-
Tarih: 16.02.2021
Kamulaştırma Kararı İle Kararın Dayanağı Olarak Gösterilen Planın İptali Birlikte Dava Konusu Edilebilir
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas : 1988/162
Karar : 1989/18
Tarih : 03.03.1989
KAMULAŞTIRMA KARARI DAYANAĞI
( 3194 s. İmar K m. 10 )
( 2634 s. Turizm K m. 8 )
ÖZET
İdarece kamulaştırma kararının dayanağı olarak gösterilen planın, kamulaştırma kararı ile birlikte dava konusu edilebileceği Hk.
Temyiz isteminde Bulunan (Davacı) : ............
Karşı Taraf (Davalı) : Kültür ve Turizm Bakanlığı
İstemin Özeti : Kültür ve Turizm Bakanlığı adına ........... Kaymakamlığınca tebliğ edilen, kamulaştırma kararı ile bu kararın dayanağı olan işlem ve kararlar ile var ise düzenleyici tasarrufların ve plan ve projenin iptali istemiyle açılan dava sonunda ............idare Mahkemesince verilen ve davanın kamulaştırılmaya ilişkin kısmının incelenmeksizin, nazım imar planına ilişkin kısmının ehliyet yönünden reddine yönelik bulunan 30.3.1987 günlü E: 1986/231, K:1987/160 sayılı Karar; Temyiz incelemesi sonucu Danıştay Altıncı Dairesinin 18.11.1987 günlü E:1987/827, K:1987/1079 sayılı Kararı ile ve ........... - ........... Turizm Alanı sınırları içinde kalan taşınmazın 29.6.1984 gününde Bayındırlık ve iskan Bakanlığınca onaylanan yöreyle ilgili 1/5000 ölçekli plan uyarınca kamulaştırıldığı anlaşıldığından, davanın imar planına yönelik bölümünün ehliyetten reddinde isabet görülmediği ve kamulaştırma işleminin dayanağı olan düzenleyici işlemler de dava konusu edildiğine göre davanın, yörenin Turizm Alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile imar planına yönelik bölümü sonuçlandırıldıktan sonra, kamulaştırmaya yönelik bölümü hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek.
Bayındırlık ve iskan Bakanlığı davalı konumuna alınarak yeniden inceleme yapılmak üzere bozulmuştur.
........... idare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak, ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı vekili, 13.6.1988 günlü E:1988/50, K:1988/307 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : ............... İdare Mahkemesinin 13.6.1988 günlü E:1988/50, K: 1988/307 sayılı Kararının usul ve esas yönlerinden yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi : Suna Türkoğlu
Danıştay Savcısı Aynur Şahinok''un Düşüncesi : ........... - ........... Turizm Alanı sınırları içinde bulunan ........... pafta ........... sayılı parselin kamulaştırılmasına ve bunun dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davayı, kamulaştırmaya ilişkin kısmını incelemeksizin, plana yönelik kısmını da ehliyet yönünden red eden ............ idare Mahkemesi kararının Danıştay 6.Dairesince bozulması üzerine sözü geçen idare Mahkemesince bozma kararma uyulmayarak davanın kısmen incelenmeksizin kısmen de ehliyet yönünden reddine dair ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davacı, ısrara ilişkin ........... idare Mahkemesinin 13.6.1988 günlü, E: 1988/50, K: 1988/307 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dava konusu 1/5000 ölçekli imar planı uyarınca taşınmazı turizm alanı sınırları içerisine alınan davacının anılan planın iptalini istemekte menfaatinin bulunduğu ihtilafsızdır. Bu itibarla mahalli mahkemece doğrudan menfaat ilişkisinin varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden red edilmesinde isabet bulunmadığı gibi dava konusu kamulaştırma işleminin plana ilişkin davanın sonucuna göre karara bağlanması gerekeceğinden 2634 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca kamulaştırmaya yönelik davanın incelenmeksizin reddedilmesinde de mevzuata uyarlık görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ........... idare Mahkemesinin 13.6.1988 günlü E:1988/50, K:1988/307 sayılı Kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay idari Dava Daireleri Genel Kurulunca, gereği görüşüldü. Davacı vekilinin, duruşma istemi kabul edilmeyerek esasın incelenmesine geçildi.
........... - ........... Turizm Alanı sınırları içinde bulunan ........... pafta, ........... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin 6.10.1983 günlü 329-4799 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davada ........... idare Mahkemesince, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 8 inci maddesi uyarınca turizm alanlarında kalan taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlere karşı idari yargıda dava açma olanağı bulunmadığından, davanın bu bölümünün incelenmeksizin reddine, davanın 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik bölümünün ise, nazım imar planlarının, uygulama planlarının yapımına esas olmak üzere hazırlanan planlar olduğu, davacının menfaatini doğrudan ihlal etmediği nedeniyle ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyiz incelemesi sonucu Danıştay Altıncı Dairesince 18.11.1987 günlü E:1987/827, K: 1987/1079 sayılı kararla, olay tarihinde yetkili bulunan Turizm işleri Yüksek Koordinasyon Kurulu tarafından kabul edilip, 6.9.1982 günlü 17804 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak kesinleşen .......- ........... Turizm Alanı sınırları içinde kalan taşınmazın 29.6.1984 gününde Bayındırlık ve iskan Bakanlığınca onaylanan, yöreyle ilgili 1/5000 ölçekli plan uyarınca kamulaştırıldığı ve arazinin kullanılış biçimi ile ilgili kararları içeren bu planın iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunduğu ayrıca dava dilekçesinde kamulaştırma işlemi ve bunun dayanağı olan düzenleyici işlemlerin iptali istendiğinden imar planının yanı sıra yörenin Turizm Alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemlerin de dava konusu edildiği belirtilerek, davanın, yörenin Turizm
Alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlem ile imar planına yönelik bölümünün sonuçlandırılmasından sonra kamulaştırmaya yönelik bölümü hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek ve dava konusu plan yönünden Bayındırlık ve iskan Bakanlığı da davalı konumuna alınarak yeniden inceleme yapılmak Üzere, idare Mahkemesi kararı bozulmuştur.
........... idare Mahkemesi, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararına uymayarak, dava açıldığı tarihte, taşınmazın Turizm Alanı içinde kaldığı bilinmesine rağmen davacı tarafın vermiş olduğu dilekçelerde yörenin Turizm alanı olarak belirlenmesine ilişkin işlemin dava konusu edildiğine ilişkin herhangi bir ifadeye yer verilmediği, yargı yerinin de davacı yerine geçerek işlemin dayanağı düzenleyici işlemin var olup olmadığı ya da işlemle ilgileri konusunda yoruma ve varsayımlara dayanarak tespit yapmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, ilk kararında ısrar etmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, 6.10.1983 günlü 329-4799 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı oluru ile kamulaştırma çalışmalarına başlanıldığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı adına ........... Kaymakamlığınca
2.5.1986 tarihinde davacıya noter aracılığı ile tebliğ edilen kamulaştırma kararında, taşınmazın 2992 sayılı Kanun uyarınca kamulaştırılmasının kararlaştırıldığı, durumun anılan Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca duyurulduğu ve 14 üncü maddesi uyarınca dava açılabileceğinin hatırlatıldığı, kamulaştırma kararı ekinde gönderilen makam onayında da kamulaştırmanın sebebinin " ........... Turizm Alanı içinde bulunan taşınmazların mülkiyet bütünlüğünü sağlamak" olarak ifade edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, bu tebligat üzerine kamulaştırma işlemi ile bu işleme dayanak oluşturan düzenleyici işlem ve planın iptali istemiyle dava açmıştır.
idare savunmalarında, kamulaştırılan taşınmazın 6.9.1982 günlü 17804 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen .......... - ........... Turizm Alanı içinde kaldığı, Turizm Alanına ait 1/5000 ölçekli imar planının 29.6.1984 tarihinde Bayındırlık ve iskan Bakanlığınca onaylanarak yürürlüğe girdiği kamulaştırma işleminin bu plana göre yapıldığı ve ayrıca kamu yararı kararı alınmasına gerek olmadığı belirtilmektedir.
Bu hale göre davada, Kültür ve Turizm Bakanlığının kamulaştırma işlemi ile birlikte bu işlemin dayanağı işlemlerin ne olduğu bilinmekte ve idare Mahkemesinin, ısrar kararında belirttiği "davacı taraf yerine geçerek yoruma ve varsayımlara dayalı tespit yapması" durumu bulunmamaktadır.
Dava konusu edilen kamulaştırma kararının dayanağı bizzat davalı idare tarafından da 29.6.1984 günlü plan olarak ifade edildiğinden ve kamulaştırma işleminin bu plana dayandığı anlaşıldığından, kamulaştırma kararı ile birlikte iptali istenilen plan ile davacının menfaat alakasının bulunduğunda kuşku yoktur.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulü ile ........... idare Mahkemesinin 13.6.1988 günlü
E:1988/50, K:1988/307 sayılı ısrar kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin bozma kararı doğrultusunda bozulmasına, yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmediğinden, kullanılmayan 3.750.- liralık harcın istek halinde temyiz isteminde bulunana iadesine ve dosyanın ........... idare Mahkemesine gönderilmesine 3.3.1989 günü oybirliğiyle karar verildi.
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnad edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
Faturaları düzenleyen ve kullanan mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgeler getirtilmeden ve mal ve para akışını gösteren ticari defter ve belgeleri karşılıklı incelenmeden kurulan mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır
-
Tarih: 27.02.2025
-
-
Defter ve belge isteme yazısının ve tebliğ belgesinin ilgili vergi dairesinden getirtilerek dosya arasına konulmadan hangi belgelerin hangi amaçla ne zaman istendiğinin, istemin 5 yıllık saklama süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının tespit edilmemesiyle eksik inceleme sonucu kurulan hüküm hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 25.02.2025
-
-
Case of Dilek Genç v. Türkiye
-
Tarih: 11.02.2025
-