• Tarih: 09.02.2021
  • Yazar: Danıştay 4. Dairesi

Araç Alım-Satımında Devamlılık Arzeden Çok Sayıda Alım- Satım Olduğu Dönem İçin Mükellefiyet Tesisi Gerekir

T.C.

DANIŞTAY

DÖRDÜNCÜ DAİRE

Esas : 2013/9467

Karar : 2017/4463

Tarih   : 15.05.2017

ARAÇ ALIM SATIM

MÜKELLEFİYET TESİRİ

DEVAMLILIK

ÖZET

Araç alım-satımında devamlılık arzeden çok sayıda alım- satım olduğu dönemde mükellefiyet tesisi gerektiği hakkında.

Temyiz Eden: ...

Karşı Taraf : İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı

İstemin Özeti: Davacı adına, araç alım satım faaliyetinde bulunduğundan bahisle 17/07/2007 tarihi itibariyle hakkında mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 27/09/2013 gün ve E:2013/1589, K:2013/2348 sayılı kararıyla; davacının 2010 yılında 6 adet araç alıp sattığı hususu sabit olup, bu durum davacı tarafından oto alım-satım işinin arızi olarak değil, devamlı surede yapıldığım gösterdiği, bu nedenle resen tesis edilen mükellefiyet işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Mustafa Şahinli'nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:

Davacı adına, araç alım satım faaliyetinde bulunduğundan bahisle mükellefiyet tesis edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı ret eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, "İspat; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadarki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz, iktisadi ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir" hükmüne yer verilmiştir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Mevzu" başlıklı 1. maddesinde ise, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabi; gelirin de bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu, aynı Kanunun 37. maddesinde ise, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, devamlı olarak, ticari organizasyon dahilinde gerçekleştirilen bir faaliyetten elde edilenkazançların ticari kazanç olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, vergi kimlik numarası ile araç bilgileri sorgulama ekranında davacının 2010 yılında 6 adet araç alıp sattığı hususunun tespit edilmesi üzerine, davacının sürekli olarak oto alım satımı işi ile uğraştığından bahisle 17.07.200  tarihinden itibaren adına tesis edilen mükellefiyetin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Alım ve satım bulunması durumunda böyle bir faaliyetin hangi şartlar altında ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerektiği hususunda Vergi Usul Kanununda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak bir faaliyetin ticari faaliyet olabilmesi için, hem alım satımlarda devamlılık ve süreklilik bulunması hem de kazanç elde etme amacıyla yapılmış olması zorunludur. Bu husus ise şüphesiz ilgili dönemlerde yapılan alım satımların sayısal çokluğuna da bakılarak karar verilecek bir husustur. Aksi takdirde bu şartları taşımayan bir faaliyeti ticari faaliyet olarak kabul etmek hayatin olağan akışı ile ticari icaplara da uygun düşmez. Davacı hakkında yapılan araç sorgulama sonuçlarının değerlendirilmesinden, 2007 yılında 1,

2009 yılında 1,2010 yılında 6, 2011 yılında 4 tane araç alım satım faaliyeti gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır.

Davacının araç alım satım imamelerindeki çokluk mükellefiyet tesis edildiği tarih olan 2007 yılında değil, 2010 yılından itibaren gerçekleşmiş olduğu ve faaliyetindeki devamlılık unsurunun da bu tarihten itibaren gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen mükellefiyetin 2010 yılı itibariyle davacı tarafından gerçekleştirilen devamlılık ve süreklilik arz eden çok sayıdaki alım satım işleminin belirli bir organizasyon dahilinde ve kar elde etme amacıyla yapıldığının kabulü gerektiğinden, davacı hakkında araç alım satımı nedeniyle 17.07.2007 tarihi itibariyle mükellefiyet tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay'da kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/kararlar/vergi-hukuku/arac-alim-satiminda-devamlilik-arzeden-cok-sayida-alim-satim-oldugu-donem-icin-mukellefiyet-tesisi-gerekir

https://www.aslanpinar.com/bilgi-bankasi/kararlar/vergi-hukuku/arac-alim-satiminda-devamlilik-arzeden-cok-sayida-alim-satim-oldugu-donem-icin-mukellefiyet-tesisi-gerekir

Diğer Kararlar