-
Tarih: 17.08.2023
Üst Derece Mahkemelerinin Ayrı Bir Gerekçe Belirtmeksizin Başvuruyu Reddetmesi Karar Hakkını İhlal Eder
17/08/2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/5094 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararında başvuru, ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt bulundurma gerekçesiyle idari para cezası uygulanması işleminin iptali talebiyle açılan davada davanın çözümüne etkili iddiaların karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından başvurucunun işlettiği akaryakıt istasyonundan alınan numune TÜBİTAK tarafından incelenerek ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu tespit edilmiş ve akaryakıt istasyonu mühürlenerek, başvurucunun savunması da alındıktan sonra 120.000 TL idari para cezası verilmiştir. Başvurucunun yaptığı başvuru üzerine Manisa Sanayi Ticaret ve İl Müdürlüğü ekiplerince numune alınan istasyona gelinerek yeni tutanak düzenlenmiş, başvurucunun deposunun mührü sökülmüş ve seviye tespiti yapılarak tank tabanında yaklaşık 10 cm yükseklikte su ile karışık motorin olduğunun tespit edilmesinin akabinde depo yeniden mühürlenmiştir.
Ceza yargılama sürecinde; suç duyurusu üzerine sorgulama başlatılmış olup, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince başvuranın talebi üzerine EPDK, Türk Standartları Enstitüsü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğünden bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur. Yazılan müzekkerelerde marker seviyesinin ölçülmesi amacı ile yapılan kontrollerde akaryakıt seviyesinin 10 cm altında olması durumunda numune alınıp alınmadığı, bu seviyenin su seviyesi olarak bilinip bilinmediği, her depoda bu seviyede su ve yakıt tortusu bulunup bulunmadığı ve bu seviyeden alınacak numunenin sağlıklı sonuç verip vermeyeceğinin sorulduğu anlaşılmıştır. Gelen cevaplarda özetle yakıt depolarından alınan numunenin belli bir seviyenin altında kalan yakıttan alınması durumunda tanklarda bulunması muhtemel dip suyu ve dip tortusu seviyesi, deponun kapasitesi, taban çapı, temizlenme sıklığı, içindeki yakıt miktarı, yakıt dolum-boşaltım sıklığı gibi nedenlere bağlı olarak numunenin alındığı ürünü temsil etmeyebileceğinin belirtildiği görülmüştür. Ceza Mahkemesinin E.2009/192 sayılı dosyası üzerinden yürütülen yargılamada başvurucunun beraatine karar verilmiştir.
Başvurucu; numunesi alınan akaryakıtın bulunduğu depodaki seviye dikkate alındığında analizin sağlıklı bir sonuç vermeyeceğini, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan ceza yargılamasında da aynı gerekçe ile hakkında beraat kararı verildiğini ileri sürerek hakkında verilen 120.000 TL idari para cezasının iptali istemiyle Ankara 17. İdare Mahkemesine dava açmıştır. Ancak TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Enstitüsü'nce analizi sonucu, numunenin ulusal marker seviyesinin geçersiz çıktığı ve teknik düzenlemede yer alan özelliklere uygun olmadığı yönünde rapor tanzim edildiği sebebiyle dava reddedilmiştir. Başvurucu İstinaf ve ardına temyiz kanun yollarına da gitmiş olup ayrı bir gerekçe belirtilmeksizin başvuruları reddedilmiş ve hakkındaki 120.000 TL adli para cezası kesinleşmiştir.
Başvurucu son olarak bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu yukarıda belirtilen sebeplerle numunenin sağlıklı olmayacağı belirtilmesine rağmen mahkemelerin bu hususta bir değerlendirme yapmaksızın davasını reddettiğini, bu suretle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir.
Somut olayda başvurucunun ulusal marker eklenmiş ürün satma yükümlülüğünün getirilmesine yönelik bir şikâyeti olmadığı gibi bunun ihlali durumunda yaptırım uygulanmasına dair de genel bir itirazı mevcut değildir. Başvurucunun temel şikâyeti, ulusal marker seviyesinin tespiti amacıyla tanktaki seviyesi 10 cm'nin altında olan akaryakıttan alınan numunenin sağlıklı sonuç vermeyeceğidir. Başvurucu, bu koşullarda kendisinden kaynaklanmayan eksikliklerden sorumlu tutulmasının hakkaniyetli olmadığını savunmaktadır.
Yargılama makamlarının tarafların her türlü iddialarını karşılama yükümlülüklerinin bulunmadığı kabul edilmelidir. Ancak uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasında etkili olabilecek iddiaların ilgili ve yeterli bir gerekçeyle cevaplanmaması, idarenin tezlerinin peşinen doğru kabul edilmesi ve yargı yoluna başvurulmasını anlamsız hâle getirebilir. Somut olayda derece mahkemelerinin akaryakıtın marker seviyesinin geçersiz çıkmasının başvurucunun ölçümün usulüne uygun yapılmadığı yolundaki savunmasını anlamsız kılmadıklarını ve bunu ciddiye aldıklarını gösterebildiklerini söylemek güçtür.
Bu koşullarda, ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkmasının başvurucudan sâdır olmayan ve başvurucunun kendi kudret ve imkânlarıyla önlemesi mümkün olmayan sebeplerden kaynaklanmadığı hususunun idare veya yargı mercilerince açıklığa kavuşturulmaması karşısında aksi kanıt getirerek sorumluluktan kurtulma imkânından mahrum kalacak düzeyde ağır sorumluluk ve külfetin başvurucuya yüklendiği kanaatine varılmıştır. Bu bağlamda mahkeme kararının gerekçesi dikkate alındığında başvurucunun açtığı davada ortaya koyduğu iddiaya rağmen bu hususun tartışılmamış ve bir değerlendirmenin yapılmamış olması yargılamanın bütünü yönünden adil yargılanma hakkını ihlal eder niteliktedir.
Öte yandan başvurucunun uyuşmazlığın sonucuna doğrudan etkili, ayrı ve açık yanıt gerektiren iddialarının ilk derece mahkemesince kararda tartışılmamasına ve gerekçe oluşturulmamasına rağmen başvurucu tarafından ileri sürülen esaslı iddiaların temyiz merciince de karşılanmadığı görülmüştür. Bu durumun yargılamayı bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkardığı ve reddedilen davada ilgili ve yeterli gerekçe standardının sağlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine, yargılamanın ilk derece mahkemesince yeniden yapılmasına karar verilmiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
-
7464 sayılı Kanununa (AIRBNB Yasası) İlişkin Uygulanacak İdari Yaptırımlara Dair Tablolar
-
Tarih: 13.11.2023
-
-
7464 Sayılı Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM'de Kabul Edildi
-
Tarih: 30.10.2023
-
-
AYM Süre Tutum Dilekçesi Sunma Zorululuğuna Son Verdi
-
Tarih: 24.10.2023
-
-
Hukuk Davalarında, Hükümde Kanun Yolu Süresinin Hatalı Gösterilmesi Durumunda Uygulamadaki Farklılık Giderildi.
-
Tarih: 17.09.2023
-
-
Anayasa Mahkemesi 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun'un 28. Maddesinin Birinci Fıkrasının (1) Numaralı Bendini Anayasa'nın 13.,35. ve 36. Maddelerine Aykırı Görerek İptal Etti.
-
Tarih: 15.09.2023
-
-
Elektronik Ortamda İkinci El Araç Satışına İlişkin Yeni Düzenlemeler Yayımlandı.
-
Tarih: 01.09.2023
-
-
Taşınmaz Satışına Yönelik İlanlara Elektronik Ortam Sağlayan Kişilere Yükümlülükler Getirildi
-
Tarih: 01.09.2023
-
-
Sanık Tarafından Araştırılması Talep Edilen Hususların Mahkeme Tarafından Dikkate Alınmaması Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerine Aykırıdır
-
Tarih: 18.08.2023
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili, Ayrı ve Açık Yanıt Gerektiren İddiaya Rağmen Bu Hususun Tartışılmaması ve Bir Değerlendirme Yapılmaması Yargılamanın Bütünü Yönünden Adil Yargılanma Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 17.08.2023
-
-
Mahkeme Tarafından Verilen Süreye Güvenilerek Yapılan Islah İşleminin Kanunda Öngörülen Sürede Yapılmadığı Gerekçesiyle Reddi Mahkemeye Erişim Hakkının İhlalidir
-
Tarih: 17.08.2023
-