-
Tarih: 02.01.2021
Menfi Tespit Davasında Davacı Tarafın Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu Bulunmamaktadır
Esas : 2020/424
Karar : 2020/486
Tarih : 27.02.2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı alacakıl tarafça müvekkili aleyhine İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... (yeni esas ...) Esas sayılı icra dosyası ile müvekkillerininh senedin kefili olarak gösterildiği 26.032015 düzenleme, 27/03/2015 vade tarihli 832.000,00-TL bedelli senede dayanılarak icra takibi başlatıldığını, imza inkarında bulunulamaması nedeniyle takibin kesinleştiğini, takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin senetteki imzasının kefil olarak imzalamış gözüktüğünü kefalete ilişikin koşulların oluşmadığını, eş rızasının bulunmadığını, takibe dayanak senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; "davanın bonoya dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, HMK'nın 115/1 maddesi gereğince mahkemelerin dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, mahkemenin ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları incelediği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirlediği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yaptığı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirdiği, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verdiği, gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyeceği, HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümleceği, usule ilişkin hususların ya dava şartı ya da ilk itiraz niteliğinde olduğu, usule ilişkin hususların şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabileceği, ancak mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacağı, aynı hususun Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlandığı,
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirildiği, dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap'ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı, davacı vekilince arabuluculuğa gidilmeden dava açıldığına ilişkin dava dilekçesine şerh düşüldüğü, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, dava menfi tespit davası olup temelinde taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklı ihtilaf olması nedeniyle TTK'nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 2019/1509 Esas, 2019/1299 Karar sayılı ilamı da bu yönde olduğu, bu yönüyle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığı" gerekçesiyle HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili kararı istinaf etmiş ve neticei taleplerinde herhangi bir alacak ve tazminat talebi içermeyen davanın arabuluculuğa tabi olmayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava menfi tespit istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp, uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun'un 5/A. maddesinde "dava şartı olarak arabuluculuk" başlığı ile; "Bu Kanun'un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlık alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2- İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 07/11/2019 gün 2019/1212 Esas, 2019/216 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 19,00 TL tebligat ve 25,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 165,30 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu tarihinde HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca 27/02/2020 tarihinde oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.
-
Parselasyon Yapılırken Uygulama İmar Planına ve Mevzuata Uygun Şekilde Düzenleme Sınırı Belirlenmelidir
-
Tarih: 14.03.2024
-
-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-
-
Kendi Kusurundan Kaynaklanmayan Bir Durumdan Dolayı Hakkında Tesis Edilen İşlem Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuçların Çalışana Yükletilmesi Hakkaniyete Uygun Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-
-
Asıl Muhattap Olan Yasal Temsilci İşyerinde Bulunamaz İse İkamet Adresine Yapılan Tebligat Usulsüzdür
-
Tarih: 05.03.2024
-
-
Yurt Dışından Sağlanan Krediler İçin Düzenlenen Kağıtlar Damga Vergisi Ve Harçtan Muaftır
-
Tarih: 01.03.2024
-
-
Zamanaşımı Dolmadan Önce Yapılan Cüz'i Tutarda Ödemeler Mükellef Tarafından Yapıldığı Kabul Edilmediğinden Zamanaşımı Süresini Kesmez
-
Tarih: 28.02.2024
-
-
Mirasın Hükmen Reddi Davası Kesinleşmeden Mirasçı Sıfatıyla Ödeme Emri Düzenlenemez
-
Tarih: 28.02.2024
-
-
Sahte Fatura Düzenleme Suçu Aynı Takvim Yılı İçerisinde Farklı Zamanlarda İşlenirse Zincirleme Sahte Fatura Suçu Oluşur
-
Tarih: 27.02.2024
-
-
KDV Açısından Verginin Doğması İçin Vekalet Ücretinin Miktarı ve Tahsil Edilmesine Bakılmaksızın Sadece Avukatlık Hizmetinin Varlığı Yeterlidir
-
Tarih: 26.02.2024
-
-
AYM Vergi Cezalarında Etkin Pişmanlıktan Faydalanmak İçin Dava Açılmaması veya Açılmışsada Feraget Edilmesi Gerektiğine İlişkin Koşulu Kaldırdı
-
Tarih: 26.02.2024
-