• Tarih: 13.02.2021
  • Yazar: Danıştay 12.Daire

Disiplin Soruşturmalarının Yapılmasında İzlenecek Yöntemler Hakkında

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas : 2015/3295

Karar : 2017/2060

Tarih   : 27.04.2017

İstemin Özeti : Danıştay Onikinci Dairesince verilen 14/05/2015 tarihli ve E:2011/10159, K:2015/3144 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Enes Maraşlı

Düşüncesi : Davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz kararının kaldırılarak İdare mahkemesince verilen kararın gerekçe değiştirerek onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; Konya İli, Seydişehir İlçesi'nde kadastro müdürü olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(f) maddesi uyarınca bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, ancak yükselebileceği kadronun son kademesinde bulunduğundan, anılan cezanın brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılması suretiyle uygulanmasına ilişkin 05.07.2010 tarihli ve 36 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Konya 1. İdare Mahkemesinin 22/09/2011 tarihli ve E:2010/1398, K:2011/1172 sayılı kararı ile, eksik inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle düzenlenen ön inceleme raporunda getirilen teklif üzerine, davacının gerçeğe aykırı belge düzenlediğinden bahisle 1/4 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Danıştay Onikinci Dairesinin 14/05/2015 tarihli ve E:2011/10159, K:2015/3144 sayılı kararıyla İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinde yazılı sebeplerden birinin varlığı ile mümkündür.

Davalı idarenin kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçede ileri sürdüğü sebepler, 2577 sayılı İdari

Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca, Dairemiz kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte bulunduğundan, kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek anılan kararın kaldırılmasından sonra uyuşmazlığın esası yeniden incelendi;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun “Disiplin amiri ve disiplin cezaları” başlıklı 124. maddesinin ikinci fıkrasında;

“Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde de, bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı; ancak disiplin hükümlerinin saklı olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir.

Aynı Kanun'un "Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor" başlıklı 6. maddesinde ise, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunacakları; yetkili merciin bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar vereceği hükme bağlanmıştır.

Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.

Bakılan olayda; Konya İli, Seydişehir İlçesi'nde kadastro müdürü olarak görev yapan davacı hakkında, davalı idareye gönderilen dilekçe ilgi tutularak inceleme yapılması, inceleme sonucunda 4483 sayılı Kanun kapsamında kalan bir suç unsuru tespit edildiği takdirde yetkili merciden ön inceleme oluru alınarak ön inceleme raporu düzenlenmesi, 4483 sayılı Kanun kapsamında bir suç unsuru tespit edilmezse düzenlenen inceleme raporunun davalı idareye gönderilmesi emriyle 29.03.2010 tarihli ve 1197 sayılı işlem ile görevlendirme yapıldığı, muhakkik tarafından yapılan inceleme sonucunda, davacı hakkında 4483 sayılı Kanun kapsamında ön inceleme yapılması gerektiği sonucuna varılarak Seydişehir Kaymakamlığı'ndan ön inceleme oluru istendiği ve Kaymakamlığın 21.04.2010 tarihli ve 54 sayılı işlemi ile ön inceleme oluru verildiği, bunun üzerine muhakkik tarafından düzenlenen 26.04.2010 tarihli ön inceleme raporunda, ceza hukuku yönünden yapılan değerlendirmenin yanı sıra disiplin hukuku yönünden de ayrıca teklifte bulunulduğu, getirilen teklif uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Her ne kadar inceleme olurunda, disiplin soruşturmasına ilişkin düzenlemelere de yer verilmiş olan "İnceleme, Ön İnceleme ve Soruşturma Yönergesi" ilgi tutulmuş ve gereğinin yapılması istenilmiş ise de; anılan Yönergede, disiplin soruşturma emri verilmesi halinde örneği Yönergede gösterilen disiplin soruşturma raporunun ayrıca düzenleneceği açık biçimde belirtilmiş olduğundan 29.03.2010 tarihli ve 1197 sayılı inceleme ve görevlendirme emrinin bir disiplin soruşturma oluru olarak, hazırlanan 26.04.2010 tarihli ve 6 sayılı ön inceleme raporunun da bir soruşturma raporu olarak değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Yukarıda açık metinlerine yer verilen mevzuat hükümleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı hakkında 657 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış bir disiplin soruşturması bulunmadığından, 4483 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen inceleme raporunda getirilen teklif uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, işin esasına girilerek verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Bu durumda; davacının gerçeğe aykırı belge düzenlediğinden bahisle 1/4 oranında brüt aylığından kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin dayanağının ayrı bir disiplin soruşturma oluru alınmaksızın 4483 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan ön inceleme raporu olduğu anlaşıldığından, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibarıyla onanmasına, 27.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/kararlar/idare-hukuku/disiplin-sorusturmalarinin-yapilmasinda-izlenecek-yontemler-hakkinda

https://www.aslanpinar.com/bilgi-bankasi/kararlar/idare-hukuku/disiplin-sorusturmalarinin-yapilmasinda-izlenecek-yontemler-hakkinda

Diğer Kararlar