-
Tarih: 23.12.2009
Vadeli Çek (Çekte Vade) Uygulaması Devam Ediyor
HÜRSES
Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesinde 1956 yılından bu tarafa yer alan düzenlemeye göre;
“Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”
Bu hüküm gereğince, asıl olan, çekte vade olamayacağı. Ancak ticari hayatta bunun tam tersinin uygulanabildiği görülüyor.
Çekin üzerine keşide tarihi olarak 15 gün, 1 ay veya 2 ay sonraki bir tarih yazılabiliyor. Çeki alan kişinin bu tarih gelmeden bankaya ibraz etmesi halinde ise hukuki ve cezai açıdan hapis cezasına varan ağır sonuçlar ortaya çıkabiliyordu. Burada “-di’li geçmiş zaman” kullanmamamızın nedeni, geçici bir maddeyle “ileri tarihli çek”e yani “çekte vade”ye imkan tanınması.
Ekonomik kriz nedeniyle ticari hayatın sekteye uğradığı gerekçesiyle Önceki (3167 sayılı) Çek Kanunu’na eklenen geçici maddeyle “28.02.2009-31.12.2009 tarihleri arasında ileri tarihli çeklerin bankaya ibraz edilemeyeceği”hükmü getirilmişti[1].
Biz de 5 Mart ve 6 Mart 2009 tarihli yazılarımızla bu konuyu ele almış, uygulamayı açıklamış ve geçici maddeyle getirilen düzenlemede süre uzatılması ihtimalinin yüksek olduğundan söz etmiştik.
Nitekim Önceki Çek Kanunu’na eklenen geçici maddeyle 28.02.2009-31.12.2009 tarihleri arasında vadeli çeke verilen izin, 5941 sayılı Yeni Çek Kanunu ile 31.12.2011’e kadar uzatılmış oldu (geçici md. 1/5).
İki madde birlikte değerlendirildiğinde, 28.02.2008-31.12.2011 tarihleri arasında bankaya ibraz edilen ileri tarihli (vadeli) çekler için Türk Ticaret Kanunu ve İcra İflas Kanunu bakımından bir hak iddia edilemeyeceği ortaya çıkıyor.
Yargıtay’ın önceki geçici maddeye göre verdiği bir kararında “28.02.2009-31.12.2009 tarihleri arasında ibraz edilen ileri tarihli keşide edilmiş çekler için Türk Ticaret Kanunu’nun 707. maddesinin uygulanamayacağı”nın belirtilmiş olması da bunu gösteriyor[2].
[1] 28.02.2009 tarihli, 27155 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 5838 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 3167 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. madde.[2]Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 17.09.2009 tarihli ve E:2009/12591, K:2009/14476 sayılı Kararı.-
22 Soruda OHAL
-
Tarih: 08.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre Kesinleşmiş Alacakların Durumu Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununa Göre Dava Aşamasındaki Vergi ve Cezalar Nasıl Yapılandırılacak?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Kanunun Yayım Tarihinde İnceleme Aşamasında Olan Alacaklar, SGK Alacakları ve İdari Para Cezaları Nasıl Yapılandırılacak?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yapılandırma Kanunundaki ödeme tarihleri, taksit seçenekleri ve peşin ödemelere ilişkin avantajlar neler?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanunundaki Genç Girişimcilere Sağlanan Vergi Kolaylığı Nedir ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanunu değişikliği ile Kredi Yurtlar Kurumu kredi borcundan faiz alınmayacak mı ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununa Göre Toplu Konut İdaresi Başkanlığının işlerinin yapım aşamasında damga vergisi alınmayacak mı ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununda şüyuun izalesi yoluyla satışlarda harçlardan muafiyet mi getirildi ?
-
Tarih: 30.01.2023
-