-
Tarih: 25.02.2020
İcra Takibinden Sonra Açılan Menfi Tespit Davası Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Değildir
Esas : 2020/391
Karar : 2020/456
Tarih : 25.02.2020
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/383 ESAS, 2019/652 KARAR SAYILI DOSYASI
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/482 ESAS, 2019/804 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA TARİHİ: 04/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı .... LTD.ŞTİ vekili, dava konusu 17/04/2019 tarihli, 400.000,00 TL bedelli çekteki kaşe ve imzanın sahte olduğunu iddia ederek müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/383 Esas sayılı dosyasında davacı .... LTD.ŞTİ vekili, dava konusu 29/05/2019 tarihli, 400.000,00 TL bedelli çekteki kaşe ve imzanın sahte olduğunu belirterek müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/482 Esas sayılı dosyasında davacı..... LTD.ŞTİ vekili, dava konusu 06/07/2019 tarihli, 250.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının sahte olduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın ticari dava olduğu ve arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğu, tarafların ara bulucuya başvurmadan dava açıldığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davaların davacı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen davaların davacı vekili vekili istinaf sebebi olarak; davanın imza inkarı ve sahtecilik nedeniyle menfi tespit davası olduğunu, amaçsal yorum yapılmasının doğru olmadığını, alacak ve tazminat taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen davalar, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. 6102 Sayılı TTK'nun 5/A maddesi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır.Eldeki davalar, icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin değildir. Dolayısıyla eldeki davalar zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan değildir. Mahkemece açıklanan bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca asıl ve birleşen davaların davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl ve birleşen davaların davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 16/07/2019 tarih, 2019/382 esas, 2019/823 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf peşin harçlarının talebi halinde asıl ve birleşen davaların davacısına iadesine, 5-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davaların davacısı tarafından yapılan yargılama gideri olan 418,50 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 47,90 TL posta gideri olmak üzere toplam 466,40 TL'nin asıl ve birleşen davaların davalılardan alınarak asıl ve birleşen davaların davacısına verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 353/1-a-4 ve 353/1-a-6 maddeleri uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.25/02/2020
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnad edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
Faturaları düzenleyen ve kullanan mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgeler getirtilmeden ve mal ve para akışını gösteren ticari defter ve belgeleri karşılıklı incelenmeden kurulan mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır
-
Tarih: 27.02.2025
-
-
Defter ve belge isteme yazısının ve tebliğ belgesinin ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosya arasına konulmadan hangi belgelerin hangi amaçla ne zaman istendiğinin, istemin 5 yıllık saklama süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının tespit edilmemesiyle eksik inceleme sonucu kurulan hüküm hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 25.02.2025
-
-
Case of Dilek Genç v. Türkiye
-
Tarih: 11.02.2025
-