-
Tarih: 16.02.2021
İşlemin Tesis Edildiği Tarih İtibariyle Köy Tüzel Kişiliğinin Kamulaştırma Yetkisi Bulunmamaktadır
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
Esas : 2009/10617
Karar : 2010/2058
Tarih : 03.03.2010
İstemin Özeti : Hatay İdare Mahkemesinin 12.05.2009 günlü, E:2007/1427, K:2009/677 sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İbrahim Arslan'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Sedat Larlar'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Hatay İli, Paşaköy, 35 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının köy yerleşim alanına yol götürmek amacıyla kamulaştırılmasına ilişkin 10.02.2002 günlü, 1 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkiş incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, kamulaştırmaya konu edilen yol güzergahının tasarlanma sürecinde parçacıl bir yaklaşım sergilendiği, yol planlanması esaslarına ve tekniğine uygun bir yöntem izlenmediği, köy çevresinde fiilen kullanılan çok sayıda yol bulunduğu, uyuşmazlık konusu bölgede bir yola ihtiyaç olduğu ancak, 35 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alandan geçirilmesini gerektirecek teknik bir gerekçenin olmadığı, bu yol dışında alternatif 4 ayrı yol güzergahının daha tespit edildiği, dava konusu işlemin herhangi bir etüde dayanmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
22.5.1985 gününde yayımlanarak yürürlüğe giren 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek kabulüne dair Kanunun, Kuruluşun görevlerini belirleyen 2. maddesinin (a) bendinde, Devlet ve İl Yolları ağı dışında kalan köyler ve bunlara bağlı yerleşme birimlerinin orman yollarının ve orman içi yolların yol ağını tesbit etmek, bu yolları, köprüleri, sanat yapılarını, köyiçi yollarını yapmak, mevcutları geliştirmek Genel Müdürlüğün görevleri arasında sayılmış, anılan maddenin (t) bendinde, kuruluş, görevleri ile ilgili konularda kamulaştırma yapmaya yetkili kılınmış ve aynı Kanunun 46. maddesinde ise, diğer kanunların bu kanuna aykırı hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasında yer alan bir konuda köy tüzelkişiliğinin kamulaştırma yapma yetkisi bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, Açıklanan nedenlerle Hatay İdare Mahkemesinin 12.05.2009 günlü, E:2007/1427, K:2009/677 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 03.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-