-
Tarih: 19.01.2011
Yetim Aylığı Almak İçin Boşananlara 7 Yıla Kadar Hapis Cezası
HÜRSES
Bazı çiftler, boşanmalarına rağmen aynı evde, birlikte yaşamaya devam ediyor. Denilebilir ki, “Madem birbirinizi ayrılamayacak kadar çok seviyordunuz, niye boşandınız?”.
Mesele o kadar basit değil. Aslında birlikte yaşamaya devam edilmesi, aşklarının tekrar yeşermesinden değil. Zaten boşanmanın sebebi de çiftlerin birbirleriyle geçinememeleri değil (belki nakdî anlamda geçinememe olabilir). Sebep ve amaç tamamen farklı: Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) alınacak “yetim aylığı (ölüm aylığı)”…
5510 sayılı Kanun’a göre; ölen sigortalının, hiç evlenmemiş, evli olmakla beraber sonradan boşanmış veya dul kalmış kızlarına yetim aylığı bağlanıyor (5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu md. 34). Üstelik yaşı ne olursa olsun… Ancak ölen sigortalının kızı evliyse, yaşı 20 de olsa bu aylığı alamıyor.
İşte bu nedenle, ayrılmaya hiç niyetleri olmadığı halde boşanan (boşanmış gibi yapan) ama daha sonra doğal olarak birlikte yaşamaya devam eden çiftler var.
Kanun’da bu durum öngörülerek şu düzenleme yapılmış:
“Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır” (5510 sayılı Kanun md. 56/son)[1].
Yetim aylığı alabilmek için boşananlar için uygulanacak yaptırım bundan ibaret değil, hapis ve adli para cezası da var.
Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Oluşuyor
Yalnızca yetim aylığı almak için boşanarak aynı evde yaşamaya devam etmek; hileli ve aldatıcı davranışlarla, başkasının (devletin) zararına olacak bir biçimde kendine yarar sağlama şeklinde tanımlanan “dolandırıcılık” suçunun oluşmasına sebep oluyor.
Dolandırıcılık suçunun basit hali için 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası öngörülmüş (Türk Ceza Kanunu md. 157).
Ancak sözünü ettiğimiz durumdaki gibi; dolandırıcılık suçunun, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi halinde, hapis cezası 3 yıldan başlıyor ve 7 yıla kadar çıkabiliyor. Dolandırıcılık suçunun nitelikli halini oluşturan bu durumda, adli para cezası ise yine 5000 güne kadar olmakla birlikte, yetim aylığı alarak elde edilen toplam menfaatin 2 katından az olamıyor.
Yargıtay’ın Son Kararı: Gerçek Durum Araştırılarak Tespit Yapılmalı
Yukarıda sözünü ettiğimiz şekilde; yetim (ölüm) aylığı almak amacıyla danışıklı olarak boşanıp birlikte aynı evde yaşamaya devam eden bir çiftin, nitelikli dolandırıcılık suçu isnadıyla yargılanmasında, ceza mahkemesi beraat kararı vermiş. Ancak temyiz başvurusu sonrasında Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 22 Aralık 2010 tarihli Kararı ile ceza mahkemesinin beraat kararını şu gerekçeyle bozmuş:
“…gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından; boşanma dosyası getirtilerek incelenip içeriği ve boşanma nedeni ile sanıkların boşandıktan sonra aynı evde birlikte yaşamaya devam edip etmediklerinin muhtarlık, zabıta ve komşularından sorulup araştırılıp, ikametgahın bir başka yere nakledilip nakledilmediğinin tespitinden sonra, toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme sonucu tarafların mahkeme ilamı ile boşanmalarında ve boşandıktan sonra sanık H.’nin babasından kalan sigorta aylığını almasında dolandırıcılık suçunun unsuru olan hile ve aldatıcılıktan söz edilemeyeceğinden bahisle yazılı şekilde beraatlerine hükmolunması yasaya aykırıdır.”[2]
Yargıtay’ın bu kararından yola çıktığımızda; çiftlerin aynı evde beraber yaşamaya devam ettiklerinin ve boşanmanın yalnızca yetim aylığı alabilmek için gerçekleştiğinin ispat edilmesi halinde, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna karar verilebileceği anlaşılıyor.
Özetle; tespit yapılırsa, hem alınan yetim aylıklarının SGK’ya iade edilmesi hem de adli para cezası ödenmesi gerekiyor. İşin bu maddi yanından çok daha önemlisi, 7 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmak var.
">5510 sayılı Kanun’un 33. maddesine göre hesaplanacak miktarın yüzde 25’i oranındaki yetim aylığı için bütün bu risklere girmeye değer mi? Karar sizin…
[1]5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin son fıkrasının iptali talebiyle, Diyarbakır 2. İş Mahkemesi tarafından itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunulmuştur. Anayasa Mahkemesi, E.2009/86 sayılı bu dosya hakkında henüz karar vermemiştir
[2]Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 22.12.2010 tarihli ve E.2008/1657, K.2010/14820 sayılı Kararı.
-
IBAN’a Ödemenin Taraflar Açısından Risk ve Sonuçları
-
Tarih: 03.06.2024
-
-
Airbnb Yasası Diye De Bilinen 7464 Sayılı Kanun'a İlişkin Tüm Detaylar
-
Tarih: 13.01.2024
-
-
2. taksitin son günü 30 Kasım... Emlak vergisi rehberi
-
Tarih: 27.11.2023
-
-
13 Soruda Emlak Vergisi
-
Tarih: 27.11.2023
-
-
12 Soruda Değerli Konut Vergisi
-
Tarih: 27.11.2023
-
-
Gayrimenkul vergisi rehberi... Emlak vergisi değerini düşük göstermek neye yol açar
-
Tarih: 13.11.2023
-
-
15 Soruda Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması
-
Tarih: 24.10.2023
-
-
AYM temyizde para sınırını kaldırdı… Her dosya Danıştay’a mı gidecek
-
Tarih: 23.10.2023
-
-
14 Soruda Kira Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
-
Tarih: 12.10.2023
-
-
AYM ek MTV’yi iptal ederse... Dava açmayan parasını geri alabilecek mi?
-
Tarih: 25.09.2023
-