-
Tarih: 20.12.2021
Tenkis Davasının Süresinde Sonuçlandırılmaması Adil Yargılanma Hakkını, Hükmedilen Tazminatın Güncel Değeri Karşılamaması Mülkiyet Hakkını İhlal Eder
20 Aralık 2021 tarihinde 31695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Ayten SAKA ve Nurten SAKA başvurusunun konusu, mahfuz miras payının sağlar arası işlemlerle diğer mirasçılara aktarıldığı gerekçesiyle açılan tenkis davasının makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının; yargılama sonucunda hükmedilen tazminatın güncel değeri karşılamaması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
Başvuru konusu olayda, başvurucular Ayten ve Nurten SAKA, R.D.’nin diğer mirasçıları olan kardeşleri aleyhine tasarrufun iptali ve tenkis davası açmışlardır. Dava açma sebepleri ise babaları R.D.’nin sağlığında bedelini ödeyerek sekiz taşınmazı erkek kardeşleri adına satın alması, akabinde diğer kardeşleri olan R.Ş.’ye miras kalan taşınmazın ivazsız olarak, mirasçı olan diğer erkek kardeşlerine devredilmesidir. Böylelikle yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu öne sürülmüş ve temliklerin miras paylarına isabet eden kısımlarının iptal edilmesini; bunun mümkün olmaması halinde ise tenkisi talep edilmiştir.
Mahkemece dinlenen davacı tanıkları, murisin kız çocuklarına miras kalmaması için mal varlığını erkek çocukları üzerine geçireceği yolunda beyanlarda bulunduğunu belirtmiştir. İvazsız taşınmaz devreden R.Ş. ise kendisinin ve yolunda gitmeyen evliliğinin babası ve aile baskısı nedeniyle vicdani yük oluşturduğunu, bu yüzden ivazsız devrettiğini ileri sürmüştür.
Davalı ve davalı tanıkları ise davacı tarafın üzerinde hak ettiği taşınmazların, davalı tarafça (erkek çocuklar) ve kendi imkanlarıyla satın alındığını ifade etmiştir.
Mahkeme ise değerleri çok yüksek olan taşınmazların satın alındığı dönemde erkek kardeşlerin yaşlarının küçük olduğunu ve o yaştaki çocukların bu kıymetteki taşınmazları satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu gerekçe göstererek, murisin parasını ödediği taşınmazları kız çocuklarından kaçırmak amacıyla erkek çocukları adına tescil ettirdiğine kanaat göstermiştir.
Yargılama aşamasında ilk derece mahkemesi istinaf mahkemesince istenen bilirkişi raporuna uyarak şuna karar vermiştir:
“Muris 1988 tarihinde ölmüştür. Muris ihtilaf konusu taşınmazları davalılara devretmemiş, bu taşınmazların alış bedelini ödemiştir. Murisin taşınmazların bedellerini davacıların saklı paylarını ihlal kastıyla davalılara verdiği sabittir. Bozma kararında belirtildiği üzere yapılan kazandırma taşınmazların aynı değil taşınmazların alımında ödenen bedeldir. Buna göre dava konusu taşınmazların alımında ödediği bedelin mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerin belirlenmesi gerekir.”
Davacılar bu karara karşı, taşınmazların resmi satış sözleşmesindeki değil gerçek değerlerinin belirlenerek tenkis hesabının yapılması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuşlardır. Ancak Yargıtay, bu başvuruyu reddederek, bozma kararını kaldırmıştır.
Başvurucular,
-Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 1994 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına istinaden enflasyonist baskılarla oluşturulmuş kurallarla tasarruf nisabının belirlenmesinin, hakkaniyete aykırı olduğu;
-Ödenecek tazminatın ölüm tarihindeki fiyatlarla hesaplanmasının doğru olmayacağı;
-1994 tarihli İçtihadı Birleştirme kararına konu olayda bağışlamanın söz konusu olduğu ve bu kararın bozulmasına rağmen mevcut davada bağışlama değil gizli bağışlamanın olduğunu ileri sürmüştür.
-İhtilaf konusu taşınmazların güncel değerinin toplam yaklaşık 239 milyon TL,buna göre hisselerine düşen taşınmaz bedelinin 34 milyon TL, otuz yıllık kira kaybının ise 51 milyon TL olduğunu belirterek; tenkisten doğan alacağının 413 TL ile sınırlandırılmasının Anayasa’nın 5.,10.,35. ve 36. maddelerini ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi, somut olaydaki uyuşmazlığın esas itibarıyla mirasçıların kendi aralarında olduğunu ve dolayısıyla mülkiyet hakkına ilişkin incelemenin pozitif yükümlülükler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek;
-Başvurucuların lehine hükmedilen tazminatın gerçek zararlarını karşılamadığına,
-Murisin mal kaçırma kastıyla hareket ettiğine,
-Tenkise tabi tutulan tutarın hesaplanmasında taşınmazların güncel değerinin değil murisin ölümü tarihindeki değrinin esas alınmasının yerleşik içtihada aykırı olduğu ileri sürülen başvurucunun iddiasını kabul etmeyerek 743 sayılı mülga Kanunun 517. maddesine istinaden mahkemenin ölüm tarihini esas alarak hesapladığı taşınmaz değerinin keyfi ve temelsiz olmadığını ancak,
-Taşınmazın güncel değerinin esas alınması halinde ihlal edilen miras payı tutarı 34 milyon TL olduğundan dolayı ve devletin pozitif yükümlülükleri gereği, tarafların menfaatleri arasında adil bir denge gözetilmediğine kanaat getirerek
Açıklanan gerekçelerle Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi, benzer diğer başvurularında verdiği kararları nazara alarak, mevcut yargılamanın 29 yıl 8 ay 17 gün sürmesi yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmıştır.
İncelenen başvuruda; başvurucuların alacağının enflasyon karşısında yitirilen değerinin karşılanmaması nedeniyle mülkiyet hakkının, yargılamanın makul süreyi aşması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bu sebeplerden ötürü Anayasa Mahkemesince mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
-
7464 sayılı Kanununa (AIRBNB Yasası) İlişkin Uygulanacak İdari Yaptırımlara Dair Tablolar
-
Tarih: 13.11.2023
-
-
7464 Sayılı Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM'de Kabul Edildi
-
Tarih: 30.10.2023
-
-
AYM Süre Tutum Dilekçesi Sunma Zorululuğuna Son Verdi
-
Tarih: 24.10.2023
-
-
Hukuk Davalarında, Hükümde Kanun Yolu Süresinin Hatalı Gösterilmesi Durumunda Uygulamadaki Farklılık Giderildi.
-
Tarih: 17.09.2023
-
-
Anayasa Mahkemesi 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun'un 28. Maddesinin Birinci Fıkrasının (1) Numaralı Bendini Anayasa'nın 13.,35. ve 36. Maddelerine Aykırı Görerek İptal Etti.
-
Tarih: 15.09.2023
-
-
Elektronik Ortamda İkinci El Araç Satışına İlişkin Yeni Düzenlemeler Yayımlandı.
-
Tarih: 01.09.2023
-
-
Taşınmaz Satışına Yönelik İlanlara Elektronik Ortam Sağlayan Kişilere Yükümlülükler Getirildi
-
Tarih: 01.09.2023
-
-
Sanık Tarafından Araştırılması Talep Edilen Hususların Mahkeme Tarafından Dikkate Alınmaması Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerine Aykırıdır
-
Tarih: 18.08.2023
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili, Ayrı ve Açık Yanıt Gerektiren İddiaya Rağmen Bu Hususun Tartışılmaması ve Bir Değerlendirme Yapılmaması Yargılamanın Bütünü Yönünden Adil Yargılanma Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 17.08.2023
-
-
Mahkeme Tarafından Verilen Süreye Güvenilerek Yapılan Islah İşleminin Kanunda Öngörülen Sürede Yapılmadığı Gerekçesiyle Reddi Mahkemeye Erişim Hakkının İhlalidir
-
Tarih: 17.08.2023
-