-
Tarih: 04.05.2016
Arsa Karşılığı Alınan Konut Veya İşyeri Satışında “Ticari Kazanç” Nitelemesi Ve “Devamlılık” Şartı
Sahip oldukları arsayı müteahhide vererek karşılığında birden fazla bağımsız bölüm (konut veya işyeri) edinen kişiler, daha sonra bu bağımsız bölümleri sattıklarında cezalı vergi tarhiyatı[1]sürpriziyle karşılaşabiliyor.
Çünkü vergi idaresi, satış işlemi sayısındaki çokluktan hareket ederek olayı ticari kazanç olarak değerlendiriyor. Üstelik burada satın alınan ya da miras yoluyla edinilen arsalar arasında ayrım da yapılmıyor.
Örnek vermek gerekirse, satın aldığı ya da kendisine miras kalan bir arsası olan kişi, bu arsayı müteahhide verip yapılacak binadaki 30 konuttan 12’sini almak üzere anlaşıyor. Bu konutları ise aynı yıl ya da takip eden yıllarda, birden fazla işlemle satıyor.
İşte burada vergi idaresi, olayda Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesindeki durumun gerçekleştiğini varsayıyor. Söz konusu maddede ise; gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleri ile “devamlı olarak” uğraşanların bu işlerden elde ettikleri kazancın “ticari kazanç” sayılacağı belirtiliyor.
Oysa verdiğimiz örnekte kişinin yaptığı satış işlemi sayısı birden fazla olsa da alım sayısında çokluk yok. Hatta sahip olunan gayrimenkul (arsa) sayısı tek.
Bu nedenle, hem alımda hem de satımda devamlılık olduğunu söylemek ve kanunda ticari kazanç için aranan şartların gerçekleştiğini söylemek hukuken mümkün değil.
Nitekim yargının görüşü de bu yönde olup tarafımızdan takip edilen davalarda çeşitli vergi mahkemelerinden alınan kararlar özetle;
“Kişinin arsasının yani sahip olduğu servetin değerlendirilerek nitelik değiştirmesi sonucunda elde edilen bağımsız bölümlerin birden fazla vergilendirme döneminde elden çıkarmasının ticari faaliyette bulunduğunun kabulü için tek başına yeterli olmadığı, ticari faaliyetin varlığı için gayrimenkul alımının da devamlı yapıldığının ortaya konulması gerektiği” şeklindedir[2].
[1] Ticari kazanç nitelemesi olduğundan; gelir vergisi, geçici vergi, KDV tarhiyatları yapılarak bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük cezaları kesilebiliyor. Dolayısıyla faizleri de hesaba katıldığında ağır bir mali yük ortaya çıkıyor.
[2] Söz konusu farklı mahkemeler tarafından verilen kararlar, Danıştay ve Bölge İdare Mahkemelerinin 2015 ve 2016 tarihli kararıyla aynen onanarak kesinleşmiştir.
-
22 Soruda OHAL
-
Tarih: 08.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre Kesinleşmiş Alacakların Durumu Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yapılandırma Kanununa Göre İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi Ne Olacak?
-
Tarih: 01.02.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununa Göre Dava Aşamasındaki Vergi ve Cezalar Nasıl Yapılandırılacak?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Kanunun Yayım Tarihinde İnceleme Aşamasında Olan Alacaklar, SGK Alacakları ve İdari Para Cezaları Nasıl Yapılandırılacak?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yapılandırma Kanunundaki ödeme tarihleri, taksit seçenekleri ve peşin ödemelere ilişkin avantajlar neler?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanunundaki Genç Girişimcilere Sağlanan Vergi Kolaylığı Nedir ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanunu değişikliği ile Kredi Yurtlar Kurumu kredi borcundan faiz alınmayacak mı ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununa Göre Toplu Konut İdaresi Başkanlığının işlerinin yapım aşamasında damga vergisi alınmayacak mı ?
-
Tarih: 30.01.2023
-
-
Yeni Yapılandırma Kanununda şüyuun izalesi yoluyla satışlarda harçlardan muafiyet mi getirildi ?
-
Tarih: 30.01.2023
-