• Tarih: 15.11.2022
  • Yazar: Stj. Öğr. Dila Sultan ÇİLESİZ

İşverenin işçiye verdiği cep telefonundaki özel bilgilere dayanılarak işçinin işten çıkarılması özel hayata saygı ve haberleşme hürriyetine aykırıdır

15.11.2022 tarihli ve 32014 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "FIRAT GERÇEK BAŞVURUSU"nun konusu; özel bir şirkette çalışan kişinin iş arkadaşı ile yaptığı telefon yazışmalarının işveren tarafından incelenmesi ve bu yazmışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

Somut olayda başvurucunun iş sözleşmesi, işveren tarafından 31.10.2017 tarihinde feshedilmiştir. Feshin gerekçesi olarak ise işten ayrılmış olan bir başka çalışana verilen cep telefonunun incelenmesi sonucunda elde edilen mesaj içerikleri gösterilmiştir.

Başvurucu tarafından 22.11.2017 tarihinde işe iade davası açılmıştır. Dava, mahkemece reddedilmiş olup kararın gerekçesinde; başvurucu ile eski şirket çalışanı arasında geçen yazışmaların haklı fesih sebebi olabileceği, cep telefonunun işveren tarafından verilmesi sebebiyle yazışmaların hukuka uygun olarak elde edildiği iddia edilmiştir.

İlgili Karar'a karşı başvurucu tarafından istinaf kanun yoluna gidilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen Karar'da, feshin gerekçesi olarak gösterilen mesajlarda yer alan ibarelerin çalışma barışını bozabilecek ve iş ilişkisini olumsuz etkileyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın reddi yönünde karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı sonucuna varılmıştır. Yine, mesajların şirket tarafından tahsis edilen telefonda yer alması hususu dikkate alınarak, işverence düzenlenen ''İletişim Araçları Politikası'' başlıklı belge içeriği vurgulanmıştır. Bu belgeye göre, şirkete ait iletişim araçlarının sadece görev nedeniyle ve iş amaçlı olarak kullanılması gerekmekte olup özel amaçlı haberleşmeler ve işler için kullanılmaması gerekmektedir. Ancak iş akdinin haklı nedenle değil, geçerli nedenle feshinin kabulü gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kesin olarak reddine karar verilmiştir.

Bunun üzerine başvurucu, Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, feshe dayanak olan yazışmaların fesih bildirimine eklenmediğini, bahsi geçen eski şirket çalışanı ile mesajlaşmadığını, aksinin kabulü hâlinde mesaj içeriklerinin hukuka aykırı olarak ele geçirildiğini ve kişisel veri niteliğinde olduğunu ileri sürerek özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirme şu şekildedir:

Öncelikle, işverenlerin iletişim araç ve gereçlerini çalışanlarının kullanımına sunması halinde meydana gelebilecek uyuşmazlıklarda işverenlerin menfaatleri ile işçilerin temel hak ve hürriyetleri arasında bir dengenin kurulması gerekmektedir.

Nitekim yönetim yetkisi kapsamında işveren; işlerin yürütülmesi, güvenlik, verimlilik, bilgi akışının kontrolü, işçilerin eylemlerine bağlı ortaya çıkabilecek sorumluluk gibi konularda işçilerin kullanımına sunmuş olduğu araçları denetleyebilecek ve kullanıma ilişkin sınırlamalar öngörebilecektir. Ancak işverenin yönetim yetkisii, işin işyerinde yürütülmesi, işyerinin düzeni ve güveninin sağlanmasıyla sınırlıdır. Dolayısıyla işverence getirilen kısıtlamalar ve denetimler, çalışanların temel hak ve hürriyetlerini zedeleyecek nitelikte olamayacaktır.

Hal böyle olunca, işverence çalışanların kullanımına sunulan iletişim araçları üzerinde işverenin sınırsız ve mutlak bir gözetleme ve denetleme yetkisi olduğunun kabulü, işçinin temel hak ve hürriyetlerine saygı gösterilmesi gerektiği yönündeki haklı beklentisiyle uyuşmayacaktır.

Anayasa Mahkemesi tarafından önceki tarihlerde verilmiş emsal nitelikli Karar'da, somut olay kapsamında hakka müdahale eden üçüncü kişinin aşağıdaki güvenceleri sağlayıp sağlamadığının denetlenmesi gerektiğini vurgulamıştır:

  • İşverence çalışanın kullanımına sunulan iletişim araçlarının ve iletişim içeriklerinin incelnmesinde meşru bir gerekçenin mevcut olup olmadığı denetlenmelidir.
  • İletişimin denetlenmesi hususunda çalışanlar, süreçle ilgili olarak işveren tarafından önceden bilgilendirilmelidir. Bilgilendirme bir şekle tabi olmadığı gibi şeffaflığın sağlanabilmesi amacıyla bireylerin kişisel verilen işlenmesi ve iletişimin denetlenmesine ilişkin süreçten haberdar olmasını sağlayacak bir yöntem tercih edilebilecektir.
  • Çalışanın temel hak ve hürriyetlerine işveren tarafından yapılan müdahale, ulaşılmak istenen amaç ile ilgili ve bu amacı gerçekleştirmeye elverişli olmalıdır.
  • İşverence yapılan müdahalenin gerekli kabul edilebilmesi için müdahalenin ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olması gerekmektedir.
  • Müdahalenin orantılı olarak kabul edilebilmesi için verilen ulaşılmak istenen amaçla sınırlı tutulması gerekmekte olup amacı aşacak sınırlamalara ve müdahalelere izin verilmemelidir.
  • Tarafların çatışan menfaat ve haklarının adil bir biçimde dengelenip dengelenmediğine bakılması gerekmektedir.

    Somut olayda eski şirket çalışanı, şirket tarafından kendisine verilen cep telefonunu işten ayrıldıktan sonra iade etmiş olup bahsi geçen kişinin işle ilgili iletişimlerinin tespiti amacıyla telefonun incelenmesi esnasında başvurucu ile aralarında geçen mesajlaşmalara erişilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen Karar'da her ne kadar işverence işçiye verilen iletişim araçlarının iş amaçlı kullanılması gerektiği vurgulanmışsa da araçları inceleme ve denetleme yetkisi, kullanım sınırları ve sınırların aşılması durumunda uygulanacak yaptırımlar tartışılmamıştır. Bunun yanında işverence yapılan telefon incelemesinin amaçla uyumlu ve sınırlı olarak yapılıp yapılmadığı ortaya konmamıştır. Zira işveren yargılama sürecinde müşteri iletişim bilgilerine ulaşmak adına telefonda inceleme yapıldığını savunsa da telefondan ele geçirilen ve feshe dayanak teşkil eden mesaj içerikleri bu durumu doğrulamamıştır.

    Öte yandan mesajlaşma programlarının şahsi kullanımı dikkate alındığı takdirde, bir başkasına ait cep telefonunun incelemesi esnasında başvurucuya ait mesajların ele geçirilmesinin başvurucunun özel hayatının ve haberleşmesinin gizliğinin korunması konusundaki makul beklentisine aykırı olduğu açıktır. Mahkemece de bir başkasına ait cep telefonunda yer alan yazışmaların ne suretle denetlendiğine, mesaj içeriklerinin feshe dayanak alınmasının gerekli olup olmadığına ve başvurucunun özel hayatı ile haberleşmesine olan etkisine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır

    Nitekim Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce verilmiş emsal nitelikteki kararlarda, başvurucuların kurumsal e-posta ve kişisel Whatsapp hesabı içeriklerinin işveren tarafından denetlenmesi ve bu yazışmalar gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi şeklindeki müdahalelerde ihlal kararları verilmiştir.

    Somut olayda da yukarıda belirtilen gerekçelerle anılan kararlardaki ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

    Sonuç olarak, başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkı ile Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.

      https://www.aslanpinar.combilgi-bankasi/guncel/isverenin-isciye-verdigi-cep-telefonundaki-ozel-bilgilere-dayanilarak-iscinin-isten-cikarilmasi-ozel-hayata-saygi-ve-haberlesme-hurriyetine-aykiridir
      Diğer Makaleler