiye sınırları içinde brüt 200 m²'yi geçmeyen tek meskene sahip olunması gerektiği (intifa hakkına sahip olunması hali dâhil) ifadesi açıkça belirtilmiştir.
17) Başvuru konusu somut olayda özetle, başvuran tarafından meskeninin 200 m2’yi aşmadığı ve Bağkur emeklisi dışında başkaca geliri olmadığı gerekçesiyle emlak vergisi muafiyetinden yararlanması gerektiğinin iddia edildiği, İdare tarafından arsa mükellefiyet kaydı bulunduğu hasebiyle muafiyetten yararlandırılmadığı, başvuran tarafından söz konusu arsanın veraseten intikal ettiği ve hiçbir gelir getirmediğinin ifade edildiği başvuru kapsamında İdareden şikâyete konu emlak vergisi muafiyetine engel olduğu iddia edilen arsanın gelir/getirip getirmediği hususunun yoklama ile tespit edilip/edilmediği bilgisi, bunun için ne zaman müracaat edildiği, müracaat sonrası söz konusu tespitin yapılması halinde zamanaşımı içerisinde ilgili tarafından ödenmiş olan emlak vergisi tutarlarının iade edilip/edilemeyeceğihususu özellikle belirtilerek bilgi ve belge talep edildiği, İdarenin cevabi yazısı ve eklerinde, ilgilinin Türkiye genelinde birden fazla taşınmaza malik olduğu, hatta Sakarya ili Serdivan ilçesi hissesi bulunduğu ve parselin üzerinde birden fazla binanın olduğu sebebi ile muafiyet işlemi sağlanamadığı ifadelerine yer verilmiştir.
17.1) İdarenin cevabi yazı ekinde gönderilen web-tapu aracılığıyla edinilen bilgilerde ilgiliye ait niteliği fındıklık olan taşınmazda paylı malik olduğu(--- ada/parsel no.lu taşınmazlar), niteliği mesken olan taşınmaza malik olduğu, ayrıca Serdivan Belediye Başkanlığı aktif emlak beyan dökümünde; niteliği özel orman olarak kayıtlı olarak belirtilen alan üzerinde; 36 kişiye ait bina kaydı olduğu bildirilen alanda paylı malik olduğu, 36 adet bina kaydı olduğu bildirilen kayıtta başvuran adına bina kaydının bulunmadığı, ayrıca söz konusu alanın niteliğinin ve ayrıca başvurana gelir/getirip getirmediği hususunda İdarenin cevabi yazısında herhangi bir bilgiye rastlanılamadığı tespit edilmiştir.
17.2) Başvuran tarafından gelir getirmediği iddia edilen fındıklık ile Serdivan Belediye Başkanlığı tarafından İdareye gönderilmiş olan 36 adet ev bulunduğu bildirilen ve söz konusu alanda başvuranın paylı malik olduğu ifade edilen alanda kişiye ait ikinci bir konut olup/olmadığı hususunda somut dosya kapsamında Kurumumuza sunulan bilgi ve belgelerle bir neticeye varılamamıştır. Bu noktada İdarenin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Yoklamaya Yetkililer” başlıklı 128’nci maddesinde; Yoklamanın vergi dairesi müdürleri, yoklama memurları; yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler, vergi incelenmesine yetkili olanlar ve gelir uzmanları tarafından yapılacağına hükmüne istinaden ve Belediyelerin yoklama ve tespit yapabilmesi hususu ise 57 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile düzenlenmiş olduğundan, belediyelerin, emlâk vergisi işlemlerinde başta imar birimleri olmak üzere emlâk vergisine konu taşınmazlara ilişkin öncelikle kendi kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacakları ve gerek duymaları halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bildirime konu taşınmazlarda yoklama ve tespit yapacakları hususuna yer verildiğinden söz konusu hususun netleştirilmesi aşamasında yoklama yapabileceği ya da farklı bir ilde bulunan taşınmazlar için ilgili kurumlara yoklama yaptırılabileceği değerlendirilmiştir.
18) Ayrıca, 45 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile yapılan düzenlemede; 38 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde belirtildiği üzere sosyal güvenlik kurumlarından; emekli, dul, yetim, ölüm ve maluliyet aylığı alanların meskenlerine ilişkin indirimli (sıfır) vergi oranının uygulanabilmesi için bu aylıkları dışında başka gelirlerinin bulunmaması, hiçbir geliri olmayanların da bu durumlarını belgelemeleri gerektiği, ancak, gelirin sürekli olması özelliği de dikkate alınarak hiçbir geliri olmadığını belgeleyenler ile geliri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların elde ettikleri ve yıllık tutarı toplamı bina vergisi indiriminden yararlanılan yıldan bir önceki yılda geçerli olan Gelir Vergisi Kanununun 103’üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı geçmeyen her türlü menkul sermaye iradı gelirleri, indirimli (sıfır) bina vergisi oranından yararlanmaya engel teşkil eden gelirler arasında değerlendirilmeyeceğine hükmedilmiştir.
18.1) ‘‘Dolayısıyla söz konusu düzenleme ile kanunda getirilen imkânlardan yararlanan düşük gelir grubunda yer alan vatandaşların (işsizler, ev hanımları ve emekliler gibi) herhangi bir organizasyon içerisinde ve sürekli olmayan, çoğu zamanda çok küçük miktarlarda elde ettikleri menkul sermaye iradı geliri nedeniyle ağır bir vergi yükü ve vergi cezalarıyla karşılaşması engellenmiş ayrıca, bu nedenle yapılmış olan tarhiyatların terkin edilmesi yoluna gidilerek oluşan ve oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmiştir.’’ (2020/1932 no.lu dosya kapsamında verilen Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararına Gelir İdaresi Başkanlığının 21/07/2020 tarih ve E.82574 sayılı cevabi yazısı.)
19) Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 8’inci maddesinin ikinci fıkrası ile yasada belirtilen şartları taşıyanların indirimli emlak vergisi oranından yararlanmasına imkân sağlandığı, brüt 200 m²’yi geçmeyen tek meskene sahip olanların faydalanabileceğine dair düzenlemede tek bir evi bulunması halinde indirimli emlak vergisi oranından faydalanabileceği vurgusu yapıldığı, Serdivan Belediye Başkanlığı tarafından İdareye gönderilmiş olan 36 adet ev bulunduğu bildirilen ve söz konusu alanda başvuranın paylı malik olduğu ifade edilen alanda kişiye ait ikinci bir konut olup/olmadığı hususunda somut dosya kapsamında Kurumumuza sunulan bilgi ve belgelere göre bir neticeye varılamadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 127-133 maddeleri çerçevesinde, emlak vergisinin konusuna giren hususlarda belediyelerin, mahallinde yoklama yapmak/ ilgili makamlara yaptırmak suretiyle vergi matrahını oluşturan unsurların tespitini yapmasının mümkün bulunduğu ve 57 Seri No.lu Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile belediyelerin, emlâk vergisi işlemlerinde başta imar birimleri olmak üzere emlâk vergisine konu taşınmazlara ilişkin öncelikle kendi kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacakları ve gerek duymaları halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bildirime konu taşınmazlarda yoklama ve tespit yapacaklarına yer verilmiş olduğundan İdare tarafından, ikinci bir konutun varlığının indirimli emlak vergisi oranından faydalanmaya engel teşkil ettiği bilinen durumda, bahse konu alanda başvurana ait ikinci bir konutun olup/olmadığı ve adına kayıtlı taşınmazların tarım arazisi ise İl Tarım Müdürlüğüne yazı yazılmak suretiyle gelir getirici niteliğinin olup/olmadığı hususlarının netleştirilmesi suretiyle işlem yapılması gerektiği sonuç ve kanaate varılmıştır.
B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
20) İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in “İyi Yönetim İlkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmeler neticesinde; başvuruya ilişkin bilgi ve belgelerin Kurumumuza süresinde gönderildiği; İdarenin “makul sürede karar verme” ve “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun davrandığı, ancak “kararların gerekçeli olması” ve “karara karşı başvuru yolları ve sürelerinin gösterilmesi” ilkelerine uygun davranmadığı anlaşılmış olup, dolayısıyla idareden bundan böyle bu ilkelere de uygun hareket etmesi önerilmektedir.
VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT
21) 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 21’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, bu Kararın idareye tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde idare tarafından herhangi bir eylem ya da işlem tesis edilmezse (varsa) dava açma süresinden kalan süre işlemeye devam edecek olup ilgili İdarenin işlemine karşı Sakarya Vergi Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.
VII. KARAR
İlgili mevzuat hükümleri, yukarıda yer verilen açıklamalar ve dosya kapsamına göre BAŞVURUNUN KABULÜNE;
Başvuranın ikinci bir konutunun olup/olmadığı ve adına kayıtlı taşınmazların gelir getirici niteliğinin olup/olmadığı hususlarının, yoklama ve/veya ilgili idarelerle yazışma yapmak suretiyle tespit edilmesi ve bu kapsamda gerekli işlemlerin yapılması hususunda ADAPAZARI BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
Kararın BAŞVURANA ve ADAPAZARI BELEDİYE BAŞKANLIĞINA tebliğine,
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, idare tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.
Şeref MALKOÇ
Kamu Başdenetçisi
-
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarındaki Dava Şartı Arabuluculuğa İlişkin Hükmün İptali Talebi AYM Tarafından Oyçokluğuyla Reddedildi
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
Pergole Ruhsata Tabi Olmadığından Yıkım ve Para Cezasına İlişkin Encümen Kararı Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 01.10.2024
-
-
Defter, Kayıt ve Belgelerin İbraz Edilmemesi Hâlinde Bir Vergi Ziyaı Oluşmaması ve Tarh Edilen Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Olarak Kesilen Bir Cezanın Da Bulunmaması Sebebiyle 7394 Sayılı Kanun Gereği Alt Sınırdan Tayin Edilen Temel Ceza Üzerinden Yarı Oranında İndirim Yapılması Gerekmektedir
-
Tarih: 20.09.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen, Son Derece Karışık ve Dağınık Olan Bir Mevzuatın Aşırı Şekilci (katı) Yorumu Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Tek Dosyada Birleştirilerek Karara Bağlanan Davalarda Tek Vekâlet Ücretine Hükmedilmesi Gerekir
-
Tarih: 28.06.2024
-
-
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılınmazsa Uygulanan Yaptırım İptal Edildi
-
Tarih: 23.06.2024
-
-
Enflasyon Karşısında Alacaklıya Faiz Koruması
-
Tarih: 18.04.2024
-
-
Parselasyon Yapılırken Uygulama İmar Planına ve Mevzuata Uygun Şekilde Düzenleme Sınırı Belirlenmelidir
-
Tarih: 14.03.2024
-
-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-