-
Tarih: 13.01.2022
Yabancılık unsuru bulunan arabuluculuk dosyalarında yetki unsurunun incelenmesi gereklidir
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas | : 2020/2160 |
Karar | : 2022/202 |
Tarih | : 13.01.2022 |
- ARABULUCULUK SÜRECİNDE YETKİ İTİRAZINDA BULUNULMASI
- YETKİLİ MAHKEMELER
- MUTAD MESKEN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2020/21-2020/25
Taraflar arasındaki davanın İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü.
Dava, taraflar arasında 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereğince yürütülen arabuluculuk sürecinde yetki itirazında bulunulması nedeniyle yetki itirazının mahkemece değerlendirilmesine ilişkindir.
ilk derece mahkemesince; uyuşmazlığın şirket ortağına karşı açılmış sorumluluk davası olduğu, TTK.’nın 561. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer arabuluculuk bürosunun yetkili olduğu, şirket merkezinin Almanya olduğu, İstanbul Arabuluculuk Bürosu'nun yetkili olmadığı gerekçesiyle yetki itirazının kabulüne, İstanbul Arabuluculuk Bürosu'nun yetkisizliğine kesin olarak karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı’nın yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, TTK.’nın 561. maddesinde belirtilen yetki kuralının kesin yetki olmadığı, genel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmadığı, HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 9. maddeye göre Türkiye’de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkemenin davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının ticaret odası kayıtlarında ve vekaletnamelerde adresinin Şişli/İstanbul olarak belirtildiği, mutad meskeninin İstanbul olarak kabul edilerek İstanbul Arabuluculuk Bürosu'nun yetkili olduğu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurmuştur.
Talep, arabuluculuk sürecinde Tarık Ersin Yoleri tarafından milletlerarası yetki itirazında bulunulması üzerine mahkemece yetki itirazına ilişkin yapılan değerlendirme istemine ilişkindir.
Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden kurallar MÖHUK m. 40 ve devamında düzenlenmiş olup, bu konuda MÖHUK’ta bir genel kural ve birden çok özel kural kabul edilmiştir. Milletlerarası yetki konusuna ilişkin genel kural olan MÖHUK m.40 uyarınca yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kuralı tayin eder.
Bu kapsamda TTK.’nın 561. maddesinde belirtilen yetki düzenlemesi kesin yetki kuralı olmayıp genel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. HMK’nun 6. maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesi genel yetkili mahkeme olup, davalının yerleşim yerinin bulunmaması halinde HMK.’nın 9. maddesi uyarınca davalının Türkiye’de mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesi genel yetkili mahkeme olacaktır. Ancak mahkemece bu husus gözetilmeyerek Tarık Ersin Yoleri’nin mutad meskenine ilişkin dosyada bulunan belgeler değerlendirilmeden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu yönden karar yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğundan yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HMK 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile yerel mahkeme kararının sonucuna etkili olmamak üzere BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 13.01.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
-
Mükellefin sahte fatura kullandığı gerekçesiyle vergi incelemesine girdiği durumlarda matrah tespiti yapılırken brüt satış karlılığına uyum karşılaştırılarak vergiye tabi kazancın belirlenmesi gerekir.
-
Tarih: 30.04.2025
-
-
Sahte fatura kullanma suçunda araştırılması gerekilen deliller vardır, eksik inceleme sonucu hüküm tesis edilmesi hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 29.04.2025
-
-
Mükellef şirketin faturalarında gerçek bir emtia tespitinin yapılıp yapılmadığı saptanmadan KDV indirimlerinin reddedilmesi hukuka uygun değildir.
-
Tarih: 29.04.2025
-
-
Tam Yargı Davalarında Miktar Artırımında Faize Esas Tarih Dava Dilekçesindeki Talep Miktarına Uygulanan Faiz Başlangıç Tarihidir
-
Tarih: 16.04.2025
-
-
Birden fazla takvim yılı için sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturalardan yalnızca bir takvim yılının belirli faturalarının incelenip işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 24.03.2025
-
-
Akaryakıt şirketi mükellefin yalnızca benzin istasyonundaki pompalarla ilgili tespitleri baz alınarak sahte fatura düzenleyicisi olduğu sonucuna varılamaz
-
Tarih: 21.03.2025
-
-
Mükellefe sahte fatura kullanma suçu isnad edilmeden önce faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; sevk ve taşıma irsaliyelerin teslim ve tesellüm belgelerinin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Ortada somut bir tespit bulunmadığı sürece yoklama fişlerine imza atılmış olması sahte fatura kullanma/düzenleme suçuna iştirak edildiğine kanıt olmaz yalnızca varsayımsal iştirakin varlığına ulaşılır
-
Tarih: 20.03.2025
-
-
Eksik inceleme sonucu sahte fatura düzenleme/kullanma suçu isnat edilerek mahkumiyet hükmedilmesi hukuka aykırıdır
-
Tarih: 19.03.2025
-
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-