-
Tarih: 17.03.2010
Mahkeme Harçlarındaki Adaletsizliğe Anayasa Mahkemesi’nden İptal - I
HÜRSES
Bu köşede 7 Mayıs ve 8 Mayıs 2009 tarihlerinde yayımlanan “Mahkeme Harçlarındaki Adaletsizliğin Giderilmesinde İlk Adım Yine Mahkemelerden I – II” başlıklı yazılarımızla yargı harçlarındaki adaletsizlikten söz etmiştik.
Ne Demiştik?
Bu iki yazıyı özüne dokunmadan şu şekilde özetleyebiliriz:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu, Anayasamızın değişmesi teklif dahi edilemeyecek 2. maddesinde yer alıyor.
Hukuk devleti olabilmenin öncelikli şartı ise vatandaşların haklarını arayabileceği bağımsız ve tarafsız mahkemelerin var olması.
“Hak Arama Hürriyeti” (Anayasa m. 36) ve “Mahkemelerin Bağımsızlığı” (Anayasa m. 138) da kavramların kutsallığına yaraşır bir biçimde Anayasamızda yer alıyor.
Peki, uygulama bu kavramların içini doldurabiliyor, somutlaştırabiliyor mu?
“Evet” diyebilmek, ne yazık ki birçok noktada mümkün değil.
Çarpıcı bir örneğe göre; vergi dairesi tarafından haksız yere ya da yanlışlıkla gönderilen 2 milyon TL’lik bir borç için vergi mahkemesinde dava açma süresi geçirildiyse genel (adli) mahkemelerde “menfi tespit davası” açılabiliyorsunuz. Buraya kadar her şey güzel. Adaletsiz olan ise mahkemeye ödenecek harçlar…
“2 milyon TL borcum yok” diyebilmek ve bunu mahkeme kararıyla kanıtlamak için maktu başvuru harcı vs. masrafların yanında bir de binde 54 oranında ilam ve karar harcı ödemeniz gerekiyor (yazının kaleme alındığı tarihteki bu oran 2010 yılı için binde 59,4 olarak belirlenmiştir).
Bu harcın ¼’ini (örneğe göre 27 bin TL) dava açarken ödüyorsunuz. Dava lehinize sonuçlandı. Mahkeme borçlu olmadığınıza karar verdi. Kararın yazılıp tarafınıza verilmesi için harcın geriye kalan ¾’ünün (81 bin TL), karar tarihinden itibaren iki ay içinde ödenmesi gerekiyor (Harçlar Kanunu m. 28/a).
Bu yüklü miktarı kim ödeyecek? Maalesef haklılığınızı kanıtlamanıza, davayı kazanmanıza rağmen davayı açan taraf olarak siz ödeyeceksiniz!.. Çünkü karşı taraf, kaybettiği davada, kararın yazılıp tebliğ edilmesini de istemeyecektir.
Siz de ödemezseniz, mahkeme lehinize karar vermiş olduğu halde, gerekçeli kararı tebliğ alıp kullanamadığınız için bu kararın hiçbir geçerliliği de olmuyor.
Sonrasında ödenen harç karşı taraftan istenebiliyor. Ama kararı alıp borcunuzun olmadığını kanıtlayabilmek için öncelikle sizin ödemeniz gerekiyor.
Kanun “geri kalanı kaybeden taraftan alınır” veya “kazanan taraf geri kalanını ödemez” diyerek tahsil edilmesini üstün kamu gücüne bıraksaydı sorun olmayacaktı.”
Yazının devamında ise bazı cesur mahkemelerimizin doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) Harçlar Kanunu’na üstün tutarak, karar ve ilam harcının geri kalan ¾’lük kısmı ödenmeden de kararın tebliğ edilebileceği yönüne karar verdiğini belirtmiş;
“Adil Yargılanma Hakkının zedelenmemesi için mahkemeler kadar, kanun koyucu yani meclis de özen göstermeli.
Bu özen, Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi yeniden düzenlenerek gösterilebilir” demiştik.
Anayasa Mahkemesi, işi kanun koyucuya bırakmadı ve ilgili maddeyi iptal etti (Tabii daha açık ifadelerle kanuni düzenleme yapılmasının önünde bir engel bulunmuyor).
-
13 Soruda Emlak Vergisi
-
Tarih: 27.11.2023
-
-
12 Soruda Değerli Konut Vergisi
-
Tarih: 27.11.2023
-
-
15 Soruda Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması
-
Tarih: 24.10.2023
-
-
14 Soruda Kira Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
-
Tarih: 12.10.2023
-
-
Ek MTV Hakkında Merak Edilenler
-
Tarih: 29.08.2023
-
-
12 Soruda Ek MTV
-
Tarih: 18.07.2023
-
-
22 Soruda OHAL
-
Tarih: 08.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre Kesinleşmiş Alacakların Durumu Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununa Göre Dava Aşamasındaki Vergi ve Cezalar Nasıl Yapılandırılacak?
-
Tarih: 30.01.2023
-