• Tarih: 01.08.2023
  • Yazar: Stj. Öğr. Doğukan SİNAR

Kamulaştırma Bedelinin Tespiti İçin Açılan Davanın Sonuçlanmaması Halinde Kamulaştırma Bedeline Enflasyon Oranı Altında Kalan Oranda Kanuni Faiz İşletilmesi Mülkiyet Hakkını İhlal Eder

01.08.2023 tarihli Resmi Gazete'de 05.04.2023 karar tarihli ve 2023/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı yayımlandı. Yayımlanan karar,
kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlanmaması halinde, tespit edilen bedele kanuni faiz işletilmesini öngören Kamulaştırma
Kanunu 10. maddesi ile düzenlenen kuralın, Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptali talebine ilişkindir.

Anayasa'nın 46. maddesi uyarınca devlet ve kamu tüzel kişileri, kamu yararının söz konusu olduğu hallerde, gerçek karşılığının peşin olarak ödenmesi şartıyla
özel mülkiyette bulunan malları, kanunda gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.

Taşınmazı kamulaştırılan kişilerin kamulaştırma işlemi nedeniyle hak kaybına uğramaması ve bedelin kısa sürede ödenmesi amacıyla Kamulaştırma Kanunu'nun
10. maddesinde özel hükümlere yer verilmiştir.

İtiraz konusu kuralda, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlanmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden
itibaren kanunu faiz işletilmesi öngörülmüştür.

İtiraz yoluna başvuran Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, isteminde özetle; kamulaştırma bedelinin dava tarihi itibarıyla tespit edildiğini ancak Kamulaştırma
Kanunu 10. maddesi'nin 9. fıkrası uyarınca dava tarihinden dört ay sonra ve kanuni faiz işletilmeye başlatılmasının taşınmazın gerçek karşılığının malike
ödenmesine engel olduğunu belirtmiş ve işbu hükmün Anayasa'nın 2., 5., 35. ve 46. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

Anayasa Mahkemesi, yaptığı esas incelemesinde itiraza konu kanun maddesini özetle şu yönlerden ele aldı:
Kamu yararı amacıyla olsa dahi idare tarafından özel mülkün kamulaştırılması Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenmiş olan mülkiyet hakkına ve dolayısıyla 13.
maddesinde düzenlenmiş olan temel hak ve hürriyetlere müdahale teşkil ettiğinden Anayasa'nın 46. maddesiyle bu konuda özel düzenlemeler getirilmiştir.
İşbu Anayasa maddesi uyarınca kamulaştırma yetkisinin ancak taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi şartıyla kullanılabilecek bir yetki olduğunu hükme bağlamıştır.
Dolayısıyla taşınmazın gerçek karşılığı ödenmeksizin yapılan bir kamulaştırma işlemi Anayasa'nın 46. maddesindeki bu güvenceye ve aynı zamanda Anayasa'nın 35. maddesine aykırı olacaktır.

Öte yandan gerçek karşılığın ödenmesi ölçülülük ilkesinin de bir gereğidir. Kamulaştırma işlemiyle mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerde, hedeflenen kamu yararı
ile malikin bireysel menfaati arasındaki denge ancak malike ödenecek ölçülü bir bedelle sağlanabilecektir.

Mülkiyet hakkı kapsamında, alacağın geç ödenmesi durumunda arada geçen sürede enflasyon nedeniyle paranın değerinde oluşan hissedilir aşınma ile mülkiyetin
gerçek değeri azaldığı gibi bu bedelin bir tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanma imkanı da bulunmamaktadır. Bu şekilde kişiler mülkiyet
hakkından mahrum edilerek haksızlığa uğratılmaktadır (AYM, E.2008/58, K.2011/37, 10/2/2011). Bu nedenle devletin kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi durumunda
oluşacak değer kayıplarını önlemek amacıyla mekanizmalar geliştirmesi gerekmektedir.

Anayasa Mahkemesi geçmişte vermiş olduğu çeşitli kararlarda da; kamulaştırmadan kaynaklanan alacakların mülkiyet hakkı kapsamında olduğunu, devlet tarafından
alacakların geç ödenmesi halinde enflasyon oranları altında olmayan bir faiz ödenmesinin bireysel haklar ve kamu düzeni açısından önem taşıdığını belirtmiştir
(AYM, E.1997/34, K.1998/79, 15/12/1998; Mehmet Akdoğan ve diğerleri, B. No: 2013/87, 19/12/2013, § 52; Akel Gıda San. ve Tic. A.Ş., B. No: 2013/28, 25/2/2015,
§ 46; Abdulhalim Bozboğa, B. No: 2013/6880, 23/3/2016, § 58; Ferda Yeşiltepe [GK], B. No: 2014/7621, 25/7/2017, § 29).

İtiraza konu kuralda geç ödenen bedel için yalnızca kanuni faiz ödenmesi düzenlenmiştir. Enflasyon nedeniyle uğranılacak, kanuni faizi aşan zararların telafisine
ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. Özellikle yüksek enflasyonist dönemlerde devletin kamulaştırma nedeniyle borçlu olduğu tutar ile alacaklı tarafından
nihai olarak elde edilen tutar arasındaki enflasyon nedeniyle oluşan değer kayıplarını gidermek mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla malikin, kamulaştırma nedeniyle
hakkı olan bedelin gerçek karşılığını aldığı da söylenemez.

Öte yandan itiraz konusu kuralla faizin başlangıç tarihi yargılamanın dördüncü ayının sona erdiği tarih olarak belirlenmiştir. Bu durumda kamulaştırma bedelinin
belirlendiği tarihten daha sonraki bir tarihte ödenmiş olacağı ve aradaki bu sürede hak sahibinin enflasyon etkisiyle makul olanın ötesinde bir ekonomik
kayıp yaşayabileceği de açıktır.

Anayasa Mahkemesi, esas incelemesi sonucu görülen bu nedenlerle itiraza konu kuralın, Anayasa'nın 13., 35. ve 46. maddelerine aykırı olduğuna ve iptalinin
gerektiğine oy çokluğuyla karar verdi.

Kararın tam metni için tıklayınız.

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/kamulastirma-bedelinin-tespiti-icin-acilan-davanin-sonuclanmamasi-halinde-kamulastirma-bedeline-enflasyon-orani-altinda-kalan-oranda-kanuni-faiz-isletilmesi-mulkiyet-hakkini-ihlal-eder
Diğer Makaleler