-
Tarih: 25.01.2022
7226 sayılı Kanun'daki sürelerin duracağına ilişkin hükme rağmen açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır
Esas: 2021/7060
Karar: 2021/12983
Tarih: 24.11.2021
Dava konusu istem : Davacı adına 2012, 2013, 2014, 2015,2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olarak düzenlenen 02/03/2020 tarih ve 3349922/1 sayılı ödeme emrinin katı atık toplama ve taşıma ücreti ile gecikme zammına ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 3. idare Mahkemesinin 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, K:2020/1504 sayılı kararında; davanın İstanbul 10. Vergi Mahkemesinde 09/07/2020 tarihinde açıldığı, dava konusu ödeme emrinin 14/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, dava açma sürelerinin 15/06/2020 tarihinden itibaren işleyeceği de dikkate alındığında, davanın en geç 15/06/2020 tarihinden itibaren 15 günlük dava açma süresi içinde en son 29/06/2020 tarihinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 09/07/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı sebebiyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ SÜLEYMAN HAFIZ KAPAN'IN DÜŞÜNCESİ: Danıştay Başsavcılığının kanun yararına temyiz isteminin kabul edilerek, idare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI ABDÜLKADİR ATALIK'IN DÜŞÜNCESİ: Davacı tarafından, adına 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olarak düzenlenerek tebliğ olunan 02.03.2020 tarih, 1552/223 Cilt/Sıra -3349922 No'lu ödeme emrinin katı atık toplama ve taşıma ücreti ve gecikme zammına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda İstanbul 3. İdare Mahkemesince kesin olarak verilen 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, K:2020/1504 sayılı kararın, kanun yararına temyiz edilmesine ilişkin verilen dilekçe üzere konu incelendi.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51 'inci maddesinde; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği; temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı; bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;
Tarihi izleyen günden başlar.
3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden davacı tarafından adına düzenlenen ve 14.03.2020 tarihinde tebliğ edilen 02.03.2020 tarih ve 1552/223 Cilt/Sıra - 3349922 No'lu çevre temizlik vergisi, katı atık toplama ve taşıma ücreti ile bu ücretler üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ve gecikme zammı içerikli ödeme emri ve ödeme emrine konu tahakkukların iptali istemiyle 16/06/2020 tarihinde açılan davada İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 19.06.2020 tarih ve E:2020/1496, K:2020/1252 sayılı kararıyla dava dilekçesinin reddine karar verildiği, davacının süresinde dilekçesini yenileyerek 09/07/2020 tarihinde açtığı davada bu kez İstanbul 10, Vergi Mahkemesinin 14/07/2020 tarih ve E:2020/1703, K:2020/1476 sayılı kararıyla davanın görev yönünden reddedilerek dosyanın İstanbul İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği; İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 17/08/2020 tarih ve E:2020/1151, K:2020/1123 sayılı kararıyla tekrar dilekçe ret kararı verilmesi üzerine davacının süresinde yenilediği dilekçe sonrası bu kez İstanbul 3. İdare Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, K:2020/1504 sayılı kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği; davacı tarafından dava konusu ödeme emrine karşı açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülerek anılan kararın kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar İstanbul 3. İdare Mahkemesince Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1. maddesi ile 2577 sayılı Kanun'da belirlenen sürelerin 13/03/2020 tarihinde durdurulduğu ve 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığı dikkate alınarak davacıya 14.03.2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı en geç 15/06/2020 tarihinden itibaren 15 günlük dava açma süresi içinde ve en son 29/06/2020 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 09/07/2020 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de davacının dava konusu ödeme emrine karşı davasını 16/06/2020 tarihinde açtığı görülmüştür.
Bu durumda, davacının kendisine 14.03.2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle 16/06/2020 tarihinde açtığı davanın 7226 sayılı Kanunda öngörülen dava açma süreleri de dikkate alındığında süresi içinde olduğu anlaşıldığından İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı bir sonucu ifade ettiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, <2020/1504 sayılı kararı 2577 sayılı Yasanın 51'nci maddesi uyarınca yürürlükteki hukuka aykırı sonucu ifade ettiğinden, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davaya konu, katı atık toplama ve taşıma ücreti ile gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen 02/03/2020 tarih ve 3349922/1 sayılı ödeme emri 14/03/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından, davaya konu ödeme emrinin katı atık toplama ve taşıma ücreti ile gecikme zammına ilişkin kısmının İptali istemiyle, 16/06/2020 tarihinde İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin E:2020/1496 sayılı dosyasında dava açılmış olup; İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin 19/06/2020 tarih ve E:2020/1496, <2020/1252 sayılı kararıyla dava dilekçesinin reddine karar verilmiş ve bu karar 22/06/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından 09/07/2020 tarihinde dava dilekçesi yenilenerek İstanbul 10. Vergi Mahkemesinin E:2020/1703 sayılı dosyasında dava açılmış olup, anılan Mahkemenin 14/07/2020 tarih ve E:2020/1703, <2020/1476 sayılı kararıyla, İdare Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ve dosya İdare Mahkemesine gönderilmiştir.
İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, <2020/1504 sayılı kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine kesin olarak karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, ikinci fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi İzleyen günden itibaren başlayacağı, dördüncü fıkrasında ise; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, 51. maddesinde ise; idare ve vergi mahkemeleri ile bölge idare mahkemelerinin kesin olarak verdiği kararlar ile istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının, daha önce kesinleşmiş olan merci kararının hukuki sonuçlarını kaldırmayacağı hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. maddesinde; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, onbeş gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiğinin “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı, veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 1. maddesinde; "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06/01/1982 tarih ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/01/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kuramlarındaki süreler 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden,
b) 09/06/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden, itibaren 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış saydır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmi Gazete’de yayımlanır." hükmü yer almaktadır.
30/04/2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Sürelerinin Uzatılmasına Dair 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararında; "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır." düzenlemesi bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İdare Mahkemesince 16/06/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Ancak, yukarıda yer verildiği üzere, dünya genelinde yaşanan Covid-19 salgın hastalığının Ülkemizde de yayılması nedeniyle yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla dava açma süreleri; önce, 7226 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi gereğince, 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden, 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durdurulmuş, daha sonra da bu tarih, anılan Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar uzatılmıştır.
Bu durumda: onbeş günlük dava açma süresinin, 7226 sayılı Kanun hükmü uyarınca 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar durduğu, bu tarihten (15/06/2020) sonra kalan sürenin işleyeceği göz önünde bulundurulduğunda, 14/03/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilen dava konusu ödeme emrine karşı en geç 15/06/2020 tarihinden itibaren 15 günlük dava açma süresi içinde ve en son 30/06/2020 tarihinde dava açılması gerektiği dikkate alındığında, 16/06/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu açık olup, için esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu itibarla; davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı tarafından yapılan kanun yararına temyiz isteminin kabulüne,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 07/10/2020 tarih ve E:2020/1436, K:2020/1504 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca, hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3.Kararın birer örneğinin Danıştay Başsavcılığıma, Başakşehir Belediye Başkanlığı'na ve davacıya gönderilmesine ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasına, 24.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarındaki Dava Şartı Arabuluculuğa İlişkin Hükmün İptali Talebi AYM Tarafından Oyçokluğuyla Reddedildi
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
Pergole Ruhsata Tabi Olmadığından Yıkım ve Para Cezasına İlişkin Encümen Kararı Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 01.10.2024
-
-
Defter, Kayıt ve Belgelerin İbraz Edilmemesi Hâlinde Bir Vergi Ziyaı Oluşmaması ve Tarh Edilen Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Olarak Kesilen Bir Cezanın Da Bulunmaması Sebebiyle 7394 Sayılı Kanun Gereği Alt Sınırdan Tayin Edilen Temel Ceza Üzerinden Yarı Oranında İndirim Yapılması Gerekmektedir
-
Tarih: 20.09.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen, Son Derece Karışık ve Dağınık Olan Bir Mevzuatın Aşırı Şekilci (katı) Yorumu Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Tek Dosyada Birleştirilerek Karara Bağlanan Davalarda Tek Vekâlet Ücretine Hükmedilmesi Gerekir
-
Tarih: 28.06.2024
-
-
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılınmazsa Uygulanan Yaptırım İptal Edildi
-
Tarih: 23.06.2024
-
-
Enflasyon Karşısında Alacaklıya Faiz Koruması
-
Tarih: 18.04.2024
-
-
Parselasyon Yapılırken Uygulama İmar Planına ve Mevzuata Uygun Şekilde Düzenleme Sınırı Belirlenmelidir
-
Tarih: 14.03.2024
-
-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-