-
Tarih: 03.09.2021
Kambiyo Senedinin Zayi Olması ve Akabinde Çeke Bağlı Açılan Davalarda Arabuluculuk Dava Şartı Değildir.
11. Hukuk Dairesi 2020/6031 E. 2021/3835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 03.10.2019 tarih ve 2019/108 E- 2019/473 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 20.02.2020 tarih ve 2020/212 E- 2020/261 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; davacı firmanın alışveriş yaptığı Kahramanmaraş isimli firmaya olan borçlarına karşılık kargo yoluyla 6 adet çekini gönderdiğini, çeklerin ilgili firmaya teslim edilmeden kargo çalışanından çalındığını, bunun üzerine Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat edildiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1148 esas sayılı dosyasıyla çek zayi davası açarak ödemeden men yasağı aldırdığını, ticaret sicil gazetesinde zayi ilanlarının yapıldığını ve mahkeme hesabına teminat yatırıldığını, takiple ilgili Konya 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/19 esas sayılı dosyasına 15.800,00 TL (takibin %20 oranında) teminat yatırılması kaydıyla 25.01.2019 tarihinde Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2018/13967 esas sayılı dosyası ile davacı firma yönünden durdurulduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1148 esas sayılı dosyası, Konya 2.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/19 esas sayılı dosyalarından ayrı ayrı %20 teminat yatırılmış olması karşısında takdiren teminatsız olarak, Konya 13. İcra Müdürlüğü'nün 2018/13967 esas sayılı dosyasının davacı yönünden işbu dava kesinleşinceye kadar takibin durdurulmasına, 0064066 Garanti -...Şb - ... Uçak Kardeşler Gd. Ltd. Şti. olan 14.12.2018 vade tarihli, 79.000,00 TL bedelli çekle ilgili davacının davalıya Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2018/13967 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, icra konusu...numaralı çekin istirdadı ile davacıya teslimine, davalı aleyhinde %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacının dilekçesinde beyan ettiği soruşturma dosyası ile çek iptali davasında verilecek sonucun davalıyı bağlamayacağını, kambiyo senetlerinin temel ilişkiden bağımsız olduğunu, temel borç ilişkisi ile arasında doğrudan bir bağ bulunmadığını, davalının çeki elinde bulunduran yetkili hamil üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu, dosya içerisinde mevcut dava dilekçesinden ve eklerinden davacının arabuluculuğa başvurduğuna dair hiçbir belge ve beyanın bulunmadığı, somut olayda davacının öncelikli talebinin menfi tespit talebi olduğu, çeklerin istirdatı istemi olması karşısında menfi tespit konusu çözülmeden istirdat değerlendirilemeyeceğinden niteliği itibariyle talebin tamamıyla arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5'inci maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı Yasa'nın 20. maddesi ile eklenen 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu'nun 7155 sayılı Yasa ile eklenen 18/A-2 ve 6100 sayılı HMK'nın 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı, bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmamasının hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulünün gerektiği, davacının öncelikli talebinin menfi tespit talebi olduğu, çek istirdadı talebinin menfi tespit talebi sırasında değerlendirileceği, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup ilk derece mahkemesince TTK’nın 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar yanında, menfi tespit davalarının da dava şartı sıfatıyla arabuluculuk kapsamında olduğu, davacının arabuluculuğa başvurduğuna dair hiçbir belge ve beyanın bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulen reddine karar verilmiş bu karara yönelik istinaf başvurusu ise, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK' ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; "(1) Bu Kanun'un 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." düzenlemesi getirilmiştir. Madde metni herhangi bir tereddüde ve yanlış anlamaya yer vermeyecek şekilde açık yazılmıştır. TTK'ya bu maddenin eklenmesini sağlayan 7155 sayılı Kanun'un genel gerekçesinin bu konuyla ilgili kısmı ve madde için özel olarak yazılan gerekçe de bu açık anlamı desteklemektedir. Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK'nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da Yasa Koyucu'nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu nazara alınmaksızın istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.04.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun bulunmasına, 6102 sayılı Yasa'nın 5/a maddesinde getirilen düzenlemenin dava çeşidine ilişkin olmayıp madde metninde de açıkça ifade edildiği üzere dava konusuna ilişkin olmasına, menfi tespit davalarının da konusu itibariyle bir alacağın tahsiline ilişkin bulunmasına göre davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.
- Korona,
- Arabuluculuk,
- Dava Şartı Arabuluculuk,
- İhtiyari Arabuluculuk,
- Menfi Tespit Davası,
- İcra Edilebilirlik Şerhi,
- İşçilik Alacakları,
- Ticari Dava,
- Kambiyo Senetleri,
- Arabuluculuk Tutanağının Geçersizliği,
- Usulüne Uygun Başvuru,
- Tarafların Anlaşması,
- Dava Şartı Yokluğu,
- İcra Takibi,
- Alacak Davası,
- Cebri İcraya Elverişlilik,
- Türk Ticaret Kanunu,
- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu,
- İcra İflas Kanunu,
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu,
- m.18/A,
- m.5/A,
- Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği
-
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarındaki Dava Şartı Arabuluculuğa İlişkin Hükmün İptali Talebi AYM Tarafından Oyçokluğuyla Reddedildi
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
Pergole Ruhsata Tabi Olmadığından Yıkım ve Para Cezasına İlişkin Encümen Kararı Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 01.10.2024
-
-
Defter, Kayıt ve Belgelerin İbraz Edilmemesi Hâlinde Bir Vergi Ziyaı Oluşmaması ve Tarh Edilen Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Olarak Kesilen Bir Cezanın Da Bulunmaması Sebebiyle 7394 Sayılı Kanun Gereği Alt Sınırdan Tayin Edilen Temel Ceza Üzerinden Yarı Oranında İndirim Yapılması Gerekmektedir
-
Tarih: 20.09.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen, Son Derece Karışık ve Dağınık Olan Bir Mevzuatın Aşırı Şekilci (katı) Yorumu Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Tek Dosyada Birleştirilerek Karara Bağlanan Davalarda Tek Vekâlet Ücretine Hükmedilmesi Gerekir
-
Tarih: 28.06.2024
-
-
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılınmazsa Uygulanan Yaptırım İptal Edildi
-
Tarih: 23.06.2024
-
-
Enflasyon Karşısında Alacaklıya Faiz Koruması
-
Tarih: 18.04.2024
-
-
Parselasyon Yapılırken Uygulama İmar Planına ve Mevzuata Uygun Şekilde Düzenleme Sınırı Belirlenmelidir
-
Tarih: 14.03.2024
-
-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-