• Tarih: 05.04.2021
  • Yazar: Stj. Av. Ceren Nur Enginar & Stj. Av. Yaren Şahin

İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının KDV Tevkifatı Hakkındaki 01.04.2021 Tarihli Özelgesi

I- Genel

            16 Şubat 2021 tarihli ve 31397 sayılı Resmi Gazetede, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:35) yayımlanmıştı. Bahsi geçen tebliğ neticesinde, İzmir Barosu tarafından 18.03.2021 tarihinde avukatların arabuluculuk faaliyetleri, adli yardım görevlerine ilişkin ve CMK ödemeleri için  düzenledikleri serbest meslek makbuzlarında konularında katma değer vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanamayacağı hususunda Gelir İdaresi Başkanlığından özelge talep edilmiştir.

            Bu yazımızda İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından yayımlanan E-21152195-130[99-2021/3615]-E.125076 sayılı Özelge'nin tam metni ve ilgili Özelge hakkındaki eleştirilerimiz bulunmaktadır.

II- İzmir Barosunun Özelge Talebi

           Bilindiği üzere, 16 Şubat 2021 tarihli ve 31397 sayılı Resmi Gazetede, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:35) yayımlanmıştı. Bu tebliğ ile avukatlık, hukuki danışmanlık ve arabuluculuk faaliyetleri konularında tevkifat uygulamasının söz konusu olup olmayacağı hususunda önemli düzenlemeler getirilmiştir.

         Bahsi geçen tebliğ neticesinde, İzmir Barosu tarafından 18.03.2021 tarihinde aşağıda belirtilen konularda katma değer tevkifatı uygulanıp uygulanamayacağı hususunda Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan özelge talep edilmiştir:

  • Avukatların adli yardım görevlerine ilişkin Baro Başkanlıklarına düzenledikleri serbest meslek makbuzları

  • Avukatların CMK ödemeleri için Cumhuriyet Savcılarına düzenledikleri serbest meslek makbuzları

  • Avukatların arabuluculuk hizmetleri

III- İzmir Vergi Daire Başkanlığı Tarafından Düzenlenen E-21152195-130[99-2021/3615]-E.125076 Sayılı Özelge 

İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞINA

İlgi: 18/03/2021 kayıt tarihli özelge talep formunuz.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; 35 Seri No'lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yapılan düzenlemeler çerçevesinde; avukatların adli yardım görevlerine ilişkin Baro Başkanlıklarına, CMK ödemeleri için Cumhuriyet Savcılıklarına düzenledikleri serbest meslek makbuzlarına, ayrıca arabuluculuk hizmetlerine katma değer vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı konularında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413'üncü maddesinin Maliye Bakanlığına vermiş olduğu yetkiye dayanılarak çıkarılan 28/08/2010 tarih ve 27686 sayılı Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmeliğin,"Özelge talep edebilecekler" başlıklı bölümünün;

9/1 maddesinde; Özelge talepleri, mükellefler ile vergi sorumluları, bunların mirasçıları, yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri veya vekillerince yapılır.

9/2 maddesinde ise; Odalar ve birlikler gibi mesleki kuruluşlar, kendi mükellefiyetleri ile ilgili olanlar hariç olmak üzere, üyelerine ilan etmek amacıyla özelge talebinde bulunamazlar. Ancak, bu kuruluşlar Başkanlıktan, vergilendirme ile ilgili konularda özelge niteliğinde olmayan görüş talep edebilirler. Denilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 9/1 maddesinde; mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.

KDV tevkifatı uygulamasının usul ve esasları KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.) bölümünde belirlenmiş ve Tebliğin (I/C-2.1.3.) bölümünde kısmi tevkifat uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup, söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.1.) bölümünde,

"…Kısmi tevkifat uygulaması kapsamında KDV tevkifatı yapmak üzere sorumlu tutulabilecekler aşağıda iki grup halinde sayılmış olup, tevkifat uygulaması kapsamındaki her bir işlem bazında tevkifat yapması gerekenler, söz konusu gruplardan birine veya ikisine veyahut söz konusu gruplar kapsamında olan bazı sorumlulara atıf yapılmak suretiyle Tebliğin ilgili bölümlerinde belirtilmektedir.

a) KDV mükellefleri (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahil değildir.

b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın):

  • 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile köylere hizmet götürme birlikleri,
  • Yukarıda sayılanlar dışındaki, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
  • Döner sermayeli kuruluşlar,
  • Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
  • Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
  • Bankalar,
  • Sigorta ve reasürans şirketleri,
  • Sendikalar ve üst kuruluşları,
  • Vakıf üniversiteleri,
  • Mobil elektronik haberleşme işletmecileri,
  • Büyükşehir belediyelerinin su ve kanalizasyon idareleri,
  • Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri),
  • Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,
  • Türkiye Varlık Fonu ile alt fonlara devredilen kuruluşlar,
  • Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar,
  • Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,
  • Payları Borsa İstanbul (BİST)A.Ş.'nde işlem gören şirketler,
  • Kalkınma ve yatırım ajansları,"

Aynı Tebliğin (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde,

"Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanların, kısmi tevkifat uygulaması kapsamındaki teslim ve hizmetlerinde hesaplanan KDV, alıcıların durumuna bakılmaksızın, tevkifata tabi tutulmayacaktır.

Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır..."

Açıklamaları yer almaktadır.

Aynı Tebliğin, (I/C-2.1.3.2.2.) "Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler" başlıklı bölümünde; Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen etüt, plan-proje, danışmanlık, denetim ve benzeri hizmetlerde alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacağı açıklanarak (2.1.3.2.2.2.) alt bölümünde;

Avukatların hukuki ihtilaflarla ilgili olarak yargı mercileri nezdinde veya yargı kararlarının sonuçları ile ilgili olarak vekâlet akdi çerçevesinde (icra vb.) verdikleri hizmetler prensip olarak tevkifat kapsamına girmemektedir.

Avukatların verdikleri danışmanlık hizmetleri ise tevkifata tabidir. Avukatlarla yapılan sözleşmede avukatlık ve danışmanlık hizmetleri birlikte yer alıyorsa, bu iki unsur ayrı ayrı ücretlendirilmediği takdirde, toplam sözleşme bedeli üzerinden tevkifat uygulanır."

Açıklamaları yer almaktadır.

Söz konusu Tebliğin (I/C-2.1.3.2.13) bölümü, KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 35 Seri No.lu Tebliğ ile 1/3/2021 tarihinden geçerli olmak üzere "KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır." şeklinde değiştirilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar kapsamında, anılan Tebliğde kısmi tevkifat uygulaması kapsamında sayılan hizmet alımlarınızda buna ilişkin ilgili bölümünde yer alan usul ve esaslarına göre KDV tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, avukatların hukuki ihtilaflarla ilgili olarak yargı mercileri nezdinde veya yargı kararlarının sonuçları ile ilgili olarak vekâlet akdi çerçevesinde (icra vb.) verdikleri hizmetler KDV tevkifatına tabii olmayacak ancak, verdikleri danışmanlık hizmetleri (9/10) oranında KDV tevkifatına tabii olacaktır.

Diğer taraftan, KDV mükellefleri tarafından Başkanlığınıza ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında da, mezkur Tebliğin (I/C-2.1.3.2.13.) bölümüne göre tarafınızca (5/10) oranında KDV tevkifatı yapılması gerekeceği tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Mürşit KILIÇ

Vergi Dairesi Başkanı a.

Gelir İdaresi Grup Müdürü

IV- Eleştirilerimiz

               İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının düzenlendiği bir üst başlıkta tam metni gösterilen Özelge, mevzuattaki özelge müessesesinin yapısına uymamaktatır. Zira özelgenin tanımı ve amacı 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413’üncü maddesinde ve 395 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Bahsi geçen hükümler şu şekildedir:

               Vergi Usul Kanununun 413’üncü maddesi: "Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir."

             395 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise özelgenin konusu: Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yetkili makamlardan yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüştür."

                İlgili kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, mükellef tarafından açık olmayan ve tereddüt edilen konularda idarenin görüşü alınmaktadır.

              İzmir Barosunun özelge talebine istinaden İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV ve ÖTV Grup Müdürlüğü 01.04.2021 tarihli ve E-21152195-130[99-2021/3615]-E.125076 sayılı Özelge ile konuyla ilgili cevaplarını bildirmiştir. İzmir Vergi İdare Başkanlığı tarafından düzenlenen söz konusu Özelge incelendiğinde görülecektir ki, İzmir VDB yukarıda adı geçen Tebliğ hükümlerini aynen bildirmekten öteye geçememiştir. Bir başka deyişle idare, yayımladığı Özelge ’ye yalnızca ilgili Tebliğ hükümlerini aynen eklemekle yetinmiş ve neticede İzmir Barosunun izahat talep ettiği hususlara ilişkin hangi faaliyetin KDV tevkifatına tabii olup hangi faaliyetin tabii olmayacağını açıkça göstermek suretiyle konuyla ilgili idarenin bakış açısını yansıtmaktan kaçınmıştır. 

               Bu kapsamda, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının yorum yapmaktan çekindiğini görmekteyiz. Oysa İdarenin, özelgenin amacına da uygun olarak açık olmayan ve tereddüt edilen konuları her yönüyle ele alması ve Tebliğ hükümlerinin avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerinde KDV tevkifatı uygulamasına ilişkin daha açık izahını yapması gerekirdi. Söz konusu duruma ilişkin daha önce hukukihaber.net sitesinde yayımlanan "KDV Tevkifatı Düzenlemesi Çerçevesinde Avukatlık, Hukuki Danışmanlık ve Arabuluculuk Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi"  (ilgili yazımız için tıklayınız)ve "Avukatlık Hizmetlerinin KDV Tevkifatı Düzenlemeleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi" (ilgili yazımız için tıklayınız)başlıklı yazılarımızda ayrıntılı açıklamalar yapılmıştı. Sözü edilen yazılarımız çerçevesinde ilgili konular kapsamındaki görüşlerimiz şu şekildedir:

  • Avukatların arabuluculuk faaliyetinin KDV tevkifatı kapsamında değerlendirilmesi:

               Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği’nin “I/C-2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler” başlıklı bölümünde şu açıklamalara yer verilmiştir:
“KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır.”
               Dolayısıyla arabuluculuk hizmeti de Tebliğde özel olarak belirlenmemiş olduğundan arabuluculuk hizmeti işbu hüküm kapsamı içindedir. KDV mükellefi olan (serbest meslek mükellefiyeti olan) arabulucular tarafından;
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlara,
- Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlarına,
- Döner sermayeli kuruluşlara,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına,
- Bankalara,
- Sigorta ve reasürans şirketlerine,
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına
ifa edilen hizmetler nedeniyle, KDV dahil hizmet bedelinin 1.000 TL’yi aşması halinde, 5/10 oranında KDV tevkifatı uygulanması gerekmektedir.

  • Avukatların CMK ödemeleri için düzenledikleri serbest meslek makbuzlarının KDV tevkifatı kapsamında değerlendirilmesi:

               Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile, "Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife" ye göre ödenecek meblâğ Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanmaktadır.
                Uygulamada, bu ücretin ödenebilmesi için Cumhuriyet Savcılıklarına serbest meslek makbuzu düzenlenerek sunulması istenmektedir.
               Hizmetin kime sunulduğu ve vekalet ilişkisinin durumu tartışma konusudur. Zira görevlendirmeyi baro yapmakla birlikte, esasen avukatlık hizmetinden faydalanan kişi şüpheli veya sanıktır. Bununla birlikte, Tebliğ ile bu hizmetlerin KDV tevkifatı kapsamına alınmak istendiği anlaşılmaktadır. Hem barolar, hem de Adalet Bakanlığı ve nezdindeki Cumhuriyet Savcılıkları Tebliğ’in “I/C-2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler” başlıklı bölümünde
belirtilen kurumlar içinde yer aldığından, Tebliğ’in amacı kapsamında ve uygulamadaki vergi idaresinin muhtemel yaklaşımı dikkate alındığında KDV tevkifatı yapılması gerektiği kabul edilmelidir.

  • Avukatların adli yardım görevlendirilmelerine ilişkin düzenledikleri serbest meslek makbuzlarının KDV tevkifatı kapsamında değerlendirilmesi:

            Avukatlık Kanunu’nun 176. maddesi gereğince; “Adlî yardım, avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara bu Kanunda yazılı avukatlık hizmetlerinin sağlanmasıdır.”

            İşbu hüküm nezdinde, her ne kadar adli yardım kapsamındaki görevlendirme ilgili baro tarafından yapılıyor (Avukatlık Kanunu md. 179) ve ücretin alınabilmesi için serbest meslek makbuzu barolara yönelik olarak düzenleniyor olsa da adli yardımdaki avukatlık hizmetinin barolara değil; yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara verildiği, dolayısıyla hizmetin baroya değil kişilere ifa edildiği şeklinde haklı bir iddia ortaya atılabilir. Bu iddia kapsamında da adli yardım hizmetinin, “I/C-2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler” başlıklı bölümünde belirtilen kurumlar dışındakilere sunulduğu ve KDV tevkifatı kapsamı dışında tutulması gerektiği öne sürülebilir. Ancak CMK görevlendirmelerinde olduğu gibi Tebliğ ile bu hizmetlerin de KDV tevkifatı kapsamına alınmak istendiği dikkate alınmalıdır.

             Görüldüğü üzere, İzmir Barosunun KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklik hakkında Gelir İdaresi Başkanlığından talep ettiği Özelge, yalnızca mezkur tebliğ hükümlerinin tekrarından ibarettir. Dolayısıyla idarenin, açıklığa kavuşturulması gereken ve tereddüt edilen hususlara ilişkin özelge talep edilen konularda yorum yapmaktan ve izahattan kaçındığı görülmektedir. Bu konuda hukuki yoruma dayalı ve uygulamaya yönelik daha somut tespitler içeren yazımızın tam metni için tıklayınız.

 

https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/izmir-vergi-dairesi-baskanliginin-kdv-tevkifati-hakkindaki-01-04-2021-tarihli-ozelgesi
Diğer Makaleler