-
Tarih: 13.02.2021
Kıyıda Beton Dökülmek Suretiyle Yapılan Kaldırım, Kıyı Kanunu Uyarınca Engel Niteliğinde Değil, İmar Kanunu Kapsamında Yapı Niteliğindedir.
T.C.
DANIŞTAY
ONDÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas : 2012/6161
Karar : 2013/8542
Tarih : 27.11.2013
3621 SAYILI KIYI KANUNU
KALDIRIMIN YAPI NİTELİĞİ
UYUŞMAZLIĞA UYGULANACAK MEVZUAT
( 3194 s. İmar K m. 5 )
( 3621 s. Kıyı K m. 6 ,14 ,15 )
ÖZET
Kıyıda, beton dökülmek suretiyle yapılan kaldırımın, Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesinde belirtilen engel niteliğinde değil, İmar Kanunu kapsamında yapı niteliğinde olması nedeniyle, İmar Kanunu hükümleri uyarınca işlem tesisi gerekirken, Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesi uyarınca tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gözetilmelidir.
İstemin Özeti: Muğla 1. İdare Mahkemesi'nin 29.02.2012 günlü, E:2010/2071, K:2012/305 sayılı kararının; usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi:Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, işin gereği görüşüldü:
Dava; Muğla İli, Bodrum İlçesi, Yalıkavak Beldesi, Gökçebel Mahallesi, Kızılburun Mevkii, S... Sitesinin bulunduğu taşınmazın sahil kesiminde mevcut taş duvarın üzerine beton dökülmek suretiyle yapılan kaldırımın, 3621 sayılı Kıyı Kanununun 15/1 maddesi uyarınca 5 gün içerisinde kaldırılmasına ve aynı madde uyarınca para cezası verilmesine ilişkin Yalıkavak Belediye Encümeninin 02.04.2010 günlü, 76 sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi'nce; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 14. ve 15. maddeleri uyarınca kıyıda yapılan ruhsatsız yapılar hakkında İmar Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, uyuşmazlığa konu yapının ruhsatsız yapıldığı anlaşıldığından yıkımına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 6. maddesinde: Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez. Kıyıda, uygulama imar planı kararı ile; a) İskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım, dalgakıran, köprü, menfez, istinat duvarı, fener, çekek yeri, kayıkhane, tuzla, dalyan, tasfiye ve pompaj istasyonları gibi, kıyının kamu yararına kullanımı ve kıyıyı korumak amacına yönelik alt yapı ve tesisler ... yapılabilir"; 14. maddesinde ise: "Bu Kanun kapsamında kalan alanlarda ruhsatsız yapılar ile ruhsat ve eklerine aykırı yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanununun ilgili hükümleri uygulanır." kuralları yer almıştır.
Anılan Yasanın 15. maddesinde ise: "Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit,parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara ikibin Türk Lirasından onbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Ayrıca oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında engellerin ilgililer tarafından kaldırılmaması halinde, masrafı yüzde yirmi zammıyla birlikte kendilerinden kamu alacaklarının tahsili usulüne göre tahsil edilmek üzere kamu gücü kullanılmak suretiyle derhal kaldırılır. Kabahatin tekrarı halinde, ceza üst sınırdan verilir.
Birinci fıkrada sayılan yerlerden kum, çakıl alanlara üçbin Türk Lirasından onbeşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
Birinci fıkrada sayılan yerlere moloz, toprak, cüruf, çöp gibi atık ve artıkları dökenler, atılan veya dökülen maddenin niteliğine, çevreyi kirletici ve bozucu etkisine göre Türk Ceza Kanunu, Kabahatler Kanunu veya Çevre Kanunu hükümlerine göre cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkralarda sayılan fiillerin kıyının doğal yapısını bozacak bir etki meydana getirmesi halinde, daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, failleri hakkında altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Birinci fıkrada sayılan yerlerde ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı yapan kişilere Türk Ceza Kanunu veya İmar Kanunu hükümlerine göre verilecek ceza bir kat artırılır.
İlgili kanunlarda belirtilen makamların yetkileri saklı kalmak üzere, bu maddede belirtilen idari yaptırımlara karar vermeye mahalli mülki amir yetkilidir." kuralına yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesisler olarak tanımlanmıştır.
Yukarıda yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; Kıyı Kanunu kapsamında bulunan alanlarda ruhsatsız ve/veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılan yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerinin; kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri nitelikteki engeller hakkında ise, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesi hükmünün uygulanması ve bu madde uyarınca mahalli mülki amir tarafından işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Muğla İli, Bodrum İlçesi, Yalıkavak Beldesi, Gökçebel Mahallesi, Kızılburun
Mevkii, S... Sitesinin bulunduğu taşınmazın sahil kesiminde, 1 metre yüksekliğinde, 1,60 metre genişliğinde mevcut taş duvarın üzerine 10 cm. beton dökülmek suretiyle kaldırım yapıldığı hususunun 24.03.2010 günlü tutanakla tespit edilmesi üzerine, Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesi uyarınca imalatın kaldırılması için 5 gün süre tanınmasına ve aynı madde uyarınca para cezası verilmesine ilişkin Yalıkavak Belediye Encümeni kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; kıyıda, beton dökülmek suretiyle yapılan kaldırımın, Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesinde belirtilen engel niteliğinde değil, İmar Kanunu kapsamında yapı niteliğinde olması ve ruhsatsız yapıldığının anlaşılması karşısında, İmar Kanunu hükümleri uyarınca işlem tesis edilmesi gerekirken, Kıyı Kanunu'nun 15/1. maddesine dayanılarak alınan encümen kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; Muğla 1. İdare Mahkemesinin 29.02.2012 günlü, E:2010/2071, K:2012/305 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnad edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
Faturaları düzenleyen ve kullanan mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgeler getirtilmeden ve mal ve para akışını gösteren ticari defter ve belgeleri karşılıklı incelenmeden kurulan mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır
-
Tarih: 27.02.2025
-
-
Defter ve belge isteme yazısının ve tebliğ belgesinin ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosya arasına konulmadan hangi belgelerin hangi amaçla ne zaman istendiğinin, istemin 5 yıllık saklama süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının tespit edilmemesiyle eksik inceleme sonucu kurulan hüküm hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 25.02.2025
-
-
Case of Dilek Genç v. Türkiye
-
Tarih: 11.02.2025
-