-
25.09.2022
Av. Arb. Dr. Burak Aslanpınar ile Röportaj
Ankara’da doğan Dr. Y. Burak Aslanpınar, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde, yüksek lisans ve doktora eğitimini Gazi Üniversitesi Maliye (Mali Hukuk/Vergi Hukuku) bölümünde almıştır. Prof. Dr. Şükrü KIZILOT danışmanlığında hazırladığı ve güncellenmiş haliyle Seçkin Yayınevi'nden kitap olarak basılan yüksek lisans tezinin konusu “Gayrimenkullerde Miras ve Bağışın Vergilendirilmesi”, Prof. Dr. Selda AYDIN danışmanlığında hazırladığı ve güncellenmil haliyle Seçkin Yayınevi'nden kitap olarak basılan doktora tezinin konusu ise “Vergi Kaçakçılığı Suçları” hakkındadır.
Avukatlık stajını 2007 yılında tamamlayıp ruhsatnamesini aldıktan kısa bir süre sonra “Kızılot Hukuk Bürosu”nda meslek hayatına başlamış olup avukatlık faaliyetini kurucusu olduğu, Bodrum Bitez'de yer alan “Aslanpınar Hukuk Danışmanlık Arabuluculuk Bürosu”nda devam ettirmektedir.
Ağırlıklı olarak vergi ve ihtilaflarına dair, güncel mali ve hukuki konularla ilgili; günlük ulusal gazetelerde köşe yazıları, çeşitli dergilerde ve internet sitelerinde makaleleri yayımlanmıştır. Vergi Hukuku, Arabuluculuk ve Bilirkişilik başta olmak üzere hukuki ve mali konularla ilgili eğitim, seminer ve konferanslar vermektedir.
Türkiye Barolar Birliği için hazırladığı “Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Olan Arabuluculukta Taraf Vekilliği El Kitabı” basılı ve dijital olarak barolara ve tüm Türkiye’deki avukatlara gönderilmiştir.
Eğitimini verdiği ticaret, tüketici, iş, inşaat, sigorta hukuku konularında “Uzman Arabulucu” olup şu ana kadar bin civarında dosyayı üstlendiği arabuluculuk faaliyetini kurucusu olduğu “Çankaya Arabuluculuk Merkezi”nde devam ettirmektedir.
Bu videoda aşağıdaki konu başlıklarına ve sorulara değinilmiştir:
-Çocukluk yılları nasıldı?
-Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi yılları nasıldı?
-Bugün liseden mezun olmuş olsaydınız tekrar hukuk fakültesi tercih eder miydiniz?
-Youtube ve vergilendirme
-Youtuberlar ve influencerların aldıkları vergi cezaları
-Arabuluculuğun geleceği
-Stresle mücadele
-Yeni hukuk dalları
-Hukuki konularda içerik üretmek
-Bodrum sizin için ne ifade ediyor?
-Görmeyi istediği tarihi ve doğal güzellikler
-22 yaşındaki halinizle bugün karşılaşsanız ona neler söylersiniz?
Av. Arb. Dr. Burak Aslanpınar ile Röportaj | Bir Günde Değil
Doktora tezimi yazmak için 10 sene, tam 10 sene uğraştım. Ama sonuçta bir kitaba dönüştü. 5000'den fazla meslektaşıma eğitim verme fırsatım oldu.
Dünyada arabalıkçılık konusunda en hızlı gelişmek adıdan, en iyi durumda olan ülkelerden biriyiz. 90'larda çocuk olmak zaten hakikaten bambaşka şey. Birçok gazetede köşe bulup yazma fırsatım oldu.
Çok güzel bir yer gerçekten Bodrum. Dünyanın göz bebeği olan bir yer. Siz ne kadar devlet olarak sınırlarsanız, ne kadar önlem alırsanız aslında o kadar bir taraftan da kaçırmış oluyorsunuz vergi alabilme fırsatını.
Ben teşekkür ederim. Güzel işler yapıyorsunuz. Sizle görüşmeden önce önceki röportajlarınıza da baktım.
İşte bu da böyle. Yenilikçi, üzerine koyan bir girişim. Bilgine değilden herkese merhabalar.
Bugünkü konuğumuz avukat, ara bulucu ve doktor Burak Aslanpınar. Burak Bey hoş geldiniz. Hoş bulduk.
İsterseniz hemen ilk sorumuza başlayabiliriz. Tabii ki. Kariyerinize geçmeden önce çocukluk yıllarınıza gitmek istiyoruz.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz ve o yıllarda aklınızda kalan neler var? Çocukluğum iyi geçti. Aslında bununla ilgili bir şikayetim yok açıkçası. Ankara'da doğdum, büyüdüm.
Memur, babam memur, annem öğretmen. Memur bir ailenin çocuğuyum. Orta halde bir şekilde hayatımız geçti.
Ama Ankara'da çocuk olmak, Ankara'da genç olmak avantajlıdır. Çünkü kültür ve diğer imkanlara, sosyal imkanlara ulaşma imkanımız yüksektir. Onun için iyi bir çocukluk, iyi bir çocukluk dönemindeki eğitim dönemi geçirdim diyebilirim.
O yıllardan aklımda kalan, yani 90'larda çocuk oldum. 90'larda çocuk olmak zaten hakikaten bambaşka şey. O kadar çok şey var ki.
Yani kaseti, işte elimizde kalemini sarmaktan tutun, işte şarkılara vesaire giyim tarzına kadar 90'larda bambaşkaydı. Güzel bir çocukluğum oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldunuz.
O yıllara dair ilk yapmışım veya keşke yapmasaydım dediğiniz şeyler var mı? Şimdi belki bu programı genç meslektaşlarımız, öğrenci olanlar da izliyordur. Ama ben samimiyetle cevap vereceğim. Devam zorunluluğu yoktu bizde.
Çoğu derse girmedim. Derse girmediğim dönemlerde işte sosyal etkinlikler düzenledik. Bazı işte dernekler vesaire, işte çeşitli aktiviteler düzenledik.
Kuru saldırı uçma yarışmasından tutun. İşte makale yarışmasına kadar, geziye kadar, partiye kadar bu tip etkinlikler düzenledik. Ve bunları yaptığım için çok memnunum.
Yani sadece üniversite hayatı, girilecek dersler, sınavlar ve başarıdan ibaret değildir. Üniversite insana çok fazla şey öğretir. Bu yaptığımdan memnun olduğum şeyler.
Yapmasaydım, yani keşke dememek gerekiyor zaten hiçbir şey için bence. Dolayısıyla hani yapmasaydım diyeceğim çok fazla bir şey yok. Ama keşke yapsaydım diyeceğim bir şey var.
Üniversite hayatımda Erasmus ve diğer imkanlarla yurt dışına keşke gitseydim. Bunu o dönemde biraz belki maddi zorluklar nedeniyle, diğer durumlar nedeniyle erteledik ama daha sonra da olamadı. Keşke yapsaydık dediğim öyle bir şey var.
Keşke yurt dışına çıkıp hem bile eğitim hem de başka lisans döneminde veya sonrasında eğitimler almış olsaydım derim. Peki, bugün tekrar liseden mezun olsaydınız yine hukuku tercih edermediniz yoksa başka bir bölüme veya direkt üniversite okumadan mı bir hayat kurardınız? Hayır, kesinlikle. Yani üniversite okumamak, az önce bahsettiğim şeyler aslında o ortamda bulunmak da çok önemli.
Tabii ki Ankara Üniversitesi Fakültesi Türkiye'de çok önemli bir okul. O okulun mezun olmaktan da gurur duyuyorum. Orada tanıdığımız insanlar da mutlaka fakültesi mezunu olarak da diğer okullarda da aynı şekildedir.
Önemli yerde de gelmiş oluyor. Dolayısıyla başka bir netörkünüz de oluyor. Başka bir ortamda bulunmuş oluyorsunuz.
Sonrası için de ciddi anlamda bir önem. Bunun yanında hukuk fakültesi sadece avukat, hakim olunabilen bir yer değildir. Hukuk fakültesi mezunu olan çok çeşitli alanlarda çalışan insanlar var.
Sizler de biliyorsunuzdur. Bir örnek vereyim. Üniversiteyken okul takımında oynama fırsatım oldu.
Daha öncesinde yine futbol oynamıştım. Sakatlanıp derslerimizde çalışıp hukuk fakültesine girme fırsatımız oldu. Bizim okul takımında birlikte oynadığımız bir arkadaşımız gerçekten futbol aşığıydı.
Ve Ankara okulu bitirdikten sonra silkerliğe başladı. Bir baktım bir süperlik maçında bayağı maçı anlatıyor. Daha sonra futbol yorumcusu oldu.
Tiyatrocu olan arkadaşlarımız var. Oyuncu olan arkadaşlarımız var. Şarkıcı olan arkadaşlarımız var.
Hukuk fakültesi size bir disiplin, bir altyapı kazandırıyor. Tabii ki mezunların çok büyük kısmı avukat, hakim, savcı oluyor ama böyle bir zorunluluk yok. Yeni hukuk fakültesini seçerdim.
Şöyle de bir örnek vereyim. Ciddi anlamda gazetecilik, radyo-televizyonculuk okumak istedim. Çok istediğim bir alandı.
Ama ilki tercih etmemişim diyebilirim. Şöyle birçok gazetede köşe bulup yazma fırsatım oldu isimsiz. Hukuk fakültesi mezunu olmasaydım bu imkanlar bana verilmeyebilirdi açıkçası.
Onun için farklı bir altyapı kazandırıyoruz. Ülkemizde birçok insan YouTube üzerinden gelir elde ediyor. Ocak 2022'de kabul edilen vergi istisnasının YouTube içerik üreticilerine olan etkisinden bahseder misiniz? Soruyu sormanızın nedeni, kendi YouTube kanalımda bununla ilgili birçok içerik ürettim.
Bayağı da izlendi, takip edildi. YouTube'lar ve influencer'lar için, influencer dediğimiz içerik üreticiler ve etkileyiciler diyebiliriz. Şart Bakanlığı biraz daha farklı isimler veriyor.
Bu kişiler vergi dairesiyle devletle çok birebir ilişki içerisinde olabilen kişiler değil. Bu sorumlulukların farkında da değiller genelde. Genç insanlar vergilendirme konusunda sıkıntı yaşanıyordu, çok ceza kesiliyordu vs.
Bir düzenleme yapıldı, çok da olumlu bir düzenleme bence. Kaynaklı kesinti yoluyla sadece gelir vergisi alınıyor, KDV alınmıyor. O da %15'le sınırlı bir vergi alınıyor.
Dolayısıyla sistemin içerisine girmiş oluyorlar. Bu vergi kaybı olmuyor. Güzel bir uygulama.
Önümüzdeki dönemde bu tip uygulamaların ben işte kripto paralardan tutun, NFT vs. bunlarda da olabileceğini düşünüyorum. Çünkü siz ne kadar devlet olarak sınırlarsanız, ne kadar önlem alırsanız, aslında o kadar bir taraftan da kaçırmış oluyorsunuz vergi alabilme fırsatını.
Çünkü artık ciddi anlamda globalleşen bir dünya düzeni var. Artık o devletlerin, burası benim egemenlik alanım, mülk ülkesine göre ben burada vergimi alırım falan deme şansı pek kalmadı. Onun için biraz sisteme ayak uydurma adına gayet olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum.
Hem onlar için de, ya acaba ben sonra sorun yaşar mıyım, dava açılır mı, işte ceza kesilir mi diye sıkıntı yaşamayacaklar. Hem de devlet vergi gelir elde etmiş olacak. Bazı youtuber ve influencerların vergi cezaları aldığını da görüyorum.
Bu sektöre yeni giren bir insan nasıl bir yol dizebilir bu tarz yaptırımlara karşılaşmaması için? Öncelikle tabii bilinçli olmak lazım. Böyle bir istisna uygulaması var, bu istisna uygulamasından yararlanmak için bir fırsat getirilmiş. Bir an önce, burada vergi istisnası belgelerini almaları gerekir.
Bu belgeyle birlikte kaynak da kesiliyor. 100 lira para yatıyor, bu 100 lira paranın 15 lirası bankada kalıyor. Onlar bile uğraşmıyorlar, bankada kalıyor.
Banka devlete gönderiyor, 85 lirasını alıp ceplerine koyuyorlar. Pırıl pırıl iş bence. Sadece yapmaları gereken bir istisna belgesi alıp bunu tanımlatacaklar, banka hesabını tanımlatacaklar.
Ufak tefek sorunlar var ama onlar aşılacaktır diye düşünüyorum. Bir bağ kur sorunu da var. Evet, vergi konusunda böyle bir anlataj var ama bağ kur da alınıyor.
Onlar da aşılacak diye düşünüyorum. Aynı zamanda ara buluculuk hizmeti de veriyorsunuz. Türkiye'de ara buluculuğun geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sizce uygulamalarını genişleyecek mi? Bir açıdan baktığınızda biz ara buluculuğu çok mu sevdik acaba? Çünkü dünyada ara buluculuk konusunda en hızlı gelişme kat eden, en iyi durumda olan ülkelerden biriyiz.
En fazla ara buluculuk dosya sayısı, en fazla ara buluculukta anlaşma sayısı bizlerde. Tabii bu bir taraftan da yargı sistemimizin biraz ağır işlemesi, bazı durumlarda öngörülebilir olmaması ve aynı zamanda masraflı olmasından kaynaklanıyor. Dolayısıyla biz kendi çözümümüzü üretme noktasında daha hevesli olduk, istekli olduk.
Bu aynı zamanda daha sonraki dönemlerde daha da yaygınlaşacağını gösteriyor. Çünkü gerçekten çok az masrafla, çok kısa zamanda her iki tarafın kazandığı bir sistem ara buluculuk. Dolayısıyla burada sadece ara buluculuk değil, tahkim dediğimiz uzlaştırma ceza da var.
Bu tip alternatif çözüm yollarının önümüzdeki dönemde çok daha fazla uygulanacağını düşünüyorum. Türkiye'de dava şart dediğimiz bir sistem var. Yani dava açmadan önce ara bulucula başvuru zorunlu olan dosyalar var, işler var.
Bunların da sayısının, çeşidinin artabileceğini düşünüyorum. Örneğin kira uyuşmazlıklarında önümüzdeki dönemde devreye girebilir. Böyle bir durum söz konusu olacak sanıyorum.
Bir taraftan zorunlu hale getirilirken aslında insanlar tanımış, öğrenmiş oluyor. Daha sonrasında ihtiyari olarak da memnuniyetle kullanıyorlar. Milyonlarca dosyada anlaşma sağlanmış.
Bu milyonlarca dosya davaya dönüşmedi demektir. Bu hepimiz için faydalı düşündüğümüzde. Umarım daha da gelişerek benimsenir.
Avukatlık doğası gereği streslememesi. Bu stres sizi hiç kariyeriniz boyunca yorgunluğa düşürdü mü, yorgunluğa itti mi? Bir an geldi ve her şeyi bırakıp gitmeyi düşündünüz mü? Bu durumlar olduysa bu anları nasıl açtınız? Şimdi olmadı desek yalan olur. Meslektaşımla konuşmuştuk.
Meslektaşım diyor ki, müvekkilim pazar günü saat 10'da telefon ediyor. Çok acil bir durum var, farkında mısınız? Bugün pazar ve saat 10. Müvekkil demiş ki, farkındayım.
Zaten hafta içi çok yoğun oluyorsunuz. Onun için bu saatte aradım, rahat rahat konuşuruz diye. Avukatlığın gerçekten zor bir tarafı var.
Herkesin olayı çok özel. Herkes, müvekkiller için söylüyorum. Sadece kendi davası, işi, uyuşmazlığı var gibi düşünüyor.
Bu çok haklı, böyle davranmalı. Bununla birlikte bizim avukat olarak elimizde olmayan birçok şey var. Az önce bahsettiğimiz ara buluculukta kendi kararımızı verebiliyoruz.
Ama olay davaya döndüğünde sonuç olarak bir hakim kararı söz konusu. Biz bir yere kadar müdahale edebiliyoruz ama davanın uzun sürmesi veya sonucundan avukat sorumlu oluyor. Böyle anlar geldiğinde veya belki hiç istemediğiniz bir karar geldiğinde veya süre çok uzakında, çıkıp gitmeyi düşünüyorsunuz bir yerlere, bir sahil kesimine, telefonu kapatsam da 10 gün açmasam diyorsan ama tabii sorumluluk gereği, böyle bir şeyi yapamadım.
Yapma hissi oluştu ama çok fazla değil, anında geri vazgeçiyorsunuz. Sorumluluklar ön plana çıkıyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni hukuk dalları ortaya çıktı.
Hukuk fakültesi öğrencilerine ve stajyer avukatlara bu yeni dallara alışabilmeleri, uyum sağlayabilmeleri adına tavsiyeleriniz var mı? Öncelikle blockchain teknolojisinden belki bahsedebiliriz burada. Blockchainle birlikte kripto varlıklar, bizim sistemimiz kripto paralar, NFT dediğimiz, nasıl diyeyim, dijital varlıklar aynı zamanda Metaverse, yapay zeka. Bunların içerisinde hukukçuların olması şart.
Yani hukuksuz yürüyecek şeyler değil bunlar. Hem hukuki hem mali boyutları olan şeylerdir. Dolayısıyla buralarda yer almak gerekiyor ve hep söylüyorum genç meslektaşlarıma, meslektaş adaylarıma, siz bir örneğin bankanın icra işini, hemen büyük bir bankanın icra işini alma imkanınız yok.
Orada sizden çok kıdemli, işte 30 yıllık avukat kişiler zaten bu işleri almışlar, ilişkileri kurmuşlar. Dolayısıyla sizin orada yer alma imkanınız çok yok. Ama bu bahsettiğimiz yeni teknolojiler, yeni durumlarla ilgili işte o çok kıdemli meslektaşlarımızın oralara gelme imkanı pek olmayabilir.
Onun için ne yapılabilir peki hani buralarda yer almak için? İlk söyleyeceğim şey deneyimlemek. Çünkü örneğin meta görsün ne olduğunu biz burada çok defa da yaptık. Saatlerce anlatsak da bir girmeniz lazım.
O gözlüğü takmanız lazım. Elinize o işte yönlendirici cihazları almanız gerekiyor. Veya o sistemin içerisinde bulunmanız gerekiyor.
Kripto parayı belki alıp satmanız gerekiyor ki deneyimleyip öğrenebilirsiniz. Aksi takdirde biraz geri planda kalırsınız. Mutlaka mutlaka içinde olmakta fayda var.
Aynı zamanda YouTube'da mesleki konularla ilgili de içerik üretiyorsunuz. Bu video nasıl ortaya çıktı? Ve hukukçu veya hukukçu olmayan dinleyicilerinizden ne gibi geri bildirimleri alıyorsunuz? Birçok mecrada online eğitimler tabii çok ön plana çıktı ama onun öncesinde de irayi bir şekilde. 100% eğitim çok hukukça verdim.
Belki 5000'den fazla meslektaşıma eğitim verme fırsatım oldu. Bu ara buluculuk ve bilir kişilik de aynı zamanda eğitimleri verdim. Uzmanlık eğitimleri var ara buluculukta.
Orada da yine meslektaşlarımıza bir araya gelme fırsatımız oldu. İşte vergi eğitimleri gibi. 100% eğitim tabii vazgeçilmez bir şeye.
Ama online eğitime de alıştık. Şu anda da bu röportajı online olarak yapıyoruz. Bazı işte barolar birliğinin veya işte televizyon kanallarının vesaire yayınlarına katıldığımda baktım ki orada konuşulan konular dışında da birçok sorulan şey oluyor.
Ve insanlar artık yazılanları okumak konusunda pek istekli değiller. Açıkçası bir şeyleri dinlemek, önümüzdeki dönemde bu podcast'ın da çok önemli bir anı çıkacağını düşünüyorum. Dinlemek ve izlemek çok daha kolaylarına geliyor.
Bunu da yadırgamıyorum. Çünkü gerçekten çok hızlı yürüyen süreçler ve bir çağ var. Burada aynı anda belki benim videomu izlerken, hatta dinlerken başka bir işi yapabiliyorlar.
Artık gençler böyle işte x bir yani biri hızla izlemiyorlar. Bir buçuk ikiyi hızla izliyorlar. Dolayısıyla çok normal.
Burada baktım ki bir ihtiyaç var. Bu ihtiyacı karşılayabiliyoruz. Sonuçta çok amatörce yaptığımız bir şey.
Profesyonel olarak bu bizim işimiz değil. Ama bu ihtiyacı karşılık verebilmek için böyle bir girişimde bulundum. Youtube kanalı olsun veya Instagram'da yine ufak ufak içerikler üretip paylaşıyorum.
Farkındalık oluşsun diye. Az önce bahsettiğimiz sosyal medyanın da ilgilendirmesi konusunda hiç içerik yoktur. Doğal olarak örneğin veya kripto paralarda Masak'ın aldığı tedbirler konusunda içerik yoktur.
Dolayısıyla birilerine ulaşıp bir fayda sağlama adına ben doğru bir şey yaptığımı düşünüyorum. Umarım faydası oluyordur. Bodrum tarihle, tatille ve ünlü isimlerle bilinen bir yer.
Bodrum'da ofisiniz var ve Bodrum'daki sivil toplum kuruluşlarında faal olarak yer alıyorsunuz. Bodrum sizin için ne ifade ediyor? Evet şu anda Bodrum'dan bağlanıyorum zaten. Bodrum'daki ofisindeyim.
Bodrum gerçekten dünyanın göz bebeği. Yani çok sevdiğim bir yer. Birçok insanımdan sevdiğim bir yer.
Hep bir hayali vardır. Bizim meslektaşlarımız da, başka meslektaşlarımız da. Ancak buraya gelip yerleşme hayali bir para kazanayım, bir düzen otursun hatta emekliliğe doğru geçeyim, öyle gireyim deniyordu.
Aslında benim de böyle bir bir anda kaçıp gitme hissiyatı oluşuyor mu derken hep bir deniz kenarına böyle bir hissiyat oluşuyordu. Ama baktım ki, az önce bahsettik. Memur çocuğum, gerçekten zorluklarla bir yerlere geldik.
Yani o istenen bütün konforun elde edilip ondan sonra gelip buraya yerleşmek çok iyi bir zaman alacak. Gerçekten belki emekliliğimiz gelecek, vakit geçiyor. Ama buraya gelirken bir tatil yapmak, rahat etmek adına değil tam tersi, burada bazı hizmetlerin çok iyi verilemediğini gördüğüm için burada bir açık gördüğüm için, açıkçası nasıl YouTube'daki durum aynı burada da genel anlamda bir fayda sağlar mıyız, iş yapar mıyız diye geldim.
Çok da memnunum. Çok güzel bir yer gerçekten Bodrum. Dünyanın göz bebeği olan bir yer.
Çok da gelişecek. Daha önünde katılacağı çok yol var. Burada da bizim bir katkımız olursa, işte burada sinir toplum kuruluşlarında kurum kuruluşlarla ilişkilerde, sanatsal faaliyetlerde herhangi bir katkımız olursa içinde bulunuyoruz.
Bodrum'un potansiyelinin çok az, çok altında olduğunu düşünüyorum. O potansiyeli yakaladığımda Türkiye için de önemli bir fırsat olacaktır. Çünkü yurt dışından da çok sevilen, gelinen bir yer.
Dünyanın en zengin insanları burada gelip tatil yapıyorlar doğal olarak. Bu fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bodrum'dan da ilhamlar.
Sizin şu anda görmeye en çok istediğiniz tarih yapılar ve doğa güzellikler neler? Türkiye'de olabilir, dünya çapında olabilir. Fırsatım olmadı mı sıra gideyim piramitleri göreyim. Çok isterim.
Çok klasik belki ama gerçekten çok kadim yapılar, kadim bir tarih var orada. Onu görmek isterim. Onun dışında belki Peru olabilir doğal güzellikleriyle.
Yine aynı şekilde bir tarihi, özel bir durumu var. Evet, oralara gitmek isterdim. Fırsat olmadı.
Bu pandemi de çok şeyi engelledi tabii. Buradan Avrupa devliye gidemediğimiz bir durum vardı. Çalışmaktan fırsat bulursak gideriz inşallah.
22 yaşındaki Burak Aslanpınar'da bugün karşılaşsanız ona neler söylersiniz? O dönemde Burak Aslanpınar biraz gergindi herhalde. Birçok şimdiki genç meslektaşlarımızın da olduğu gibi neler olacak acaba, nelerle karşılaşacağım. İnsanların yok işte orada dayısı var, babası böyle, parası var vs.
Biz bunlarla nasıl mücadele edeceğiz gibi belki gergin ve endişeli bir durumum vardı. Aslında hiç öyle değilmiş. Öyle olmaması gerekirmiş, bunu söylerdim.
Doğru bildiğin, güvendiğin, doğru yaptığın yolda ilerle derdim. Şöyle, insanlar evet, pek çok dışarıdan görünen görkemli, göz kamaştırıcı şeyleri elde etmiş olabilirler. Bunları kıyafetler diyebiliriz, evler, arabalar, laflar, her neyse.
Ama gerçek değer o değil. Bir söz var, söylediğim bir söz var. En iyi giysi bilgidir.
Size en iyi gösterecek şey bilgidir. Bir başka söz var. İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır ama fikirleriyle uğurlanır diye.
Dolayısıyla kendime dönüp baktığımda söyleyeceğim söz. Bildiğin, doğru gördüğün yolda ilerle. Bizi izleyenlere de, takip edenlere de söyleyeyim.
Hiçbir gerçek başarı kolay elde edilmez. Dolayısıyla bu başarıyı elde edebilmek için mutlaka zorluklarla karşılaşacaksınız. Hiç öyle göründüğü gibi değil.
Belki ailesinden, oradan buradan bazı şeyler gelmiş. Birden, tepeden inmiş gibi görünen insanlar. İnanın çok uzun süreli olamıyorlar.
Çok uzun süreli kalamıyorlar. Siz altyapıyı doldurmanız gerekiyor. Örneğin doktora tezini yazmak için tam 10 sene uğraştım.
Ama sonuçta bir kitaba dönüştü. 10 sene o kitabı yazarken elde ettiklerimle şu anda çok rahat bir şekilde ilerleyebiliyorum. Yani o zorluğu yaşadıktan sonra çok daha kolay olabiliyor.
Şöyle bir şeyden bahsedeyim size. Hukuk Fakültesi derneği mezunu olduktan sonra bildiğiniz gibi en çok yapılan tercih edilen meslekler avukatlık, hakimlik, savcılık. Ben bir memur çocuğu olduğum için, babam da memur.
İstedi ki ben hakim, savcı olayım. O konuda çok da hatta aramızda böyle sürtüşmeler de oldu. Ama ben kendi kararımı verdim.
Ve hiçbir destek olmadan da bunu yaptım. Bizi dinleyen, izleyenler, yani biz neler yapacağız. Tamam Burak Hoca sen öyle anlatıyorsun da zaten bir şeyleri yapmışsın.
Oradan anlatmak kolay diyorsunuz. Bence şöyle bir durum var. Eskiden mesela böyle bir videoyu benim izleme fırsatım yoktu.
Youtube'dan açıp ulaşma fırsatım yoktu. Bilgiye bu kadar ulaşma fırsatımız yoktu. Dolayısıyla ben 10 senede bir şeyleri elde ettiysem, sizler 5 senede elde edebilirsiniz, 3 senede elde edebilirsiniz.
Aslında her şey gerçekten çalışan, üreten için daha kolay. Maalesef biraz böyle bir tembellik, bize bilgi kendiliğinden gelsin, kendiliğinden bir şeyler olsun, bir beklentisi çok fazla. Dolayısıyla yavaş yürüyen insan çok fazla aslında.
Biz biraz hızlı adım attığımızda ön plana çıkabiliriz. Ürettirsek, farklı şeyler yaparsak hem kendimiz için hem de ülkemiz için çok faydalı oluruz diye düşünüyorum. Çok teşekkür ederiz Burak Bey, çok keyifliyiz.
Teşekkür ederiz sizin için katıldığınız için. Ben teşekkür ederim. Çok güzel işler yapıyorsunuz.
Sizle görüşmeden önce, önceki röportajlarınızda da baktım. İşte bu da böyle. Yenilikçi, üzerine koyan bir girişim.
Bunun illa ki meyveleri alınacaktır. İnsanların da hayatına dokunmuş oluyorsunuz. İşte bu röportajı dinleyenler, daha önceki röportajınızı dinleyenler, belki buralardan bir çıkarım yapacaklar.
Ve insanlara faydanız olacak. Ben de kendim adıma, onlar adına teşekkür ediyorum size. Teşekkür ederiz.
Böyle bir şey olursa çok mutlu oluruz. Sağ olun. Çok seviniriz.
-
20 Yıl Kıdemlilere Sınavsız Arabuluculuk Geldi / 9. Yargı Paketi
-
09.11.2024
-
-
Vergi Cezalarına %50 İndirim
-
08.11.2024
-
-
Marina Ücretlerine KDV ve 24 Metre Zammı
-
31.10.2024
-
-
Gayrimenkul Satışında Yeni Dönem: Elektronik İlan Doğrulama Sistemi
-
30.10.2024
-
-
7.000 TL Üzeri Nakit Ödemelere Ceza / Kredi Kartı Zorunlu Mu Oldu?
-
22.10.2024
-
-
Kirayı Elden Ödeyenleri Ağır Cezalar Bekliyor!
-
19.10.2024
-
-
Sosyal Medya Geliri Olanlar İzlemeden Geçmesin: Sosyal Medya Vergi İstisnası Son Değişiklikler
-
11.10.2024
-
-
Güvenli Ödeme Sistemi Nasıl Olacak? 10 Soruda Adım Adım Anlatım
-
27.09.2024
-
-
Vergide Hapis Cezası / Vergi Ceza Davası
-
20.09.2024
-
-
GSS Prim Borcu Nasıl Silinir? / Nasıl Ödenir?
-
12.09.2024
-