-
Tarih: 06.12.2021
İstifa ederek işten ayrıldığı anlaşılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi bozma nedenidir
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2021/11924 |
Karar | : 2021/16153 |
Tarih | : 06.12.2021 |
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyaincelendi, gereğikonuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin 27/12/2002 - 21/07/2016 tarihleri arasında davalı şirkette çalıştığını; en son
aylık net 2.802,00 TL ücret aldığını, ancak bordrolarda daha düşük gösterildiğini, işyerinde 1 öğün yemek verildiğini, yılda 1 maaş ikramiye ödendiğini ve araç tahsis edildiğini, hafta içi 5 gün 08:00 - 18:15 ve cumartesi 08:00 - 15:00 arasında çalışma olduğunu ancak bu süreleride aşan çalışmalar yapmak zorunda kaldığını; yarım saat ara dinlenmesi kullandırıldığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, belirsiz alacak davası açılamayacağını, fazla çalışma ücretinin zamanaşımına uğradığını; davacının müvekkilleri şirketin sahiplerinin dayısının oğlu olduğunu, akrabalık sebebiyle davacının kendisi ve ailesine yapılan ödemelerin şirketin değil, sahiplerin şahsi destekleri olduğunu, davacıya araç verildiğini,
en son aylık 1.950,00 TL ücret ödendiğini; davacının müdür olarak kendi mesai saatlerini belirleme yetkisi olduğunu, fazla mesaiyi gerektirir bir iş de yapılmadığını ve satışların çoğunun mail üzerinden yapıldığını savunarak davanın reddinekarar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamına tazminatsız fesih olgusunu ispata yönelik herhangi bir delil sunulmamış olması nedeniyle davacının iş akdinin feshinin haksız olduğu ve davacının fazla mesai iddiasını ispatladığı gerkeçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildi.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, İlk Derece Mahkemesinin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk
Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçeler dikkate alınarak davalının istinaf talebinin esastan reddine
karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken
hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına,
yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki
bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı iş akdine haksız olarak son verildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuş,
davalı ise davacının kendi işini kurmak için istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Ancak dosya kapsamında bulunan işten ayrılma bildirgesi incelendiğinde davacının imzasının bulunduğu ve işten ayrılma nedeni olarak kod 3 (istifa) çıkış kodunun gösterildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tarafından şirket whatsApp grubuna gönderilen mesajda şirket çalışanlarına yönelik olarak "merhaba ...ndaki 14 yıllık çalışma hayatımı bitirmiş bulunmaktayım herkes hakkını helal etsin" şeklinde açıklama yapıldığı görülmüştür. Buna göre davacının işten kendisinin ayrıldığının kabulü gerekirken yazılı şekilde iş akdine haksız bir şekilde son verildiğinin kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hüküm altına alınması hatalı olup bozma nedenidir.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06/12/2021 tarihinde oybiriği ile karar verildi.
-
Mükellefin sahte fatura kullandığı gerekçesiyle vergi incelemesine girdiği durumlarda matrah tespiti yapılırken brüt satış karlılığına uyum karşılaştırılarak vergiye tabi kazancın belirlenmesi gerekir.
-
Tarih: 30.04.2025
-
-
Sahte fatura kullanma suçunda araştırılması gerekilen deliller vardır, eksik inceleme sonucu hüküm tesis edilmesi hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 29.04.2025
-
-
Mükellef şirketin faturalarında gerçek bir emtia tespitinin yapılıp yapılmadığı saptanmadan KDV indirimlerinin reddedilmesi hukuka uygun değildir.
-
Tarih: 29.04.2025
-
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-