-
Tarih: 07.05.2021
Taşınmazların Orman Kadastrosu Neticesi Orman Sınırlarında Bırakılması Nedeniyle Tazminat İsteminde Devletin Kusursuz Sorumluluğu Bulunmaktadır
YARGITAY
BEŞİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2020/8341 |
Karar | : 2021/814 |
Tarih | : 02.02.2021 |
ÖZET
Asıl dava, taşınmazların orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat ile birleşen dava taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemlerine ilişkindir. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazlara net gelirleri esas alınarak değer biçilmesinde ve davacıların zararının TMK'nun 1007. maddesi gereği devletin kusursuz sorumluluğu kapsamında kabul ile bu zararın Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazların orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat ile birleşen dava taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, davalı ... hakkında davanın husumetten reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, taşınmazların orman kadastrosu neticesi orman sınırlarında bırakılması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat ile birleşen dava taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile davalı ... hakkında davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; ... İlçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında ilk maliki adına tespit ve tescil edilen 317 ve 356 parsel sayılı taşınmazlara davacıların intikal yoluyla malik oldukları ne var ki; 6831 sayılı yasa uyarınca yapılan orman kadastrosu sırasında taşınmazın Devlet Ormanı olarak tahdit edilen sahada kalması nedeniyle tapu kaydına 19.08.1996 tarihinde, Orman Bölge Şefliğince "satılamaz, devredilemez" şerhi konulduğu, tapunun halen davacılar adına yaşamakla beraber, kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kalmak suretiyle hukuki değerini yitirdiği, birleştirilen dava ile de orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki taşınmazlara net gelirleri esas alınarak değer biçilmesinde ve davacıların zararının TMK'nun 1007. maddesi gereği devletin kusursuz sorumluluğu kapsamında kabul ile bu zararın Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 02/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
Mükellefin sahte belge düzenleme fiiline nasıl ve ne şekilde iştirak ettiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulamadan sadece mükellef kurum adına bankadan para tahsilatı yapmış olduğundan yola çıkılarak sahte belge düzenlemek amacıyla hareket ettiği sonucuna varılamaz
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
Sahte olduğu iddia edilen faturalardan kanaat edinecek miktarda fatura temin edilerek bu faturaların müvekkile gösterilmesi ve yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulduğunda kendisine ait olmadığını söylemesi halinde;faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 12.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanmayacağına ilşkin CMK md. 250/12 ve 251/7 AYM tarafından Anayasaya aykırı görülerek iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-