-
Tarih: 03.08.2022
Ödeme emrine karşı açılan davaların reddedilmesi halinde haksız çıkma zammının uygulanması mülkiyet hakkını ihlal eder
03.08.2022 tarihli ve 31912 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Çukurova İthalat ve İhracat Türk A.Ş. Başvurusu” ödeme emrine karşı açılan açılan dava reddedildiğinden uygulanan haksız çıkma zammının tahsilinden vergi borcu yeniden yapılandırıldığı halde vazgeçilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edilmesine ilişkindir.
Somut olay kısaca şu şekildedir:
Başvurucu dış ticaret işi ile iştigal etmektedir. 2002,2003 ve 2004 yıllarında gösterdiği faaliyetlerine ilişkin olarak hesap ve işlemleri incelemeye alınmıştır. Söz konusu inceleme neticesinde ise kurum adına vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile geçici vergi tarhiyatları yapılmış olup bu tarhiyatlar başvurucuya 29.06.2006 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Başvurucu tarafından ise söz konusu tarhiyatlara karşı vergi mahkemesinde davalar açılmıştır. İlk derece mahkemesinde görülen davalar derdest iken başvurucu tarafından, 13.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun ikinci maddesi ile kesinleşmiş vergi borçlarına yapılandırma imkanı getirilen imkandan yararlanmak için müracaatta bulunulmuştur. Başvurucunun söz konusu talebi kabul edilerek beyan ettiği toplam 22.644.218,02-TL borcu yapılandırılmış olup başvurucunun iddiasına göre yapılandırılan borcun tümü ödeme planı çerçevesinde ifa edilmiştir. Bununla birlikte yapılandırılan borcun içerisinde haksız çıkma zammının bulunmadığı da belirtilmiştir.
Yargılama süreci ise şu şekilde gelişmiştir:
1.Tarhiyatlara karşı açılan davalar bakımından:
Yargılamayı yürüten İstanbul 8. Vergi Mahkemesi tarafından mahsup dönemin geçmiş olması sebebiyle geçici vergi asılları iptal edilmiş olup geri kalan kısım bakımından ise dava reddedilmiştir.
Akabinde başvurucu tarafından ilk derece mahkemesi kararının aleyhe olan hususları bakımından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. Temyiz incelemesi yapan Danıştay 4. Dairesi tarafından ise başvurucunun aleyhe olan kısımları bozulmuştur.
2.Ödeme emirlerine karşı açılan davalar bakımından:
Tarhiyatlara karşı açılan davaların reddedilen kısmına ilişkin olarak başvurucu adına ödeme emri tanzim edilmiştir. Vadesinde ödenmeyen ödeme emirlerine karşı başvurucu tarafından davalar açılmıştır. Açılan davalar ilk derece mahkemesi tarafından reddedilmiş olup başvurucu tarafından temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
3.Haksız çıkma zammına ilişkin süreç:
Başvurucu tarafından ödeme emirlerine karşı açılan davaların reddedilmesi neticesinde 6183 sayılı Kanunun md.58/5 gereği ödeme emrinin %10’u tutarında haksız çıkma zammı hesaplanmış olup ihbarname ile başvurucuya bildirilmiştir.
Başvurucu tarafından ise 6111 sayılı Kanun kapsamında uzlaşılan bir vergi için haksız çıkma zammı tahakkuk ettirilemeyeceği iddiasıyla İstanbul 7. Vergi Mahkemesinde dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından ise;
-Ödeme emirlerine karşı açılan davaların reddedildiği,
-Ödeme emirlerine ilişkin davaların 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten daha önce kesinleştiği,
-Haksız çıkma zammının talep edilememesi durumunun ödeme emrine karşı açılan davaların reddedilmesi değil, söz konusu davalardan vazgeçilmesiyle sınırlı olduğu,
-Ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesiyle kesinleşen haksız çıkma zammının asli borçtan bağımsız hale geldiği gerekçeleriyle açılan dava reddedilmiştir.
Başvurucu tarafında ilk derece mahkemesinin kararına karşı ihbarnamenin iptal edildiği dolayısıyla ödeme emrinin de iptali gerektiği, 6111 sayılı Kanun kapsamında tüm borçlarını ödediğini ve hiçbir borcu kalmadığı, haksız çıkma zammının feri bir borç olduğu ve ödeme emirlerine ilişkin kararlardan 4 yıl sonra kendisinden zamların istenmesinin hukuka aykırı olduğu ve kanuni temelinin bulunmadığı gerekçeleriyle temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Temyiz istemini inceleyen Danıştay, ilk derece mahkemesi kararını ödeme emrinin düzenlenmesinden sonra söz konusu ödeme emri içerisindeki borcun iptal edilmesi halinde ödeme emrinin de konusuz kalacağı gerekçesiyle bozmuştur.
Davalı idare tarafından Danıştay’ın kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulmuştur. Karar düzeltme istemini inceleyen ilgili Daire, temyiz isteminin ileri sürüldüğü dilekçede yer alan iddiaların kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığından bozma kararını kaldırmıştır.
Başvurucu ise 12.02.2019 tarihinde, karar düzeltme aşamasında gerekçesiz şekilde dönülmesinin gerekçeli karar hakkını ihlal ettiği, 6111 sayılı Kanundan yararlananlara haksız çıkma zammının uygulanmayacağını ve bu hususun çıkarılan Genel Tebliğ ile teyit edildiği, 6111 sayılı Kanunun 6183 sayılı Kanuna göre daha özel hüküm niteliği taşıdığı, dolayısıyla haksız çıkma zammının hangi hallerde tahsil edileceğinin 6111 sayılı Kanunda sınırlı olarak sayıldığını ve bunların arasında haksız çıkma zammının sayılmadığı, mahkemelerin ise kanun hükmüne olağanın dışında anlam yüklemesi nedeniyle öngörülebilirlik ilkesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, 22.644.218,02-TL vergi aslına karşılık 9.782.127,24-TL haksız çıkma zammının ölçülü olmaması nedeniyle de mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme:
Anayasa Mahkemesi tarafından haksız çıkma zammının amacının vadesinde ödenmemiş kamu alacağının tahsilinin, tahsilata yönelik işlemlere karşı gereksiz yere dava açılmasını zorlaştırmak suretiyle sürüncemede bırakılmasının önlenmesi ile ödeme emrine karşı açılan davalarda haksız çıkılmasını mali yaptırıma bağlandığını bu sayede kamu alacağının tahsilinin hızlandırılması ile dava açılmasını caydırma amacı güdüldüğünü belirtmiştir. Bununla beraber mülkiyet hakkına kamu yararı gerekçesiyle yapılan müdahalelerde elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ilkelerinin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle söz konusu ilkeler bağlamında inceleme yapılmıştır.
Elverişlilik ilkesi bakımından:
-Ödeme emrine karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması müessesesi haricinde hiçbir tedbirin tahsilat işlemini durdurmayacağı,
-Ödeme emrine karşı dava açılmasını güçleştiren tedbirlerin kamu alacağının tahsilini birincil ve ağırlıklı sonucu kamu alacağının tahsilinin hızlandırılmasına doğrudan sonuç olamayacağını (yalnızca dava açmaktan caydırma özelliği taşıdığı) gerekçeleriyle haksız çıkma zammı uygulamasının kamu tahsilini hızlandırma amacına ulaşılması bakımından elverişli bir araç olmadığı belirtilmiştir.
Gereklilik ilkesi bakımından:
-Ödeme emrine karşı açılan davalarda haksız olunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle ödeme emrinde gösterilen kamu alacağının %10’u oranında ek bir mali külfete katlanılmasının oldukça ağır bir müdahale olduğu,
-Yargılama giderlerine ek olarak katlanılması gereken mali yükümlülüğe hükmedilmesi için oldukça güçlü sebeplerin var olması gerektiği,
-Kamu alacağının tahsilinin hızlandırılmasında kaynak yetersizliği gibi sorunlarla karşılaşılmamasının önemli olduğu ancak ödeme emrine karşı dava açılmasının tahsilat işlemlerini ve kamu alacağının cebri icraya konu edilememesine yönelik herhangi bir engel teşkil etmediği,
-6183 sayılı Kanunun md.58’de yer alan haksız çıkma zammının, 2004 sayılı Kanunun md.67’de yer alan inkar tazminatından müessese olarak farklı olduğu, inkar tazminatında alacağın ödenmesinin geciktirilmesinin amaçlandığı ancak kamu alacaklarında ödeme emrine karşı dava açılmasının (yürütmenin durdurulması müessesesi uygulanmadıkça) icrasının durdurulmayacağı,
-Tahsilin ve cebri icranın durmadığı ödeme emrine karşı açılan davalarda borçluların dava açma iradesi sergilemelerinin, ödeme emrinde gösterilen alacağın %10’u oranında haksız çıkma zammı eklenerek külfet altına sokulması aracının son derece ağır, son çare olmayan ve hakka en az müdahale etmeyen bir araç olduğu belirtilmiştir.
Orantılılık ilkesi bakımından:
-Haksız çıkma zammının hesaplanmasında borcun aslı ve ferileri birlikte değerlendirilmekte olup feri alacakların tutarına göre borçluların, kamu alçağına nazaran önemli bir tutarda haksız çıkma zammı ödemesi gerektiği belirtilmiştir.
Netice itibarıyla Anayasa Mahkemesi tarafından ödeme emrine karşı açılan davaların redddedilmesi halinde otomatik olarak %10 oranında haksız çıkma zammı uygulamasının kamu alacağının tahsilinin hızlandırılmasında elverişli ve son çare olmayan bir araç olduğu, nitekim 6183 sayılı Kanunun md. 58/5 hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 21.04.2022 tarihli ve E:2021/119, K:2022/48 sayılı Karar ile iptal edildiği de belirtilerek başvurucunun Anayasanın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkını ihlal ettiğine karar verilmiştir.
6183 sayılı Kanunun md.58/5 hükmünün iptaline ilişkin yazımız için tıklayınız.
Kararın tam metni için tıklayınız.
- Vergi,
- vergi ceza ihbarnamesi,
- ödeme emri,
- 6183 sayılı kanun,
- vergi yapılandırması,
- danıştay,
- yapılandırma,
- Resmi Gazete,
- adil yargılanma hakkı,
- vergi incelemesi,
- bireysel başvuru,
- amme alacaklarının tahsili usulü hakkında kanun,
- anayasa,
- anayasa mahkemesi,
- resmi gazete,
- ölçülülük ilkesi,
- ölçülülük,
- gereklilik,
- elverişlilik,
- Yürütmenin Durdurulması ,
- AATUHK,
- Tahsilat Genel Tebliği,
- haksız çıkma zammı,
- AATUHK md.58
-
Arsa ve Arazi Birim Değerlerinin Tespitine Yönelik Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı Kararın Öğrenildiği Tarih İtibarıyla Otuz Gün İçerisinde Dava Açılabilir
-
Tarih: 28.04.2023
-
-
7440 Sayılı Kanun'a İlişkin Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 3 Seri No.lu Genel Tebliği Yayımlanmıştır
-
Tarih: 14.04.2023
-
-
Olağanüstü Hal Kapsamında Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında Alınan Bazı Tedbirlere Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Yayımlandı
-
Tarih: 13.04.2023
-
-
Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 22) Yayımlandı
-
Tarih: 07.04.2023
-
-
7. Yargı Paketi (7445 Sayılı Torba Kanun) Son Hali - Tam Metin
-
Tarih: 29.03.2023
-
-
7440 Sayılı Kanun'a İlişkin Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 2 Seri No.lu Genel Tebliği Yayımlanmıştır
-
Tarih: 24.03.2023
-
-
7440 Sayılı Kanunun Araç Muayeneleriyle İlgili Maddesine Dair Tebliğ Yayımlandı
-
Tarih: 17.03.2023
-
-
7. Yargı Paketi Kanun Teklifinin Son Değişiklikleri İçeren Güncel Hali
-
Tarih: 17.03.2023
-
-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı
-
Tarih: 17.03.2023
-
-
7440 sayılı Kanun Kapsamında Dikkat Edilmesi Gereken Önemli Tarihler
-
Tarih: 16.03.2023
-