• Tarih: 27.09.2022
  • Yazar: Stj. Av. Selman Yeşil

Mülkiyet hakkına müdahalenin kesintiye uğramadığı durumlarda zararın tazmini için somut bir tarih belirlenmesi hukuka aykırıdır.

27 Eylül 2022 tarihli 31966 sayılı Resmî Gazete’de yayımlananOSMAN KIZILCAN BAŞVURUSU”nun konusu; mülke ulaşılamamasından kaynaklanan zararın tazmini için yapılan idari başvurunun süresinde görülmemesi nedeniyle mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

OLAY

Somut olayda başvurucu, terör olayları sebebiyle (1994-1995) yıllarında terk etmek zorunda kaldığı köyündeki mülklerine erişemediği iddiasında bulunmuş ve 30.05.2007 tarihinden sonraki dönem için mülke erişilememesinden kaynaklanan zararın tazmini amacıyla 06.12.2017 tarihinde Zarar Tespit Komisyonuna müracaat etmiştir.

Başvurucunun 30.05.2007 tarihinden sonraki döneme ilişkin zararları için Zarar Tespit Komisyonuna yaptığı başvuruya cevap verilmeyerek talebi zımnen reddedilmiştir. 

Bu işleme karşı açılan davada İdare Mahkemesi başvurucunun 30.05.2007 tarihinden sonraki tüm zararlarının karşılanması gerektiğine karar vermiş ise de; Bölge İdare Mahkemesi başvurucunun ancak başvuru tarihinden geriye doğru bir yıllık zararlarının karşılanabileceğini, 06.12.2016 tarihinden önceki zararlarının ise bir yıllık süresi içinde talep edilmemesi sebebiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilemeyeceğini belirterek 30.05.2007 ile 06.12.2016 tarihleri arasındaki döneme ilişkin zararlar yönünden davayı reddetmiştir.

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN OLAYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMESİ

-Anayasa Mahkemesi, Kararı’nın ilk bölümünde; Devletin pozitif yükümlülükleri nedeniyle mülkiyet hakkı bakımından koruyucu ve düzeltici bazı önlemler alması gerektiğini;  terörle mücadele için alınan tedbirler sebebiyle zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının telafisi yetkili makama başvurma imkânının, diğer bir ifadeyle etkili başvuru hakkının sağlanmasının Anayasa uyarınca gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur.

-Kararın devamında, 5233 sayılı Kanun'un 6. maddesinin birinci fıkrası incelenip "zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde" Zarar Tespit Komisyonuna başvuru şartının getirildiği tespit edilmiştir. 

Bu durumda, zarar konusu olay kavramının yorumunun önem taşıdığı tespitinde ulaşıldığına,

-Süregelen müdahalelerde müdahale için spesifik ve tek bir tarihten söz edilemeyeceğinden hareketle süregelen müdahalede zarar konusu olay için somut bir tarih belirlenemeyeceğine,

-Bu nedenle Bölge İdare Mahkemesinin Zarar Tespit Komisyonuna başvuru süresine ilişkin yorumunun makul olmayan, zarar konusu olayın adeta her yıl kesintiye uğrayarak tekrarlandığını kabul eden, aşırı şekilci ve başvurucunun 5233 sayılı Kanun'la getirilen tazminat imkânından yararlanmasını zorlaştıran bir yorum olduğuna,

-Bu hâliyle mülkiyet hakkına ilişkin ihlalin giderilmesi bakımından teorik düzeyde etkili olduğu saptanan, 5233 sayılı Kanun'la oluşturulan tazminat yolu Bölge İdare Mahkemesinin bariz takdir hatası teşkil eden, şekilci ve katı yorumu sebebiyle somut olayda başarı şansı sunma kapasitesini yitirdiğine,

-Bu itibarla, Bölge İdare Mahkemesinin başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının esasının incelenmesini ve giderim sağlanmasını engelleyen yorumu nedeniyle Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa'nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Kararın tam metni için tıklayınız.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/mulkiyet-hakkina-mudahalenin-kesintiye-ugramadigi-durumlarda-zararin-tazmini-icin-somut-bir-tarih-belirlenmesi-hukuka-aykiridir
Diğer Makaleler