-
Tarih: 09.03.2020
Tahliye tarihinin yazılmadığı tahliye taahhüdü geçersizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
T.C. Yargıtay Başkanlığı - 12. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2020/1175
Karar No.: 2020/2309
Karar tarihi: 09.03.2020
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı
tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçlunun sair itirazları ile birlikte Türk Borçlar Kanununun 352. maddesine uygun olarak verilmiş bir tahliye taahhütnamesi olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce
takibin durdurulduğu, alacaklı tarafından icra mahkemesine başvurularak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunulduğu mahkemece; İİK’nun 272-275. maddeleri hükümlerine göre sözleşmede yazılı kira müddetinin bitiminde kiracının mecurdan tahliye edilebilmesi için 6570 sayılı Kira Kanuna tabi olmayan taşınmazlardan olması gerektiği, taşınmazın belediye sınırları kapsamında kaldığından bahisle davanın reddine karar verildiği, davacı-alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yolun başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında 01.05.2012 başlangıç tarihli 3+2 yıl süreli kira sözleşmesinin kurulduğu, sözleşmenin 5. maddesine göre, sözleşme bitiminde kiracının taşınmazı boşaltarak kiraya verene kayıtsız ve şartsız teslim edeceğinin kararlaştırıldığı, bu haliyle söz konusu hüküm, kiralananın kira süresi sonunda tahliye edilmesini amaçlayan, tahliyeye zorlayan tahliye taahhütnamesi niteliğinde olduğu, davalının taşınmazda 01.05.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren oturmaya başladığı, daha sonra 01.05.2012 başlangıç tarihli yeni bir kira sözleşmesi yapılsa dahi, yargılamaya konu tahliye taahhüdünün kira ilişkisi devam ederken (kiralananda otururken) verilen tahliye taahhüdü niteliğinde olması sebebiyle geçerli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verildiği anlaşılmaktadır.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 352. maddesinin birinci fıkrasında; “Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir” hükmünü içermektedir
Somut olayda; taraflar arasında 01.02.2005 tarihli ve 01.05.2012 tarihli kira sözleşmeleri bulunduğu, davalı tarafından sözleşmelerdeki imzanın inkar edilmediği, 01/05/2012 başlangıç tarihli sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin, taraflar arasında 01/02/2005 tarihinde yapılmış olan kira sözleşmesinin kira süresinin uzatılması, yeni dönem kira bedelinin belirlenmesi ve değişen şartlara uyarlanması amacıyla yapıldığının belirtildiği, 5. maddesinde “Kira süresi 01.05.2012 tarihinden başlayarak 3+2 yıl olar kararlaştırılmış olup bu sürenin sonunda kiracı mecuru boşaltarak kiraya verene kayıtsız şartsız teslim edecektir.” şeklinde taahhüdün yer aldığı,davalının 01/02/2005 tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren kiralanan taşınmazda bulunduğu, söz konusu taahhüdün kira ilişkisi devam ederken verilen tahliye taahhüdü olduğu ancak taahüdün belli bir tarihi içermediği görülmüştür.
Tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi belli (açık) bir şekilde yer almadığından Türk Borçlar Kanununun 352. maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemez.
O halde, ilk derece mahkemesince belirtilen gerekçe ile davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2019 tarih ve 2018/487 E. - 2019/1823 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311
sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren
Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
-
Arsa ve Arazi Birim Değerlerinin Tespitine Yönelik Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı En Geç Kararların Alındığı Yılın Son Gününe Kadar Dava Açılabilir
-
Tarih: 28.04.2023
-
-
Sosyal Medya Paylaşımı Sebebiyle İlgili ve Yeterli Gerekçe Ortaya Konulamadan İdari Para Cezası Kesilmesi İfade Özgürlüğünü İhlal Etmektedir
-
Tarih: 27.04.2023
-
-
Uyuşmazlığa ilişkin mevcut olan asıl davada dava şartı arabuluculuk tüm konularda yerine getirildiyse açılan karşı davada aynı konu sebebiyle arabulucuya başvuru şartı aranmaz
-
Tarih: 27.03.2023
-
-
Mükellefiyeti Sonlandırılmış Olan Kişilere E-Tebligat Yapılması Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 23.03.2023
-
-
Alkol Testi Yaptırılması İsteminin Genelge Gerekçe Gösterilerek Reddedilmesi Başvurucunun Adil Yargılama Hakkını İhlal Etmiştir
-
Tarih: 21.03.2023
-
-
Kadastro Çalışmasıyla Taşınmazının Yüzölçümü Azaltılan Kişiye Tazminat Ödenmesi Gerekir
-
Tarih: 21.03.2023
-
-
Aynı Maddi Olaya İlişkin Açılan Başka Davalarda Tamamen Aksi Yönde Karar Verilmesi Adil Yargılanma Hakkına Aykırıdır
-
Tarih: 07.03.2023
-
-
Sosyal Medya Paylaşımı Sebebiyle İş Akdinin Feshi İfade Özgürlüğünü İhlal Etmektedir
-
Tarih: 07.03.2023
-
-
Orman Olarak Tespit Edilen Taşınmazın Tapu İptali Yapılamadığı Taktirde Malikin Mülkiyet Hakkı İhlal Edilmektedir
-
Tarih: 22.02.2023
-
-
Arabuluculuk giderleri, tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılır
-
Tarih: 20.02.2023
-