-
Tarih: 14.02.2024
İdare Kamulaştırmadan Tek Taraflı Olarak Kısmen Veya Tamamen Vazgeçebilir
YARGITAY
5.HUKUK DAİRESİ
Esas No:2022/11492
Karar No:2023/1708
Tarih:23.02.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 Sayılı Kanun) 21 inci maddesine göre kamulaştırmadan vazgeçilmesi nedeniyle davalı idare adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1567 ve 1568 parsel sayılı taşınmazların Gençlik Spor Müdürlüğü tarafından bedeli ödenerek kamulaştırıldığını, taşınmazların davalı idare adına tescili için ferağ verildiğini, Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1754 ve 2000/1755 Esas sayılı dosyaları ile bedelin artırımı için açılan dava sırasında davalı idarenin kamulaştırma işleminden vazgeçtiğini, bunun üzerine her iki taşınmazın tapu kaydının davalı idare üzerinde kaldığını beyanla dava konusu taşınmazların davalı idare adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, davaya konu taşınmazların müvekkili idare tarafından kamulaştırıldığını, bedelin davacının murisine ödendiğini, taşınmazların bulunduğu bölgede 2001 yılında dava konusu taşınmazların da aralarında bulunduğu 1466 adet parselin kamulaştırılmasından vazgeçildiğini açıklamış, bu süreçten sonra 2015 yılında davanın açıldığını, 2942 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre kamulaştırma bedelinin iadesi talebi için bir yıl içerisinde dava açılmadığını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini belirtmiş, davanın kabulü halinde ödenen kamulaştırma bedeline faiz işlenmesi gerektiğini, davacının tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığını beyanla davanın husumet ehliyeti yokluğundan reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde;mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan, diğer mirasçının davaya muvafakat etmesi sureti ile dosyanın karara bağlanmasının hatalı olduğunu, 2942 sayılı Kanun'un 22 ve 23 üncü madde uyarınca hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddi gerektiğini, ödenen kamulaştırma bedelinin güncelleme yönteminin yanlış olduğunu, taşınmazların dava tarihindeki değerinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davada, tapu iptal ve tescil isteği yönünden mirasçılar adına açılan davada terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu; elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır olduğu ve bu özelliği itibarıyla ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu; ancak açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne varki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edildiğinden (ll.l0.982 tarihli l982/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) murisin davaya katılmayan ortağın muvafakati alınarak davanın sürdürülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kanun'un 21 nci maddesine göre idarenin kamulaştırma işleminin her safhasında kamulaştırma işleminden vazgeçebileceği, usulüne uygun verilen vazgeçme kararından idarenin geri dönmesinin mümkün olmadığı gibi vazgeçme halinde idarenin tapuyu derhal mal sahibine iade etmekle yükümlü olduğu, aksi halde malikin yolsuz tescil nedeni ile her zaman idareye karşı tapu iptal ve tescil davasını açma hakkının bulunduğu, buna karşılık mal sahibinin de tahsil etmiş olduğu, kamulaştırma bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile yükümlü olup mahkemece mal sahibi tarafından tahsil edilen kamulaştırma bedeli depo ettirilmek sureti ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmistir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırılan dava konusu taşınmaza ilişkin olarak davacının geri alım hakkının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un "İdarenin tek taraflı vazgeçmesi" kenar başlıklı 21 inci maddesi şöyledir:
"İdare kamulaştırmanın her safhasında kamulaştırma kararı veren ve
onaylayan yetkili merciin kararı ile kamulaştırmadan tek taraflı olarak kısmen veya tamamen
vazgeçebilir. Şu kadar ki, dava sırasında vazgeçme halinde dava giderleri ile harç, harcanan emek ve işin önemi gözetilerek mahkemece maktuen takdir olunacak avukatlık ücreti idareye yükletilir.
"
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmazlar davacı murisi adına kayıtlı iken davalı idarece kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma bedelinin 27.11.2000 tarihinde murise ödendiği, taşınmazların ferağı verilerek 30.11.2000 tarihinde idare adına tescilinin yapıldığı, murisin açtığı bedel artırım davası nedeniyle Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1754 ve 2000/1755 Esas sayılı dosyada görülen dava sırasında davalı idarenin 05.07.2001 tarihli karar ile kamulaştırmadan vazgeçmesi üzerine açılan bedel artırım davaları takip edilmediğinden davaların açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
3. Davacı idare tarafından kamulaştırma kararından 05.07.2001 tarihli ve 5682 sayılı olur ile vazgeçildiğinden, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilgili hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
-
İhtiyari Arabuluculuk Anlaşmaları İptal Mi Olacak?
-
Tarih: 30.12.2024
-
-
Sahte Belge Düzenleme ve Kullanma Suçları Tek Bir Suç Olup Bu Suçlar Hakkında Ayrı Ayrı Hüküm Kurulamaz
-
Tarih: 19.12.2024
-
-
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarındaki Dava Şartı Arabuluculuğa İlişkin Hükmün İptali Talebi AYM Tarafından Oyçokluğuyla Reddedildi
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
Pergole Ruhsata Tabi Olmadığından Yıkım ve Para Cezasına İlişkin Encümen Kararı Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 01.10.2024
-
-
Defter, Kayıt ve Belgelerin İbraz Edilmemesi Hâlinde Bir Vergi Ziyaı Oluşmaması ve Tarh Edilen Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Olarak Kesilen Bir Cezanın Da Bulunmaması Sebebiyle 7394 Sayılı Kanun Gereği Alt Sınırdan Tayin Edilen Temel Ceza Üzerinden Yarı Oranında İndirim Yapılması Gerekmektedir
-
Tarih: 20.09.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen, Son Derece Karışık ve Dağınık Olan Bir Mevzuatın Aşırı Şekilci (katı) Yorumu Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Tek Dosyada Birleştirilerek Karara Bağlanan Davalarda Tek Vekâlet Ücretine Hükmedilmesi Gerekir
-
Tarih: 28.06.2024
-
-
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılınmazsa Uygulanan Yaptırım İptal Edildi
-
Tarih: 23.06.2024
-
-
Enflasyon Karşısında Alacaklıya Faiz Koruması
-
Tarih: 18.04.2024
-