-
Tarih: 26.10.2021
Zorunlu Arabuluculuğa Başvurulmaksızın Açılan Davada Dava Şartı Noksanlığının Giderilmesi İçin Mahkemece Kesin Süre Verilmelidir
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2020/6133 |
Karar | : 2021/4044 |
Tarih | : 26.04.2021 |
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.03.2019 tarih ve 2019/153 E. - 2019/266 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.02.2020 tarih ve 2019/2426 E. - 2020/96 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin toplam bedeli 387.788,00 TL olan bonolardan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu, belirtilen alacağın tahsili için daha önce açtıkları davanın usulden reddedildiğini ileri sürerek, bono bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafça daha önce açılan davanın usulden reddedildiği, bu kararın kesinleşmediği ve halen derdest olduğu, dolayısıyla somut olayda aynı konuda açılmış bir davanın halen derdest olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bonoya dayalı alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yazılı şekilde davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu da bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiştir. Dosya arasında bulunan karar suretinden, mahkemece derdestliğe dayanak yapılan önceki davanın dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından bahisle dava şartı noksanlığından usulden reddedildiği anlaşılmaktadır.
HMK'nın 114/1. maddesi gereğince aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartı ise de, HMK'nın 115/2. maddesinde, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için mahkemece ilgili tarafa kesin süre verileceği düzenleme altına alınmıştır. Bu hale göre mahkemece, önceki dava dosyası getirtilerek hangi aşamada olduğunun ve kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kesinleşmediğinin tespit edilmesi halinde ise kesinleşmesi için HMK’nın 115/2 maddesine göre işlem yapılması gerekirken belirtilen şekilde işlem yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.04.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulaması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve Yasaya uygun bulunması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken, kararın yazılı şekilde bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
- Arabuluculuk,
- Dava Şartı Arabuluculuk,
- İhtiyari Arabuluculuk,
- Arabuluculuk Başvuru Formu,
- İcra Edilebilirlik Şerhi,
- İşçi-İşveren Uyuşmazlığı,
- İşçilik Alacakları,
- Arabuluculuk Son Tutanağı,
- Arabuluculuk Tutanağının Geçersizliği,
- Usulüne Uygun Başvuru,
- Tarafların Anlaşması,
- Dava Şartı Yokluğu,
- m.114,
- m.115
-
Barolar tarafından alınan staj kaydiye ücretinin iade edilmesi gerekir
-
Tarih: 24.05.2022
-
-
Konutun "bekara ya da öğrenciye uygun olmadığı" gerekçesiyle kiralanmaması ayrımcılık yasağını ihlal eder
-
Tarih: 18.05.2022
-
-
Tesettürlü mayo (haşema) ile havuza girilmesine izin verilmemesi ayrımcılık yasağının ihlalidir
-
Tarih: 18.05.2022
-
-
Mükellefiyetin resen tesis edildiği durumlarda mükellef olduğu hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerin elektronik adres almaları zorunlu değildir
-
Tarih: 16.05.2022
-
-
İkale sözleşmesi ile kararlaştırılan ek ödeme üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatı, kesinti tarihinden itibaren işletilecek tecil faizi ile birlikte iade edilmelidir
-
Tarih: 10.05.2022
-
-
Arabulucu önünde yapılan anlaşmalarda ibraya ilişkin kanun hükmü uygulanamaz
-
Tarih: 20.04.2022
-
-
Mazeretsiz olarak toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine neden olan taraf davada haklı çıksa dahi yargılama giderinin tamamından sorumludur
-
Tarih: 14.04.2022
-
-
İşçinin fazla çalışmasının aylık ücretin içinde kabul edilmesi için her yılın başında onayı alınmalıdır; aksi durum mülkiyet hakkının ihlalidir
-
Tarih: 05.04.2022
-
-
İşçinin ücretine zam yapılmamış olması ya da maillerine cevap verilmemesi gibi sebepler ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceğinden tazminata hükmedilemeyecektir
-
Tarih: 24.03.2022
-
-
İşçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklarda alacak miktarlarının net ya da brüt olduğunun mahkeme tarafından verilen hükümde açıkça gösterilmesi gerekmektedir
-
Tarih: 24.03.2022
-