-
Tarih: 26.08.2022
KHK ile kapatılan şirketlerin vergi yükümlülüklerinden doğan vergi ve cezaların kanuni temsilci adına tarh edilmesi mülkiyet hakkını ihlal eder
26.08.2022 tarihli ve 31935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Tevfik Ayhan Başvurusu” olağanüstü hal tedbirleri kapsamında kanun hükmünde kararname ile kapatılan şirketin vergi yükümlülüklerinin ihlalinden doğan vergi ve cezanın kanuni temsilci adına tarh edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edilmesine ilişkindir.
Somut olay kısaca şu şekildedir:
Başvurucu üç sene ara ile Tekirdağ’da eğitim hizmeti veren bir anonim şirkete yönetim kurulu başkanlığına seçilmiştir. Olay tarihinde söz konusu şirkete ait çeşitli düzeylerde eğitim kurumları bulunmaktadır.
2015 yılında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde şirkette arama yapılmış ve ele geçirilen bazı belgeler incelenmek üzere vergi dairesine gönderilmiş olup 2016 Mart ayında şirkete kayyım atanmıştır.
15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan silahlı darbe teşebbüsü sonrasında OHAL tedbirleri ile çıkarılan kanun hükmünde kararnameler ile darbeye teşebbüs eden terör örgütü ile iltisaklı olduğu düşünülen eğitim kurumları, dershaneler ve yurtların faaliyetlerine son verilmiş ve Hazineye bedelsiz olarak devredilmiştir.
Şirkete bağlı eğitim kurumlarının kapatılmasının ardından tüzel kişiliği 2016 Eylül tarihi itibarıyla terkin edilmiştir. Daha öncesinde incelemeye alınan belgeler neticesinde tanzim edilen vergi inceleme raporlarında şirketin yıllık okul/yurt vb. ücret tarifesine göre çok yüksek indirimlerde bulunduğu ve kazancını beyan dışı bıraktığı bu suretle de ortaklara örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu tespit edilmiştir. Vergi inceleme raporları ile kesilmesi önerilen vergi ziyaı cezalı tapu harcı ve özel usulsüzlük cezalarının, şirketin tasfiye olması nedeniyle tarhiyatların kanuni temsilciler adına yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Başvurucu adına tanzim edilen vergi/ceza ihbarnamelerine karşı vergi mahkemelerinde üç ayrı dava açılarak tarhiyatın hukuka aykırı olduğu, öncelikle şirketin kendi malvarlığına gidilmesi gerektiği ve şirketin elkonulan malvarlığının borcu karşılamaya yettiği iddia edilmiştir.
Davayı incelemekle görevli ilk derece mahkemesi tarafından dava konusu vergi ve cezalar kısmen iptal edilmiş; kısmen de davanın reddine hükmedilerek şirketin vergi borcunun kanuni temsilcisi adına tarh edilmesinin hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.
Başvurucu söz konusu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuş ve şirketin vergilendirme işlemlerinin tasfiye sürecinden önce tamamlanması gerektiği, tasfiyeden sonra değil kanuni temsilciler şirket adına da tarhiyat yapılamayacağı, mükellefin ise kanun hükmünde kararname ile belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Başvurucunun istinaf başvuruları bölge idare mahkemeleri tarafından esastan ve kesin olarak reddedilmiştir. Bunun üzerine başvurucu tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.
Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirme şu şekildedir:
Anayasa Mahkemesi, somut olaya ilişkin değerlendirmelerinde;
-670 sayılı KHK’nın md.5/3’te kapatılan kurumların bağlı oldukları şirketlerin faaliyetlerini sonlandırarak ticari sicilden resen terkin edilmiş olması halinde dahi şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği dönemdeki vergisel yükümlülüklerin ihlal edildiği tespiti halinde uygulanacak vergi ve cezaların kimin adına tarh edileceğine ilişkin bir hüküm yer almadığı,
-213 sayılı Kanunun md.10’da yer alan ve kanuni temsilcilerin vergi ve ödevlerini yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin malvarlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin malvarlıklarından alınacağına ilişkin düzenlemenin tarhiyata değil tahsile ilişkin olduğu dolayısıyla VUK md.10’un şirketin vergi borcunun başvurucu adına tarh edilmesine kanuni dayanak teşkil ettiğinin söylenemeyeceği,
-Danıştay’ın iki dairesi arasında 5520 sayılı Kanunun md.17’den doğan tasfiye dışındaki bir nedenle ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin kanuni temsilcileri adına tarhiyat yapılıp yapılamayacağına ilişkin görüş ayrılığının ve uygulama farklılığının olduğu,
-213 sayılı Kanunun md.10’a eklenen altıncı fıkra ile tasfiye dışındaki nedenlerle tüzel kişilikleri sona eren şirketlerin tüzel kişiliğinin sona ermesinden önceki döneme ilişkin vergi ve cezaların kanuni temsilciler adına tarh edilmesine imkan sağlandığı ancak söz konusu fırkanın 21.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle bu tarihten önceki işlemlere bu hükmün uygulanmasının hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı,
-Aynı kanun hükmüne ilişkin iki farklı yorumun yürürlükte bulunması ve bu yorumlardan birine geçerlilik sağlayacak şekilde içtihadın birleştirilememesinin hukuk kurallarının, muhataplarının davranışlarına yön verme kapasitesini ve öngörülebilirliğini zayıflattığını,
-Kanuni temsilci adına tarhiyat yapılıp yapılamayacağı meselesiyle ilgili olarak bir kesinliğin ve belirliliğin bulunmamasının, kişilerin hangi kararı esas alarak geleceğe yönelik iş ve işlemlerini planlayacakları, bu planlar çerçevesinde davranışlarını yönlendirebilecekleri hususunda belirsizliklerin oluşmasına neden olduğu,
-Bu durumun ise hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ters düşebileceği gibi bireylerin yargı sistemine ve mahkeme kararlarına güvenini sarsacağı belirtilmiştir.
Netice itibarıyla Anayasa Mahkemesi tarafından, olay tarihinde tasfiye dışındaki usullerle tüzel kişiliği sona eren şirketlerin tasfiyeden önceki borçlarının kanuni temsilci adına tarh edilip edilemeyeceği konusunda farklı içtihatların bulunması ve 5520 sayılı Kanunun md.17/9 hükmünün yürürlüğe girmesinin üzerinden uzun süre geçmesine rağmen ilgili hükmün yorumunda yeknesaklığın sağlanamaması nedeniyle hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerinin zedelendiğini belirterek vergilendirme suretiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini taşıyan bir kanuna dayanmadığı sonucuna ulaşmış olup başvurucunun, Anayasanın 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Kararın tam metni için tıklayınız.
- Vergi,
- vergi hukuku,
- vergi davası,
- vergi mahkemesi,
- vergi davaları,
- vergi cezası,
- vergi ziyaı cezası,
- özel usulsüzlük cezası,
- vergi ceza ihbarnamesi,
- vergi usul kanunu,
- danıştay,
- bölge idare mahkemesi,
- vergi ziyaı,
- Resmi Gazete,
- vergi tekniği raporu,
- vergi usul kanunu,
- ticaret sicili,
- vergi incelemesi,
- mülkiyet hakkı,
- bireysel başvuru,
- anayasa,
- anayasa mahkemesi,
- iptal kararı,
- silahlı örgüt,
- Hazine ve Maliye Bakanlığı ,
- vergi borcu,
- sulh ceza hakimliği,
- resmi gazete,
- tapu,
- tapu harcı
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanması eşitlik ilkesini ihlal ettiğine dayanılarak Anayasaya aykırı görülüp iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2025-32/72 Sayılı Tebliğ’e İlişkin Duyuru Hazine ve Maliye Bakanlığı Sitesinde Yayınlanmıştır
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
AB Yapay Zeka Tüzüğü (Türkçe Özet Metin)
-
Tarih: 19.02.2025
-
-
2024 Yılı İçin Değerli Konut Vergisi Ödemesi Yapılmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
Dilek Genç'in AİHM Adil Yargılanma ve Silahların Eşitliği Haklarının İhlali Kararı
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-