-
Tarih: 10.09.2019
Arabuluculuk Faaliyetinin Kanunda Öngörülen Usul Çerçevesinde Yapılması Gerekmektedir
Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, dosya incelendi.
I- TARAFLARIN TALEP VE CEVAPLARININ ÖZETİ:
TALEP:
Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin geçerli bir neden yokken feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini, işe iadenin mali sonuçlarının tespitini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazları olduğunu, davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
II-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
Mahkemece dosya kapsamındaki delillere göre; davacının iki haftalık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir
III- İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın süresinde açıldığını, anlaşamama tutanağının tamamlandığı tarihin davalı temsilcisinin tutanağı imzaladığı tarih olduğunu ileri sürmüştür.
IV-DAİREMİZ GEREKÇESİ:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355/1. maddesi uyarınca başvuranın sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık halleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
Arabululucuk 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir.Kanun'a göre 3/1. madde kapsamında yer alan bir uyuşmazlıkta arabuluculuk aşaması geçilmeden açılan davaların dava şartı yokluğundan reddi gerekmektedir. Dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmesi zorunludur.
İşe iade davaları bakımından da dava açma süresi 7036 sayılı Kanunla değişik 20/1. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla "İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir."
Somut olayda davacı tarafından arabuluculuya yasal süresi içinde başvurulduğu, arabuluculuk görüşmesinin telekonferans yoluyla yapıldığı, arabulucu tarafından 09/01/2019 tarihinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği, ancak işveren vekilinin imzasının telekonferans yoluyla katılması nedeniyle sonraki tarihte ancak tutanakta imza tarihi yazılı olmadığından söz konusu tutanağın arabulucuya gönderildiği tarih olan 17/01/2018 tarihine kadar atılmış olduğu, imzalarının tamamlanmasıyla beraber anlaşamama tutanağının arabulucu tarafından davacıya 22/01/2019 tarihinde gönderildiği ve davanın ise 25/01/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Kanunda tarafların telefonla arabuluculuk toplantısına katılabileceklerine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine düzenlemelerden yüz yüze katılıma göre hükümlerin konulduğu anlaşılmaktadır. Burada her şeyden önce telefonla katılan kişinin ehil ve yetkili olup olmadığı ve bunun tespiti problemdir. Somut olayda yasal olarak tanımlanan ve hukuken geçerli olan bir ses tanımlama sisteminin bulunmadığı da dikkate alındığında konuşulan kişinin kim olduğunun yasal olarak tespitinde problem bulunduğu açıktır.
Öte yandan toplantıya katılanlar yönünden bir itiraz bulunmasa dahi toplantının düzenlenme tarihi de çelişkilidir. Zira davalı vekili iddia olunan avukatın imza tarihinin son tutanak düzenleme tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla anlaşamama tutanağının usulüne uygun olmadığı görülmektedir.
Hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine bu süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı vekili olduğunu iddia eden avukatın imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve buna göre de davanın süresinde açıldığının kabulü zorunludur. Bu itibarla mahkemece davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece verilen kararın niteliğine göre hiç delil toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan kabule göre de 7036 sayılı Kanun'u 3/14. maddesi uyarınca arabuluculuk ücretinin hüküm altına alınmaması da isabetsizdir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6maddesi gereğince mahkemece davanın esasıyla ilgili olarak belirtilen deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması sebebiyle 6100 sayılı Kanunun sistematiği ve üç dereceli yargılamanın gereği olarak öncelikle ilk derece fonksiyonunun yerine getirilmesi, ardından istinaf incelemesi yapılması için ve Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesinde davanın esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V-HÜKÜM:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Davanın Dairemiz kararı doğrultusunda yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davacı vekilinceyatırılanistinaf karar harcının davacıya mahkemesince iadesine,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 10.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
-
Ortaklığın Giderilmesi Uyuşmazlıklarındaki Dava Şartı Arabuluculuğa İlişkin Hükmün İptali Talebi AYM Tarafından Oyçokluğuyla Reddedildi
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
Pergole Ruhsata Tabi Olmadığından Yıkım ve Para Cezasına İlişkin Encümen Kararı Hukuka Aykırıdır
-
Tarih: 01.10.2024
-
-
Defter, Kayıt ve Belgelerin İbraz Edilmemesi Hâlinde Bir Vergi Ziyaı Oluşmaması ve Tarh Edilen Vergi ve Vergi Aslına Bağlı Olarak Kesilen Bir Cezanın Da Bulunmaması Sebebiyle 7394 Sayılı Kanun Gereği Alt Sınırdan Tayin Edilen Temel Ceza Üzerinden Yarı Oranında İndirim Yapılması Gerekmektedir
-
Tarih: 20.09.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen, Son Derece Karışık ve Dağınık Olan Bir Mevzuatın Aşırı Şekilci (katı) Yorumu Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Tek Dosyada Birleştirilerek Karara Bağlanan Davalarda Tek Vekâlet Ücretine Hükmedilmesi Gerekir
-
Tarih: 28.06.2024
-
-
Arabuluculuk İlk Toplantısına Katılınmazsa Uygulanan Yaptırım İptal Edildi
-
Tarih: 23.06.2024
-
-
Enflasyon Karşısında Alacaklıya Faiz Koruması
-
Tarih: 18.04.2024
-
-
Parselasyon Yapılırken Uygulama İmar Planına ve Mevzuata Uygun Şekilde Düzenleme Sınırı Belirlenmelidir
-
Tarih: 14.03.2024
-
-
6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-