-
Tarih: 20.01.2022
Taşınmazın tapusunun iptal edilmesi kamu yararına dayalı meşru amaç içerse de idarenin hatasından kaynaklanan sebeple mülkten yoksun bırakılan kişinin mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna hükmedilmiştir
Somut olayda uyuşmazlık konusu taşınmaz, tapuda başvurucu adına kayıtlı oldugu hâlde taşınmazın kıyı
kenar çizgisinde kaldığı gerekçesiyle tapusu iptal edilmiştir. Başvurucu kamu yararı gözetilerek
Mahkeme tarafından iptal edilen tapusu için tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.
Mülkiyetten yoksun bırakmaya yol açan bu müdahalenin, kamunun yararı ile bireylerin hakları arasında
olması gereken adil dengeyi ne ölçüde bozduğu hususu değerlendirme altına alınacaktır.
BAŞVURUCUNUN İDDİALARI:
Başvurucu;
-Satın aldığı tapulu taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığı gerekçesiyle tapusunun bedelsiz olarak iptal
edilmesi nedeniyle kamu yararı ile bireysel yarar arasındaki dengenin bozulduğunu ve bu sebeple
mülkiyet hakkının ihlal edildiğini,
-Tacir olmanın iptal edilen tapusu için tazminat davası açmaya engel oluşturmadığını,
-Mahkemenin bu yöndeki yorumunun eşitlik ilkesiyle uyumlu olmadığını,
-Tapunun iptal edilmesinin olası görülerek taşınmazın satın alınmış olmasının da devletin tazminat
ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını,
ileri sürmüştür.
ANAYASA MAHKEMESİNİN MÜLKİYET HAKKINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRDİĞİ ÖLÇÜTLER
AŞAĞIDA SIRALANMIŞTIR:
I-) Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna
dayanması, kamu yararı amacı tasıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir.
a-)KANUNİLİK: Müdahalenin kanuna dayalı olması, müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir, belirli ve
öngörülebilir kanun hükümlerinin bulunmasını gerektirmektedir.
b-)MEŞRU AMAÇ: Anayasa'nın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkı ancak kamu yararı
amacıyla sınırlandırılabilmektedir.
c-)ÖLÇÜLÜLÜK: Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve
orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır.
Ölçülülük ilkesi gereği kişilerin mülkiyet hakkının sınırlandırılması hâlinde elde edilmek istenen kamu
yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin kurulması gerekmektedir. Bu adil denge,
başvurucunun şahsi olarak aşırı bir yüke katlandığının tespit edilmesi durumunda bozulmuş olacaktır.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İLGİLİ KARAR’INDA
I-)Tapu kayıtlarının oluşturulması ve tutulması kamu makamlarının gözetiminde olduğuna göre kıyı
kenar çizgisinin içinde kalmasına rağmen hatalı olarak bu kayıtların oluşturulması hâlinde de yine
devletin sorumlu olması gerektigine,
II-)Kıyıların korunması bağlamında müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacı bulunmakta ise
de devletin verdiği tapuya dayanarak mülkiyet hakkı sahibi olan başvurucunun da menfaatlerinin
gözetilmesi ve bu çerçevede idarenin hatalı işleminin bütün sonuçlarının başvurucuya yüklenmemesi
gerektiğine,
III-)Tapunun iptal edilmesi karşılığında tazminat ödenmesinin başvurucuya yüklenen külfeti hafifletecek
ve kamu yararı ile bireysel menfaatlerin dengelenmesini sağlayacak önemli bir araç olduğunu,
IV-)Kamu otoritelerinin kamu yararını gözeterek başvurucunun tapusunu iptal etmesinden doğan
sorumluluğunun ticaret hukuku ilkelerine atıfla ortadan kaldırılması kabul edilebilir olmadığına,
V-)Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı Hazine tarafından iptal davasına
konu edilen bir taşınmazı satın alan kişi yönünden de caridir. Salt "Davalıdır." kaydı bulunan taşınmazın
başka bir kişiye satılmış olması, tapu sicilini doğru oluşturma sorumluluğunu ihlal etmesinin sonuçlarına
katlanmaktan devleti kurtarmaması gerektiğine,
değinilmiştir.
Yukarıda bahsedilen gerekçeler çerçevesinde Anayasa Mahkemesi; söz konusu müdahaleyle,
başvurucuya aşırı bir külfet yüklenmiş olup başvurucunun mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasındaki adil
dengenin başvurucu aleyhine bozulduğuna ve mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçüsüz olduğuna
karar verip Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildigine oy çokluğuyla hükmetmiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
-
Kendi Kusurundan Kaynaklanmayan Bir Durumdan Dolayı Çalışan Hakkında Tesis Edilen İşlem Neticesinde Çalışanın Hak Kaybına Uğraması Hakkaniyete Uygun Değildir
-
Tarih: 07.03.2024
-
-
Riskli Yapı Malikleri Tarafından Üçüncü Kişilere Yapılan İlk Satış İşlemlerine İlişkin Olarak Malik Adına Tahakkuk Eden Tapu Harcının 6306 Sayılı Kanunun İstisna Hükümleri Kapsamında Değerlendirilmesi Mümkün Değildir
-
Tarih: 06.03.2024
-
-
Konutların Turizm Amaçlı Kiralanması Rehberi
-
Tarih: 01.02.2024
-
-
İstinaf İncelemesi Sırasında Ayrı ve Açık Bir Yanıt Verilmesi Gerektiren Usule Dair İddiaların İstinaf Mercilerince Cevapsız Bırakılması Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Neden Olur
-
Tarih: 19.01.2024
-
-
HMK m. 326/2 kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davaları yönünden Anayasa’nın 13 ve 35. Maddelerine aykırı olduğu sebebiyle iptal edilmiştir.
-
Tarih: 18.01.2024
-
-
Katma Değer Vergisi Tevkifat Sınırı
-
Tarih: 17.01.2024
-
-
AYM Hasar Tespit Raporlarında Asıl İşlemle Birlikte Dava Açılması Zorunluluğunu Kaldırdı
-
Tarih: 17.01.2024
-
-
YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ TASLAĞI
-
Tarih: 14.12.2023
-
-
7464 sayılı Kanununa (AIRBNB Yasası) İlişkin Uygulanacak İdari Yaptırımlara Dair Tablolar
-
Tarih: 13.11.2023
-
-
7464 Sayılı Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun TBMM'de Kabul Edildi
-
Tarih: 30.10.2023
-