• Tarih: 15.03.2009
  • Yazar: Y. Burak Aslanpınar

Mirası Reddetmenin Bir Değil İki Yolu Var - I

HÜRSES

Hiç kimse, sevdiği bir yakınını kaybetmenin acısı henüz tazeyken, ondan kalan ne var ne yoksa reddetmek istemez. Sahiplenmek ister insan, borcuyla harcıyla da olsa…

Ama ne yazık ki kendi borçlarını bile ödeyemeyen mirasçılar, mirasbırakanının yani kaybettikleri yakınlarının borç içindeki mirasını reddetmek zorunda kalıyorlar.

Malum, öbür dünyaya mal mülk götürülmediği gibi borçlar da taşınamıyor. Mal mülk çoksa ne ala… Rahmetli, göçer göçmez mirasçılarına büyük hayrı dokunuyor.

Ya borç içine batmışsa? Mirasın reddedilmemesi halinde, merhumun (mirasbırakanın) borçları bir anda mirasçıların borçları oluveriyor.

Çünkü Medeni Kanun’a göre mirasçılar; mirasbırakanın tüm malvarlığı haklarını, alacaklarını vs. kazandıkları gibi borçlarından da sorumlu oluyorlar (Türk Medeni Kanunu m. 599).

Borca batık bir mirastan kurtulmanın tek yolu var; “mirasın reddi” ya da “reddi miras”

Mirasın reddedilmesinin ise aynı Kanun maddesinde saklı (TMK m. 605) iki yolu var. Birincisi Gerçek (Hakiki) Red, ikincisi ise Hükmen (Hükmî) Red

1) Mirasın Gerçek Reddi

Gerçek red için, Kanun’da öngörülen şu şartlara uyularak sulh hukuk mahkemesi hakimine sözlü veya yazılı beyanda bulunulmalıdır:

A- Mirasçı, mirası reddettiğine ilişkin tek taraflı irade beyanında bulunmalıdır

Fiil ehliyetine sahip olanlar bu irade beyanını bizzat yapması gerekirken, fiil ehliyetine sahip olmayanlar (18 yaşını doldurmamış küçükler, kısıtlılar gibi) yasal temsilcileri aracılığıyla bu hakkı kullanırlar. Örneğin velayet altında bulunanların red hakkı velileri tarafından kullanılır. Vesayet altındaki kimseler adına ise bu hak, sulh hukuk mahkemesi ve sonrasında asliye hukuk mahkemesinden izin alınarak vasileri tarafından kullanılır (TMK m. 463/5).

B- Red beyanı 3 aylık hak düşürücü süresi içinde yapılmalıdır (TMK m. 606/1)

Üç aylık süre, yasal mirasçılar (kanunen sayılmış olan mirasçılar) için mirasbırakanın ölümünü öğrendiği tarihten itibaren başlar. Ancak ölümden haberdar olmakla birlikte, ölüm anında mirasçı olduğunu bilmeyen yasal mirasçı için süre, ispat edilmesi şartıyla mirasçı olduğunu öğrendiği andan itibaren başlar.

Atanmış mirasçılar ise vasiyetnameye göre mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği (tebliğ edildiği) tarihten itibaren 3 aylık süre içerisinde mirası reddetmelidirler (TMK m. 606/2).

Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 608/3).

Söz konusu üç aylık sürenin uzaması veya süre bitiminde yeni bir süre tayin edilebilmesi, ancak önemli sebeplerin varlığı halinde sulh hakimi tarafından karar verilmesi ile mümkün (TMK m. 615).

C- Red beyanı kayıtsız ve şartsız olmalıdır (TMK m. 609/2)

D- Red beyanı, sulh hakimine yapılmalıdır (TMK m. 609/1)

Mirasın reddi beyanının, mirasbırakanın son yerleşim yeri sulh hukuk mahkemesi hakimine yazılı veya sözlü olarak yapılması gerekir.

Mirasın gerçek reddini az çok, kulaktan dolma da olsa hepiniz duymuşsunuzdur. Peki ya hükmen reddini duymuş muydunuz? Bence çoğunuz ilk defa yarınki yazımızdaduyacaksınız…

https://www.aslanpinar.comyayinlarimiz/makaleler-ve-kose-yazilari/mirasi-reddetmenin-bir-degil-iki-yolu-var-i

https://www.aslanpinar.com/yayinlarimiz/makaleler-ve-kose-yazilari/mirasi-reddetmenin-bir-degil-iki-yolu-var-i

Diğer Makaleler