-
Tarih: 12.03.2025
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
DANIŞTAY
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas | : 2019/7422 |
Karar | : 2022/9289 |
Tarih | : 27.12.2022 |
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ... Tic. Ltd. Şti'nin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden kesilen 2012/1 ila 12 dönemlerine ilişkin katma değer vergisine isabet eden vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacının sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığı, sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varıldığı, davacının mükellef kurum adına para tahsilatı yapmış olmasının sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği anlamına gelmeyeceği, iştirak fiilinin daha somut ve şüpheden uzak tespitlerle ortaya konulması gerektiği, ayrıca davacının asıl mükellef kurum Tasfiye Halinde ... Tic. Ve Ltd. Şti.'yi temsil ve ilzama yetkili olmadığı anlaşılmış olup, buna göre sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiği hususu yasal açıdan kanıtlanamayan davacı adına, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 ve 359. maddesi uyarınca kesilen dava konusu vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz isteminin reddine,
Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının çalıştığı Tasfiye Halinde ... Nalburiye Tic. Ve Ltd. Şti. hakkında düzenlenen ... tarihli ... sayılı Vergi Tekniği Raporu'yla şirketin gerçek bir ticaret faaliyetinin olmadığı, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yapmak amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiği, 01/01/2012 tarihinden itibaren düzenlediği faturaların tamamının gerçek bir ticari faaliyete dayanmayan ve komisyon karşılığı düzenlenen sahte belge olduğunun tespit edildiği, davacının şirkette faaliyette bulunduğu dönemlere ilişkin hakkında ... tarih ve ... sayılı Vergi Suçu Raporu düzenlenmiş olduğu, bu raporlar uyarınca davacı ...'ın 213 sayılı VUK.nun 359/b bendinde belirtilen kaçakçılık suçuna iştirak ettiği kanaatine varılarak, hakkında VUK' nun 359 ve 360. maddeleri ile bağlantılı olarak Türk Ceza Kanunu'nun iştirak hükümlerinin uygulanmasının ve VUK 344. maddesi hükmü gereğince, takdir komisyonu tarafından hesaplanacak olan asıl borçlu şirketin sahte belge düzenleme faaliyeti nedeniyle elde ettiği komisyon geliri üzerinden 1 kat vergi ziyaı cezası kesilmesinin gerektiğinin önerilmesi üzerine, 213 sayılı VUK'nun 30/1. maddesi gereğince takdir komisyonuna sevk edilerek, takdir komisyonu tarafından belirlenen matrah üzerinden 213 sayılı Kanun'un 344 maddesi ve 359. maddesi uyarınca dava konusu vergi ziyaı cezalarının kesildiği, kaldırılması istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar Vergi Mahkemesince, davacı hakkında düzenlenen ... tarih ve ... sayılı Görüş ve Öneri Raporu (Suç Duyurusu Raporu) incelenerek karar verilmiş ise de; dosyanın aydınlatılması ve söz konusu şirketin sahte belge düzenleyip düzenlemediği; düzenlediği kanaatine varılması halinde davacının sahte belge düzenleme fiiline iştirak edip etmediğinin değerlendirilebilmesi için, takdir komisyonu kararlarının dayanağı, şirket hakkında düzenlenen ... tarihli ... sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun incelenerek karar verilmesi yönünde kararın bozulması gerektiği görüşü ile karara katılmıyoruz.
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-