-
21.05.2023
7. Yargı Paketi ve Uzman Arabuluculuk Hakkındaki Bilinmeyenleri Prof. Dr. Şebnem Akipek ile Konuştuk
7. Yargı Paketinde yer alan; kiracı ev sahibi, ortaklığın giderilmesi (izale-i şüyu), kat mülkiyeti, komşu hakkı uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk düzenlemelerini, uzman arabuluculuk eğitimlerini Kıymetli Hocamız Prof. Dr. Şebnem Akipek Öcal ile konuştuk. Medeni hukukta duayen Şebnem Hocamız bilinmeyen pek çok konuya değindik.
Merhaba, hoş geldiniz. Bugün kanalımın çok kıymetli bir konuğu var. Değerli Hocam, Şeblem Akipek Hocam.
Profesör Şeblem Akipek Hocam. Pek çok hukukçunun özellikle hayatına dokunmuş, benim de hayatımda çok önemli bir yer edinmiş bir kişi. Üniversitedeyken, Ankara'dayken hocamdı.
Daha sonrasında da pek çok konuda fikrini alma, görüşlerini alma fırsatı yakalıyoruz. Sağolsun bütün bilgisini bizlerle paylaşıyor. Pek çok konuda yönlendirici oluyor aynı zamanda.
Uygulanmaya başlayacak uzman arabalıcılığa ilişkin eserleri hazırladılar, editörlüğünü yaptı hocam. Bu konudaki kitabın içeriğini hazırladı. Bunun dışında tabii ki medeni hukuk konusunda bir duayen Şeblem Hocamız.
Hoş geldiniz öncelikle. Çok teşekkür ederim, hoş bulduk, sağ olun. Bugün Şeblem Hocam ile 7. Yargı Paketi'nde dava şartı arabalıcılığa tabi olan yeni konular, kiracı ile kiraya veren arasındaki ilişkilerden kaynaklı, kat mülkiyetinden kaynaklı konular üzerine konuşacağız.
Bunlar nasıl uygulanacak? Bunlardan bahsedeceğiz. Taşınmaz devri ve taşınmaza ilişkin bazı konularda daha önce arabalıcılığın kapsamında mıydı, değil miydi ihtiyarı olarak ama açıkça kanun koyucu artık bunlarda arabalıcılık mümkündür dedi ve anlaşmada nasıl uygulanacağına ilişkin bazı hükümler konuldu. Bunlardan bahsedeceğiz.
Biraz uzman arabalıcılık da şu anda gündemde hocam. Bundan da bahsedelim istiyorum. İsterseniz böyle biraz sohbet havasında da arabalıcılıkla ilgili hemen 7. Yargı Paketi'nde 1 Eylül'de yürürlüğe girecek olan dava şartı arabalıcılığa ilişkin konulardan bahsedelim.
Çok gündemde şu anda. Artış sınırı olmasından da dolayı biliyorsunuz kiralarda çok yükselme var. Kesinlikle.
Çok da ihtiyaç olan alanlar. Belki de hem mahkemelerin yükünü hafifletmek hem de bu alanların büyük çoğunu öyle bir nitelik taşıyor ki davaların uzun sürdüğü düşünüldüğünde çözüldüğünde bile artık bir çözümsüzlükle karşı karşıya kalabiliyoruz. Yani dava sonuçlanana kadar zaten artık dayanamayacak boyutlara gelerek çok farklı şekillerde ilişkiler bitirilebiliyor.
Dolayısıyla da belki arabalıcılık bu anlamda çok faydalı olabilir. Ama tabii hemen şöyle başlamak lazım belki arabalıcılık aslında ihtiyari olması gereken bir müessese. Yani bunu ben özellikle vurguluyorum.
Her konuştuğum yerde, her zaman ne zaman bu konuyla ilgili bir fikrim sorulsa hep söylediğim şey ihtiyari olması gereken bir süreç. Neden? Çünkü arabalıcılık aslında tarafların anlaşmasına ve bir arada anlaşarak verdikleri kararı aslında uygulamalarına dayanan bir müessese. Sonuç itibariyle taraflar bu işe isteyerek girerlerse tabii ki siz de uygulamada çok arabalıcılık yapan birisiniz.
Çok iyi bilirsiniz. Anlaşmaları o kadar kolay olacaktır. Ne kadar zorlarsak o kadar anlaşmaları zor olacak ve bir direnç olacaktır.
Ama belki de şunu da kabul etmek lazım. Ülkemizde bir zorunluluk oldu belki de bir dava şartı arabalıcılığı öngörmüş olmak. Neden? Çünkü ülkemizde ilk olarak yasal düzenleme bağlamında arabalıcılığın girmesi 2012 yılı.
Hukuk uyuşmazlıklarında arabalıcılık kanunu bir yıl sonra yürürlüğe girdi 2013 ve 2018 yılına kadar yaklaşık 5 yıllık bir süre içerisinde uygulanmaya çalışıldı. Ama tabii ihtiyarî arabalıcılık olduğu için ve toplumda tanımadığı için bu müesseseyi çok da benimseyemediği için çünkü biz alışmışız mutlaka mahkemeye gideceğiz. Bir de galiba mahkemeni öyle seven bir toplumuz diye düşünüyorum.
Aman dava açalım hadi gidelim gelelim falan. Hatta duruşmalara da böyle bütün aile, konu, komşu hep beraber giden bir toplumuz. Belki bunun da etkisiyle yaygınlaşamadı arabalıcılık açıkçası.
İşte 2017 yılında düşünülmeye başlandı ne yapılabilir, nasıl yaygınlaştırılabilir diye. Bu noktada dünyada daha önce başka ülkelerde de uygulanan bilhassa İtalya'da da uygulanan ama tamamen İtalyan modelini aynen aldık diyemem tabii ama çok esinlendiğimiz bir gerçek. Bir dava şartı arabalıcılık modeli benimsendi.
Ne demek bu? Dava açılmadan önce dava açmanın adeta bir ön koşulu olarak arabalıcıya başvurmak, 2 saat arabalıcılığı denemek. Bu süre içerisinde anlaştık anlaştık ve arabalıcıya devam etmek istiyoruz istiyoruz istemiyoruz. Anlaşmama tutanağıyla birlikte, anlaşmama belgesiyle birlikte dava açmak bu bir dava açmanın ön şartı olarak uygulanmaya başlandı.
Dolayısıyla eğer böyle bir belgemiz olmadan dava açacak olursak dava reddedilip arabalıcıya başvurması sağlanıyor. Dolayısıyla böyle baktığımızda aslında bir anlamda gerçekten arabalıcıyı yaygınlaştırmak için çok güzel bir yöntem. Fakat tabii bunun çok uzun sürelerle uygulanması aslında bir anlamda da tabii dava açma hakkını da elimizden alan bir şey.
Dolayısıyla böyle baktığımızda da aslında hani evet belli bir süre uygulanmalı belli bir süre sonra gerçekten toplumu benimseyip kendisi uygulamaya başlayınca da ihtiyari arabalıcılığa geçilmeli diye düşünüyorum. Aslında hocam şu anda Işık Oku'nda ihtiyari arabalıcılık sayısı dava şartında olandan fazla. Aslında orada biraz erişmişiz buna.
Yani aslında gerçekten de istenen amaca büyük ölçüde ulaşıldığını görüyoruz. Hani %100 diyemeyiz tabii ki. Ama büyük ölçüde ulaşıldığını görüyoruz.
Neden? Tam da sizin söylediğiniz gibi 1 Ocak 2018 tarihinde Işık Oku'nda dava şartı arabalıcılık başladı. İlk dava şartı arabalıcılığımız bizim. Ve gerçekten de oldukça benimsendiğini görüyoruz.
Bazen kötü uygulamaları var mı? Var. Hepimizin bittiği kötü uygulamaları var. Ama çok iyi uygulamaları da var.
Ve gerçekten toplumda bayağı artık yayıldığını, kişilerin benimsediğini isteyerek artık arabalıcıya başvurmaya başladıklarını görüyoruz. Arabalıcılığı tanımış oldukları için. Arabalıcılığı tanımış oldukları için.
Aynen. Işık Oku'nda dava şartı arabalıcılığının hemen arkasından 1 yıl sonra Ticaret Oku'nda dava şartı arabalıcılık uygulaması geldi. Tabii hani kapsamıyla ve sınırlamalarıyla şimdi de süremiz kısa olduğu için onlara çok girmeyeceğim kuşkusuz ki.
Daha sonra da yaklaşık 1,5 yıl sonra da 22 Temmuz 2020 tarihinde de Tüketici Hukuku'nda dava şartı arabalıcılık geldi. Bizim uzman olduğumuz bir alan aynı zamanda. Benim sevdiğim alanlerden bir tanesi.
Dolayısıyla 3 tane dava şartı arabalıcılık alanımız oldu bizim. Bunun yanında bazı özel uzmanlık alanlarımız var. Hani buna da özellikle değinmek istiyorum.
Hangi özel uzmanlık alanlarımız var? İşte banka hukukunda özel uzmanlık alanımız var. Sağlık hukukunda, fikri mülkiyet hukukunda, enerji ve maden hukukunda, spor hukukunda, sigorta hukukunda ve inşaat hukukunda. Dikkat edin bunlar dava şartı arabalıcılık değil.
Bazen karıştırılıyor. Bunlar özel uzmanlık alanları. Yani eğer dava şartı arabalıcılık kapsamına giriyorsa, mesela enerji hukuk veya inşaat hukuk, yine benim sevdiğim bir alandan örnek verelim.
Sizin de sevdiğinizi bildiğim bir alan. Yani inşaat hukuku alanında eğer bir ticaret hukuku dava şartı arabalıcılık alanına giriyorsa, dava şartı arabalıcılık olarak görüyoruz. Aynı zamanda inşaat hukuku tüketici dava şartı arabalıcılık da olabilir.
Eğer o kapsama giriyorsa, tüketici dava şartı arabalıcılık olarak görüyoruz. Hayır, hiçbirine girmiyorsa, o zaman ihtiyar arabalıcılık olarak görüyoruz. Yani bu alanları bu şekilde anlamamız gerekiyor özel uzmanlık alanlarını.
Bunlar özel alanlar. Bahsettiğiniz alanlar aynı zamanda, yeri gelmişken söyleyelim hocam. Şimdi arabalıcılar, yaklaşık 30.000 yeni arabalıcımız olacak.
Sanırım 16-17.000 civarında arabalıcımız vardı. Yaklaşık 16.500 civarında. 30.000 civarında da yeni sınavı kazanan arabalıcı meslektaşlarımız, yeni meslektaşlarımız var.
Onlardan büyük bir kısmı hemen mesleğe fiilen başlayacaklar. Bu dava şartında arabalıcının görevlendirilmesi, iki tarafın birlikte gidebildiği, yine ihtiyar olarak arabalıcıyı seçebildiği gibi, bir tarafın adliyedeki arabalıcılık bürosuna başvurusuyla olabiliyor. Bu durumda da o konuda uzmanlık eğitimi almış olan arabalıcı ancak atanabiliyor.
Yani dava şartı arabalıcılıkta, adliye büroları tarafından, adliyedeki arabalıcılık büroları tarafından bir kişinin atanabilmesi için mutlaka uzmanlık eğitimi almış olması gerekiyor. İş hukuku ise iş hukuku, ticaret, tüketici. Aynen ticaret, tüketici.
Yani bir kere üç temel dava şartı uzmanlık alanında eğitim alabiliriz ve her üçünde birden çalışabiliriz. Ama altı uzmanlık alanları dediğimiz, özel uzmanlık alanları dediğimiz, biraz önce saydığım işte banka, finans, spor, inşaat gibi alanlarda da iki tanesinde, hepsi de uzmanlık alabiliriz tabii istersek alırız ama iki tanesini sicrimize yazdırıp o anda fiilen iki tanesinde bürolar tarafından atanarak arabalıcılık yapabiliriz. Yani ben işte iş hukuku, ticaret hukuku ve tüketici hukukunun uzmanlığını alıp hepsinden dava şartından adliyedeki bürodan atanma suretiyle atanabiliyorum.
Ama altı özel uzmanlık alanına giren bir iş ise onun uzmanlığını aldıysanız ve sizin siciliniz ona o anda açıksa atanabiliyorsunuz. Mesela inşaat, sigorta ve banka, finansı aldım. Bunların iki tanesini açık tutabiliyorum.
Aynen seçip onu açık tutabiliyorsunuz. Eğer örneğin tüketici dava şartına ilişkin bir uyuşmazlıkla ilgili başvuru yapıldı. Başvuru yapan kişi benim uyuşmazlığım aynı zamanda inşaat hukukuyla da doğrudan ilgilidir diye seçeneği işaretlediğinde, bu kanalı izleyen sadece hukukçular yok, hukukçu olmayan kişiler de bu başvuru yapabilirler veya meslektaşlarımız avukat olarak bu başvuru yaparken buna aslında dikkat etmelerinde çok fayda var.
Dikkat etmelerinde çok fayda var. Çünkü o zaman o konuda uzmanlık eğitimi almış ve daha uzmanlaşmış, o anda çalışan bir ara bulucunun üniversitesi. Ara buluculuk eğitimi zaten almışsınız, burada kayıtlı.
Tüketici hukukunda uzman ara bulucu eğitimi almışsınız. Aynı zamanda da inşaat hukukunda. Aynı zamanda da banka finansı mesela.
Dolayısıyla olayımızın detaylarını daha iyi bilip, daha hakim olup taraflara bu konuda daha iyi yardımcı olabilir. Önümüzdeki dönemde kısa süre içerisinde bu uzmanlık eğitimleri de yapılacak. Hocam siz de bu uzmanlıkla ilgili yeni hazırlanan güncel eserin editörüsünüz, yazarlarından birisiniz.
Şöyle bir şey hazırlandı. Ara bulucularımız ara bulucu olabilmek için temel eğitim alıyorlar. Fakat bu temel eğitimde özellikle ara bulucuların çok önemli bence parçası olan iletişim, çatışma, çatışma çözme, müzakere, müzakere yöntemleri gibi konularda aslında tam anlamıyla bir eğitim verilemedi ne yazık ki.
Niye? Çünkü zaten kapsam çok geniş olduğu için ve süreler belli sürelerle de sınırlı olduğu için bu alanların biraz eksik kaldığı düşünüldü. İşte bu nedenle bir uzmanlığa giriş yani uzmanlık eğitimine giriş belki de buna ilişkin bir kitap hazırlanmasına karar verdi bakanlık. Ve bunun üzerine biz böyle bir kitabı hazırladık yazar arkadaşlarımızla birlikte.
Ve sonuçta burada amaçlanan nedir? Bir bölüm tamamen iletişime ayrılmıştır. Kendi iletişim, iletişim becerileri, iletişim yöntemleri çok ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Bir bölüm tamamen çatışma, çatışma çözme ve müzakere, müzakere yöntemlerine ayrılmıştır.
Orada da gayet ayrıntılı bir şekilde müzakere yöntemleri, farklı usuller bütün bunlar anlatılmaktadır. Bir bölümde hukuk bölümü diyebileceğimiz daha ziyade hukukçu diğer yazar meslektaşlarımla birlikte benim yazdığım kısım. Orada da özellikle daha çok uygulamada karşılaşılan sorular ve sorunlara cevap verecek şekilde yani bütün ara buluculuğu anlatan bir bölüm değildir.
Çünkü zaten temel eğitimde bir kısmı alındığı için o konulara neredeyse hiç değinilmiştir. 84 saat eğitimle geldiler buraya zaten. Burada sadece uygulamada çok sıklıkla karşılaşılan sorunlar nelerdir? Bunlarda ne gibi çözümlerimiz olabilir? Ne olabilir? Bir de birazcık ara buluculuğa yeni başlamış bir kişiye, fiilen artık bunu uygulamaya başlamış bir kişiye ara buluculuk aşamalarında ne yapması lazım? İşte son tutanak nedir? Son tutanakla anlaşma belgesi farkı nedir? Çünkü bazen bunlar bile birbirine karışıyor biliyorsunuz.
İşte ara buluculuk anlaşması nedir gibi böyle hani çok birbiriyle ismenle karıştığını gördüğümüz şeylerin biraz daha ayrıntılı açıklandığı ve en önemlisi de dava şartı ara buluculuk alanlarının kısa kısa tanıtıldığı, özel uzmanlık alanlarının kısa kısa tanıtıldığı bir bölüm yaptık. Kitabın en sonuna da daha önceki eğitimlerde yani yeni ara bulucularımız ara buluculuk sınavını kazanmadan önceki verilen eğitimlerde hemen hemen her eğitimin sonunda bir taraf vekilliği eğitimi veriliyordu 2 saatlik. Birkaç eğitim alan kişi de sürekli aynı şeyi tekrarlamak durumunda kalıyordu ve taraf vekilliğinin de yazılmış net bir kitabı yoktu açıkçası.
Kitabın son bölümü olarak da dördüncü bölümü olarak da taraf vekilliğini koyduk ki bir kere bu eğitim alan kişi bir kere taraf vekilliği eğitimi de almış olsun. Taraf vekilliği aslında çok önemli. Neden? Çünkü ara bulucu olan birçok meslektaşımız aynı zamanda avukat ve bizim şöyle bir ne yazık ki bakışımız oluyor toplumun genel bir bakışı belki de ara buluculuk yaptığımız sırada başımızda ara buluculuk şapkamız varken çok güzel müesseseyi çok güzel uyguluyoruz.
Ama başımıza taraf vekili şapkasını giyince bambaşka bir şey uygulamaya başlıyoruz. İşte birazcık taraf vekilliğine de hazırlama ama tabi burada hemen şunun altını çizmem lazım. Taraf vekilliği eğitiminin sadece ara buluculara verilmemesi lazım.
Hani artık belki barolar bir lileme bir bakanlık arasında protokol olur ne olur bilemiyorum. Bütün avukat meslektaşlarımıza ara buluculukta taraf vekilliği tahkimde taraf vekilliği bakın alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinde taraf vekilliği klasik mahkeme usulünden biraz daha farklıdır. Aslında taraf vekilinin belki de tabiri caizse daha çok çalışması gerekir.
Kesinlikle. Çok önemli bir şey bu ve bazı yöntemleri bilmesi süreci bilmesi süreci nasıl yürüteceğini çok iyi bilmesi gerekir. Bu hem kendisi için hem müvekkili için çok önemli bir şeydir.
Bu eğitiminde mutlaka verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sonucu da hocam daha iyi öngörmesi gerekiyor. İyi yönlendirmesi gerekiyor.
Yani biz hep şöyle yapıyoruz bakıyorum birçok meslektaşımda bunu gözlemliyorum. Yani dava açalım mahkeme ne karar verirse. Tereddüt ediyoruz.
Ara buluculukta anlaşmaya kendi müvekkilimizi yönlendirme konusunda çok tereddüt ediyoruz. Ama burada işte ara buluculuğu bilirseniz süreci bilirseniz sistemi bilirseniz bunun sağlayabileceği faydaları ama bazı hallerde de dezavantajlarını bilirseniz. Yani şunu demek istemiyorum.
Ara buluculuk mutlaka çok faydalıdır. Olmayabilir. Olmadığı durumlarda olabilir.
Tam tersi anlaşmamanızın da aleyhinize olabileceği bir durumda olabilir. Ama bunu bilinçli bir şekilde tercih etmek gerekir. Ve eğer ara buluculuk faydasındaysa müvekkilinizi mutlaka müvekkili buna yönlendirmek gerekir.
Müvekkili ara buluculuğa hazırlamak gerekir. Bunlar çok önemli safhalar. Avukatın görevi aynı zamanda.
Biz bambaşka bir konuya geldik bu arada. Söz sözü açtı biz oraya geldik. Halbuki 7. yardıma geldikten bahsedecektik.
Ama bu da çok önemli bir konu. Yani gerçekten çok önemli bir konu. O yüzden de kitapta bütün bunları yer vermeye çalıştık.
Aslında kitabın başlı başına iki günlük bir eğitimle verilmesi ilk başlarda planlanıyordu. Ancak daha sonra bakanlarımızın takdiri tabii ki takdir onlarındır. İş hukukunun önüne koyalım.
Çünkü çoğu kişi zaten iş hukukunda ara buluculuk eğitimi alacak. Ayrı ayrı eğitimler olmasın. Başlayan başlamış gitmiş olsun şeklinde bir düşünceyle iş hukukunun başına kondu.
Yani bu anlamda iş hukukunda temel ara buluculuk eğitimi de başında uzmanlığa giriş eğitimi de aslında önemli bir şey. Birçok işte iş hukuku alacağı için hemen hemen herkes almış olacak. Burada aslında şöyle bir çıkarım da yapabiliriz.
Uzmanlık eğitimi alacaklar. Önce iş hukukunda uzmanlık eğitimi alacak. Uzmanlığa giriş eğitimi de almış olacak.
Sonrasında ticaret tüketiciye geçiş yapabilecek. Sonra da alt uzmanlık alanlarına geçiş yapacak. Ama şimdi hemen bir yargı paketimize gelelim.
Yargı paketimiz hepimizin bildiği gibi 5 Nisan'da yayınlandı resmi beslede. Ve yargı paketin içinde birçok birçok farklı konuda aslında yine bir torba kanundan bahsediyoruz. Çok farklı konularda düzenlemeler var.
Ama bu düzenlemelerin en önemlilerinden bir grubunu ara buluculuk alanındaki düzenlemeler oluşturuyor. Bu düzenlemelerin büyük çoğunluğu 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecek. Yani henüz yürürlüğe girmedi büyük çoğunluğu.
Giren var birkaç küçük yer. Onlardan çok bahsetmeyeceğim. Ama bizim için gerçekten çok önemli 2 temel düzenleme var.
Bunlardan bir tanesi mevcut 3 dava şartı ara buluculuk alanına ek 4 alan daha geldi. Kimsenin fark etmediği bir 5. alan daha var. O da farklı bir kanunla geldi.
Birazdan bahsedeceğim. Ama aynı günkü resmi gazetede yayınlandı. Enteresan bir şekilde.
Nedir bu 4 alan? Kısaca isimlerini söyleyeyim önce. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar. Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
Kat mülkiyet kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar. Ve komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar. 4 temel başlık.
Belki milyonlarca dava bu alana giriyor olacak. Çok çok geniş bir alan. Aynı günkü resmi gazetede 7442 sayılı bir kanun yayınlandı.
Orman kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun diye. O da bir torba kanun. Ve onunla 5488 sayılı ben bu sayılarını da hiç bilemem ama özellikle söylüyorum bulmak isteyenler için.
O yüzden bakarak söylüyorum. Tarım kanununda değişiklik yapıldı. Ve tarım kanununun 13.
maddesinde yapılan değişiklikle, tarımsal üretim sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da dava şartına uygulandı. Yani bakın 5 farklı alan geldi. 3 alanımız vardı.
5 alan daha eklendi. Toplam 8 dava şartı. Bunun da bir yürürlük tarihi hocam.
Bunun yürürlük tarihi sanıyorum bu yürürlüğe girdi bile galiba. Ama emin değilim ona bir bakmam lazım. Bu konudan haberi de olmayabilir.
Yani böyle bir konu geldiğinde. Veya şöyle bu konuyla ilgili dava açmak isteyen taraflar ve taraf vekilleri olabilir. Haberleri olmayabilir.
Gerçekten önemli yani çok geniş alana yayılan bir şey olmayabilir ama spesifik bu alanda bir dava açılması söz konusuysa artık dava şartı söz konusu olabilir. Gelen bu 4 alan diyelim ilk esas bizim 7. yargı paketi dediğimiz paketle gelen 4 alan ne getiriyor, götürüyor? Çok kısacık kısacık onlardan bahsedeyim isterseniz. Bunlardan birincisi kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
Tabi kira son birkaç senenin özellikle kan ayağının yarası. Herkes mağdur hocam. Herkes mağdur.
Kiracı da mağdur. Herkes mağdur. Avukatlar da mağdur, hakimler de mağdur.
Yani kiradaki en büyük mağduriyetimiz nedir? Birincisi kira bedelleri. Kira bedellerinin belirlenmesi ve uyarlama. Bakın çok önemli bir şey var gene bizim biraz atladığımız bir şey.
Kira bedelinin belirlenmesi farklı bir şey, kira tespit farklı bir şey, uyarlama farklı bir şey. Biz ikisini birbirine karıştırıyoruz ve uyarlamayı da kira tespit davası adıyla açıyoruz ne yazık ki. Oysa uyarlama dediğimiz kanunda açık hüküm getirmiş.
Ne demiş? Beş yılını doldurduktan sonra bir kira sözleşmesi, hakimden uyarlama talep edebiliriz demiş. O bir kira tespit değil. Kira bedelini belirleyemediğimiz noktada kira tespit istiyoruz.
Ama kira bedelimiz belli fakat artık günün koşullarına uygun değil. O istediğimiz o da beş yılını doldurduktan sonra uyarlama. İkisini bir kere birbirinden ayırmamız lazım bu çok önemli bir şey.
Tabi bunların hepsi şimdi dava şartı arabalıkçılık kapsamında olacak bir eylülden itibaren. Aynı şekilde kiralananın tahliyesi, kiracı ve kiralayan arasındaki her türlü diğer uyuşmazlıklar, alacaklar, tazminatlar, aklınıza ne geliyorsa. Depozitom vardı depozitom bana vermedin.
Gayrimenkulü bulduğun şekilde bırakmadın dedi mesela kiracıya yine tahliyesi. Tek istisnamız var icra iflas kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliye terbiye. Bir o istisnamız var onun dışında her şey bu kapsama giriyor.
Yani tahliye taahhütnamesi varsa. Oradan doğru tahliye taahhütnamesi varsa ilamsız icra yoluna başlamıyorsak o zaman tabi. Bir de çok bilinen adıyla söylüyoruz iki aklı ihtar meselesi var.
Orada da doğrudan icra yoluyla tahliye edebildiği için. Zaten şöyle en baştan söylediğimiz gibi tırnak içinde dava şartı olduğu için. Yani sizin icraya başvurmanız için ara buluculuk gibi bir ön şart yok.
Olmaz zaten o dava olmadığı için. Bu çok tereddüt yani meslektaşlarımızın da tereddütü olabiliyor. Doğrudan icraya başvurabildiğim durumlarda dava şartı arabalıkçılık söz konusu değil.
Ama mesela sulh hukukta dava açmam gerekiyorsa artık dava şartı arabalıkçılık. Yani şöyle düşünmemiz gerekiyor. Eğer ki burada sulh hukuk mahkemesinde bir tahliye davası açmam gerekiyorsa.
Dava açmadan tahliyeyi sağlayamayacaksam o zaman yine dava şartı arabalıkçılık. En çok karşılaştığımız son dönemde gereksinim ihtiyaç nedeniyle önemli. Yani artık bu evde ben oturacağım.
Veya işte oğlumu evlendirdim o oturacak diye. Veya annem babam geldi Almanya'dan. Evet Almanya'dan çok gelirdi biliyorsunuz.
Bu nedenle bir tahliye olacaksa artık dava açılması gerektiği için dava şartı öncelikle arabalıkçılığa başvurulacak. Şimdi bir kira uyuşmazlıklarında arabalıkçılığın aslında ben oldukça faydalı olacağını düşünüyorum. Gerçekten de baktığımızda.
Neden faydalı olacak? Çünkü diyelim ki işte bir uyarlama davası açtık. İşte 5 yıl doldu kira sözleşmemizin uyarlama davası açtık. Bunun sonuçlanması en az 1,5-2 yıl.
Oysa ki biz hani hızlı bir şekilde sonuçlanmasını bekliyoruz. Veya tahliye ettirmek istiyoruz. Acil ihtiyacınız var.
E dava açtık yine oldukça uzun bir süreçle karşı karşıyayız. İşte arabalıkçılıkta belki de taraflar gerçekten kendileri çok güzel çözümlerle anlaşmalar yaratabilecekler. Şimdi arabalıkçılığın en büyük avantajı nedir? İlla yasaya aykırı olmamak koşuluyla altını çizeyim.
Bunun emrecü hükümlere aykırı olmamak koşuluyla çok farklı çözümler yaratabiliriz. Mesela nasıl çözümler yaratabiliriz? Diyebiliriz ki işte benim acil ihtiyacım var gerçekten. Sen çıkarsan taşınma masraflarını da ben karşılayayım.
Ve bunu gayet meşru bir belgeyle hatta ilan niteliğinde olabilecek bir belgeyle yapabiliyoruz. Ama bir hakim tabii böyle bir karar veremez. Yani hakimden böyle bir karar vermesini bekleyemeyiz.
Oysa ki burada çok güzel bir şekilde anlaşma imkanımız olur. Veya ne bileyim kira bedelini arttıracağız. Ve kira bedelini arttıracağımız işte rahiç kira atıyorum 10.000 lira.
Biz de en az 10.000 lira istiyoruz. Ama mesela diyebiliriz ki 8.000 lira olsun. Senin çocuğun da üniversite sınavına girecek.
Ben de matematik hocasıyım ona ders vereyim. Yani anlatabiliyor muyum? Arabalıkçılığın güzel tarafı bu işte belki de. Çok güzel çözümler üretebilmeniz mümkün.
Kesinlikle ilk ihtiyari o zaman dava şartı yoktu. İlk uyuşmazlığın bir kira uyuşmazlığıydı. Orada tarafların avukatları da taraf vekilleri de vardı.
Şu noktaya geliyordu. Deposito söz konusu. Deposito aslında biliyorsunuz ortak bir hesabak olması lazım ama uygulamada olmuyor.
Karşı tarafa gönderiliyor. Deposito'nun iadesi söz konusu. Aynı zamanda kira borcu var.
Belki bunu isterseniz mahsup edip buraya yazabiliriz. Aynı belgede tahliyede. Gerçekten bir anlaşma sağlandı.
Tabi taraf vekilleri orada dedi ki yargıta hukuk genel kurulunun şu kararı gereğince burada deposito'yu kira borcuna mahsup etmek mümkün değil. Evet orada mümkün değil. Çünkü mahkeme bunu yapamaz.
Ama arabalıkçılıkta yapabilirsiniz. Aynı belgeye tahliyeyi de koyabilirsiniz. İlker ki kanun, emredici, hükmüne aykırı bir şey olmasın.
Dolayısıyla arabalıkçılığın güzel tarafı bu. Kira da oldukça faydalı sonuçlar alabileceğinizi düşünüyorum şahsen. Ama bir başka alana hemen geçelim.
Bence zor olan bir alana geçelim. Taşınır ve taşınmazların paylaştırılması ve ortaklığın giderilmesi. Şimdi ortaklığın giderilmesi nedir? Belki birazcık ondan da bahsetmek lazım.
Özellikle birazcık yaşı da ileri seyredenlerimiz varsa izale-i şuyu lafını bilirler. Hani hemen hemen herkes toplumda sokağa çıkalım. İzale-i şuyu deyince herkes... Aslında çok bilinecek bir sözcük değil ama o kadar bilinir ki.
Çünkü toplumda o kadar yaygın bir dava ki... Bir şekilde denkleştik. Ortaklığın giderilmesi ismi 1 Ocak 2002'de yeni medenik hanımızla geldi. Yani yeni medenik hanı dediğim 21 yıl önce.
21 yıldır sadece mevzuatımızda ortaklığın giderilmesi var. Ama hala izale-i şuyu biliniyor. Hani böyle bir olay bu.
Bu kadar zihnimize, kalbimize, duygularımıza işlemiş bir olay. Çünkü 10 yıllar sürebiliyor değil mi hocam? Aynen. İşte yani gerçekten inanılmaz uzun süreli davaların olduğu... Neyin ortaklığını gideriyoruz? İki, paylı mülkiyette ve el birliği mülkiyetinde.
Yani paylı mülkiyetin paylaşılması el birliği mülkiyetinde de ortaklığa son verilmesi lazım. Örneğin bir miras söz konusuysa. En çok da mirasla sıkıntı yaşıyoruz zaten.
Neden bu davalar çok uzun sürüyor? En temel sebeplerinden bir tanesi özellikle miras durumunda taraf teşkilini sağlanması. Artı tabii sürekli devinim olan davalar olması. Neden? Çünkü bir mirasçı o ölüyor onun mirasçıları.
Öbürü ölüyor onun mirasçıları. Tekrar onu davaya dahil ediyorsunuz. 70, 80, 90 tarafı davalar oluyor.
Aynen. Yani 150, 200, 300, 500, 1000 yani öyle davalar oluyor. E şimdi bu tabii çok sıkıntılı bir süreç.
Ara buluculuğun bu alanda dava şartı uygulanması ilk bakışta çok faydalı gibi gözükebilir. Ama aynı zorluk ara buluculukta da olacak. Neden? Çünkü gerek paylı mülkiyette.
Burada ne yapıyoruz? Biz paylı mülkiyeti sona erdirecek bir anlaşma yapıyoruz. Veya el birliği mülkiyetinde ki zaten el birliği mülkiyetinde biliyorsunuz her şeyin oy birliğiyle olması lazım. E paylı mülkiyetli de sona ermenin oy birliğiyle eğer kendileri karar veriyorlarsa oy birliğiyle.
Neden? 999 evet dedi. 999 evet dedi bir kişi hayır dedi olmaz. Şimdi bizim ne yapmamız lazım öyleyse? Ara buluculukta da taraf teşkili sağlamamız lazım.
Ve burada bu yükümlülük kime düşecek? Ara bulucuya düşecek. Ara bulucunun bunun için bu kişilere ulaşabilmek için ek bir kaynağı var mı? Yok. Zaman da yok.
Nereden yok? Zaman yok. Kaynak yok. Hiçbirisi yok.
Ve onu bulabilecek imkanı da yok. Yani bütün siciller her şey ara bulucuya açık değil ki. Ara bulucunun elinde bunlar yok.
Nasıl yapacak bunu? Hani mahkeme sonuçta nüfustan getirtelim diyor geliyor. Ara bulucunun böyle bir imkanı da yok. Yani dolayısıyla açıkçası biraz orada benim tereddütüm var.
Yani 3-5 paydaşın olduğu çok kolay ulaşılabilir yerlerde gerçekten çok faydalar. Belki kanun koyucu şöyle düşünmüş olabilir mi hocam? Yani %5'inde %10'unda bile bir anlaşmasalı. Ama ara buluculara ciddi bir iş yükü getirdi.
Ara buluculara ciddi bir iş yükü getiriyor. Bir de yani burada gerçekten hani gerçekten taraf teşkilinin olabildiği, oy birliğinin sağlanabileceği durumları bulmamız gerekir ki orada gerçekten de ara buluculuk faydalı olsun. Ama bunun ötesinde ben zor olacağını düşünüyorum.
İnşallah ben yanılıyorumdur. Belki de ben yanılıyorumdur. Belki de çok güzel işleyecek.
Çok iyi bir şekilde gidecek. Bilemiyorum tabi. O anlamda çok bir şey söyleyemiyorum açıkçası.
Üçüncü alanımız kat mülkiyeti. Tabi o da yine hepimizin kanayan yaralarından bir tanesi. Kat mülkiyetinde bir sorun yaşanmaması çok az karşımıza çıkıyor ne yazık ki.
Kat mülkiyetinden kaynaklanan hemen her türlü uyuşmazlık. Dava şartı kapsamına alınmış durumda. Neler olabilir bunlar? İşte özellikle en çok yaşadığımız tamiratlar, tadilatlar.
-
Güvenli Ödeme Sistemi Nasıl Olacak? 10 Soruda Adım Adım Anlatım
-
27.09.2024
-
-
Vergide Hapis Cezası / Vergi Ceza Davası
-
20.09.2024
-
-
GSS Prim Borcu Nasıl Silinir? / Nasıl Ödenir?
-
12.09.2024
-
-
Vergi Borcu Olanlar Dikkat: Ödeme Emri Gelince Ne Yapmalı?
-
09.09.2024
-
-
Vergi Ceza İhbarnamesi Nedir?
-
03.09.2024
-
-
Vergi Kaçırmak / Vergiden Kaçınmak / Vergi Kaçakçılığı
-
26.08.2024
-
-
Arabuluculuğun Vergi Avantajları
-
19.08.2024
-
-
Avukattan Borcu Yoktur Yazısı İstenecek
-
12.08.2024
-
-
Vergi Yoklamaları Artıyor / Vergi Hasılat Tespiti Nasıl Yapılır? / Avukata Vergi Borcu Yoktur Yazısı
-
06.08.2024
-
-
Sosyal Medyada Reklam Cezası ve Vergisi / Örtülü Reklam
-
01.08.2024
-