• Tarih: 09.06.2022
  • Yazar: Uyuşmazlık Mahkemesi

Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca verilen uyarma cezasının iptali istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir

9 Haziran 2022 tarihli 31861 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı'nda; Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca verilen uyarma cezasının iptali istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğine hükmedildi.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ

Davanın, 4925 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 69, 70, ve 72. maddeleri kapsamında uygulanan idari yaptırım niteliğindeki işleme dayanak oluşturmak üzere düzenlenen tutanacağın iptali istemiyle açıldığı, idari yaptırım niteliğindeki işlemin de 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesi kapsamında bir idari yaptırım olduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre, Kabahatlar Kanunu'nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, Kanun'un 19. maddesinde sayılan yaptırımlar saklı tutulmak kaydıyla diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanamayacağı anlaşılmaktadır.

5326 sayılı Kanun'un 27. maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen 8. fıkrasında idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmış, bu maddenin gerekçesinde de bu hükümle, Kabahler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesince, idari para cezası yönünden oluşan olumsuz görev uyuşmazlıklarının çözümünde, idari para cezasına konu işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararın da verilmiş olması ve dosya içeriğinden bu kararın idari yargı yerinde dava konusu edildiğinin anlaşılması halinde; idari para cezasına ilişkin kararın hukuka aykırılığı iddasının da, idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılarak, idari yargı yerince verilen görevsizlik kararlarının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Olayda, üç gün süre ile faaliyetin durdurulmasına ilişkin idari yaptırım kararına dayanak oluşturan ihlal tespit tutanakları ile verilen uyarma cezasının, süresiz değil, belirli süre için üç gün ile faaliyetin durdurulmasına ilişkin idari yaptırım kararı olduğu, 5326 sayılı Kanun'un "Saklı tutulan hükümler" başlığını taşıyan 19. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı tutulan, başka bir deyişle, belirtilen istisnalar içinde sayılan yaptırımlardan biri olduğu, 5326 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 4925 sayılı Kanun'un defalarca değiştirilerek yeniden düzenlendiği ve bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesine ilişkin karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmıştır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, 4925 sayılı Kanun ve bu Kanun'a dayanılarak hazırlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği uyarınca süresiz değil, belirli süre için 3 gün faaliyetin durdurulmasına ilişkin idari yaptırım kararına dayanak oluşturan tutanağın 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 4925 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerle Kanun'un yeniden düzenlendiği ve bu haliyle 4925 sayılı Kanun'da ve bu Kanuna dayanılarak hazırlanan Yönetmelikte görevli yargı yeri hususunda hüküm bulunmadığı, kanun yoluna ilişkin bir düzenlemenin yer almadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda Kabahatlar Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun'la değişik 3. maddesinde, Kanun'un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, uyarma cezasına ilişkin karara karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanun'un 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Kararın tam metni için tıklayınız

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/kararlar/uyusmazlik-mahkemesi-karari/karayolu-tasima-kanunu-uyarinca-verilen-uyarma-cezasinin-iptali-istemiyle-acilan-davanin-adli-yargi-yerinde-cozumlenmesi-gerekir

https://www.aslanpinar.com/bilgi-bankasi/kararlar/uyusmazlik-mahkemesi-karari/karayolu-tasima-kanunu-uyarinca-verilen-uyarma-cezasinin-iptali-istemiyle-acilan-davanin-adli-yargi-yerinde-cozumlenmesi-gerekir

Diğer Kararlar