• Tarih: 27.12.2021
  • Yazar: Stj. Av. Sıla Özdemir

Kıymet Takdirine İlişkin Süre, COVID-19 Salgın Hastalığı Nedeniyle Yürürlüğe Konulan Kanundaki Durma Sürelerinden Sayılamaz

Somut olayda, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılan borçlu aleyhine şikayette bulunan birleşen dosyanın konusunu oluşturan 2 numaralı taşınmazın eski ve yeni 3. kişi malikleri, İİK m. 128/a-2 gereğince 2 yıllık süre içerisinde satış yapılmadığından bahisle ihalenin feshini gerektiğini öne sürerek temyiz etmişlerdir.

Temyize konu İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında, Covid-19 salgını sebebiyle yargısal tedbir olarak getirilen 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi gereğince İİK’de belirlenen tüm sürelerin kanunda düzenlenen süre kadar durduğu ve duran sürenin, yeniden işlemeye başlayacağı günden itibaren ilave edileceği, bu suretle şikayete konu ihalenin İİK’nin 128/a-2. maddesinde belirlenen 2 yıllık süre içerisinde gerçekleştirildiğine karar vermiştir.

7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesindeki düzenlemelerin, Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla yapıldığından bahisle, bu Kanunla belirtilen sürelerin 30.04.2020 tarihine kadar durdurulduğu; bu sürenin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılacağı belirtilmiştir.

Temyize konu 2 yıllık sürenin aşıldığından bahisle 2 numaralı taşınmazın satışının yapılmadığı ve ihalenin feshi gerektiği isteminin gerekçesi ise İİK m. 128/a-2’de belirtilmiştir:

“Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.”

hükmüne istinaden Hukuk Genel Kurulunun 1992 tarihli kararına atıf yapılarak İİK m. 128’deki 2 yıllık sürenin başlangıcının, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihi olduğu belirtilmiştir.

Yargıtay, yerleşik içtihatları doğrultusunda kıymet takdiri tarihinin, icra dairesince fiilen yapılan keşif tarihi olduğunu ve satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten itibaren 2 yıl sonra yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebi olan bu hususun, 2 yıl içinde taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişiklikler nedeniyle hem borçlu hem de alacaklı tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olması nedeniyle kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

İİK m. 128/a’nın devamında ise “Doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” hükmünü Yargıtay, esasında taşınmazın gerçek değeri üzerinden satışının yapılması gerektiği şeklinde yorumlamıştır.

 

Mahkeme tüm bu anlatılanları nazara alarak ve İİK m. 128/a-2 hükmünün Yargıtay içtihatları doğrultusunda taşınır satışlarında da kullanıldığını öne sürerek; pandemi sürecinde Türkiye’deki taşınır ve taşınmaz değerlerinde çok büyük artışlar olduğunu, İİK’de belirlenen 2 yıllık süreye durma sürelerinin de eklenmesi halinde daha da uzayacak olan sürenin, hükmün amacına aykırı olarak taşınmazın gerçek değerinden satışına engel teşkil edeceğine ve tarafların hak kayıpları yaşayacağını gerekçe göstererek; 7226 sayılı Kanunla getirilen durma sürelerinin, kıymet takdirine ilişkin İİK m. 128/a-2 hükmünü kapsamadığına kanaat getirmiştir.

Sonuç olarak Yargıtay, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 2 numaralı taşınmaz için ihalenin feshine karar verilmesi yerine istinafın reddi kararını isabetsiz bularak kararın BOZULMASINA karar vermiştir.

Kararın tam metni için tıklayınız.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/kiymet-takdirine-iliskin-sure-covid-19-salgin-hastaligi-nedeniyle-yururluge-konulan-kanundaki-durma-surelerinden-sayilamaz
Diğer Makaleler