-
Tarih: 09.04.2021
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının KDV Tevkifatı Hakkındaki 30.03.2021 Tarihli Özelgesi
I- GENEL
Bilindiği üzere, 16 Şubat 2021 tarihli ve 31397 sayılı Resmi Gazetede, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:35) yayımlanmış olup; söz konusu tebliğ neticesinde, mükellefler bazı işlemlerde KDV tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı hakkında tereddüde düşmektedir. Önceki yazılarımızda da görüleceği üzere, özellikle CMK gereğince avukatlara ödenen vekalet ve arabuluculuk ücretlerinden katma değer vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı mükelleflerin en çok takıldığı husustur.
Bu yazımız da avukatların CMK, vekalet ve arabuluculuk hizmetlerinden dolayı Katma Değer Vergisi tevkifatı uygulanıp uygulanmayacağı hususundaki 25.03.2021 tarihli özelge talebine istinaden Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının tanzim ettiği 30.03.2021 tarihli ve E-84958988-130[5409-724]-E.44856 sayılı Özelge ve söz konusu Özelge'ye ilişkin eleştirilerimizi içermektedir.
II- HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ 30.03.2021 TARİHLİ VE E-84958988-130[5409-724]-E.44856 SAYILI ÖZELGESİ
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
Gelir İdaresi Başkanlığı
Sayı: E-84958988-130[5409-724]-E.44856 30.03.2021
Konu: Avukatların CMK, Vekalet ve Arabuluculuk Hizmeti Katma Değer Vergisi Tevkifatı
ADIYAMAN VALİLİĞİ’NE
(Defterdarlık Gelir Müdürlüğü)
İlgi: 25/03/2021 tarihli ve 88409335-5596 sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazınız ve eki Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığının yazısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince avukatlara ödenen vekalet ve arabuluculuk ücretlerinden katma değer vergisi (KDV) tevkifatı yapılıp yapılmayacağı sorulmaktadır.
3065 sayılı KDV Kanununun;
- 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
- 9/1 maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, iş yerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği
hükme bağlanmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1) bölümünde tevkifat yapacak kurum ve kuruluşlar sayılmış, (I/C-2.1.3.2) bölümünde tevkifat uygulanacak hizmetler, (I/C-2.1.3.3) bölümünde ise tevkifat uygulanacak teslimler belirtilmiştir.
Aynı Tebliğin;
- (I/C-2.1.3.2.) bölümünde
"KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanır."
- (I/C-2.1.3.4.1.) bölümünde
"Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL'yi aşmadığı takdirde, hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmaz. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılır”
açıklamaları yer almaktadır.
Buna göre avukatların 5271 sayılı Kanun kapsamında verdikleri vekalet ve arabuluculuk hizmetleri 3065 sayılı Kanunun 1/1’inci maddesine göre KDV’ye tabi olup avukatların verdikleri bu hizmetlere ilişkin KDV dahil bedelin 1.000 TL'yi aşması halinde Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.2.13) bölümü kapsamında (5/10) oranında KDV tevkifat uygulanması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Gökhan ÖZÇUBUK
Bakan a.
Gelir İdaresi Grup Başkanı
III- ELEŞTİRİLERİMİZ
"KDV Tevkifatı 18.03.2021 tarihli Özelge" (İlgili metin için tıklayınız) ve “KDV Tevkifatı 01.04.2021 tarihli Özelge”ye dair yazımızda (İlgili metin için tıklayınız) ilgili idarelerin düzenlediği özelge gibi Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının düzenlendiği bir üst başlıkta tam metni gösterilen özelge de mevzuatta belirtilen özelge müessesesine uygun değildir. Zira özelgenin tanımı ve amacı 213 sayılı VUK'un 413. maddesinde ve 395 sayılı VUK Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Buna göre;
Vergi Usul Kanununun 413. maddesi: "Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir."
395 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ise özelgenin konusu: Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulamaları bakımından, kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yetkili makamlardan yazılı olarak açıklama talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılı görüştür."
Belirtilen hüküm neticesinde görüldüğü üzere özelgeler, idarenin konu hakkındaki görüşüdir ve Vergi hukuku açısından açıklayıcı (ikincil) bir kaynak mahiyetindedir.
Öte yandan, özelgenin önemi Vergi Usul Kanununun 369. maddesinde belirtilmiştir. İlgili hükme göre, özelge talep edenlerin yetkili makamlar tarafından verilen görüşe göre hareket etmeleri halinde, bu görüşler yanlış veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihat değişmiş olsa da vergi cezası kesilmeyecek ve gecikme faizi hesaplanamayacaktır.
Yukarıda belirtilen hükümler neticesinde açıkça görülmektedir ki, mükellefler ve vergi sorumluları vergiye ilişkin durumlarda veya vergi uygulamalarında açık olmayan ve yahut tereddüt ettikleri konularda idarenin görüşünü özelge yoluyla almaktadırlar. Dolayısıyla mükellefler tarafından özelge talep edilen konularda, idareden mevzuatın birebir tekrarını yapması değil, ayrıntılı ve anlaşılır bir şekilde mükelleflerin sorularını cevaplanması beklenir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Başkanlığının tanzim ettiği 30.03.2021 tarihli ve E-84958988-130[5409-724]-E.44856 sayılı Özelgesi incelendiğinde görülecektir ki, idare konu hakkında yorum yapmaktan çekinmiştir. Özelge’nin sonuç kısmı aynen şu şekildedir:
" Buna göre avukatların 5271 sayılı Kanun kapsamında verdikleri vekalet ve arabuluculuk hizmetleri 3065 sayılı Kanunun 1/1’inci maddesine göre KDV’ye tabi olup avukatların verdikleri bu hizmetlere ilişkin KDV dahil bedelin 1.000 TL'yi aşması halinde Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.2.13) bölümü kapsamında (5/10) oranında KDV tevkifat uygulanması gerekmektedir.
Görüldüğü üzere idare, avukatların CMK kapsamında verdikleri vekalet ve arabuluculuk hizmetlerinin KDV'ye tabi olduğu ve avukatların belirtilen hizmetlere ilişkin KDV dahil bedelin 1.000 TL’yi aşması halinde (5/10) oranında KDV tevkifat uygulanması gerektiği hakkında görüşünü bildirmiştir. Ancak önceki yazılarımızda olduğu gibi idarenin yalnızca Tebliğ hükümlerinin tekrar ettiği ve dolayısıyla izahat talep edilen hususlara ilişkin kendi bakış açısını yansıtmaktan kaçındığı izahtan varestedir.
Bu konuda, hukuki yorumlarımızı içeren "KDV Tevkifatı Düzenlemesi Çerçevesinde Avukatlık, Hukuki Danışmanlık ve Arabuluculuk Faaliyetlerinin Değerlendirilmesi" (ilgili yazımız için tıklayınız) ve "Avukatlık Hizmetlerinin KDV Tevkifatı Düzenlemeleri Çerçevesinde Değerlendirilmesi" ( ilgili yazımız için tıklayınız) başlıklı yazılarımızda ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup sözü edilen yazılarımız çerçevesinde ilgili konular kapsamındaki görüşlerimiz şu şekildedir:
- Avukatların CMK ödemeleri için düzenledikleri serbest meslek makbuzlarının KDV tevkifatı kapsamında değerlendirilmesi:
Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince baro tarafından görevlendirilen müdafi veya vekile, "Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin Tarife" ye göre ödenecek meblâğ Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanmaktadır.
Uygulamada, bu ücretin ödenebilmesi için Cumhuriyet Savcılıklarına serbest meslek makbuzu düzenlenerek sunulması istenmektedir.
Hizmetin kime sunulduğu ve vekalet ilişkisinin durumu tartışma konusudur. Zira görevlendirmeyi baro yapmakla birlikte, esasen avukatlık hizmetinden faydalanan kişi şüpheli veya sanıktır. Bununla birlikte, Tebliğ ile bu hizmetlerin KDV tevkifatı kapsamına alınmak istendiği anlaşılmaktadır. Hem barolar, hem de Adalet Bakanlığı ve nezdindeki Cumhuriyet Savcılıkları Tebliğ’in “I/C-2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler” başlıklı bölümünde
belirtilen kurumlar içinde yer aldığından, Tebliğ’in amacı kapsamında ve uygulamadaki vergi idaresinin muhtemel yaklaşımı dikkate alındığında KDV tevkifatı yapılması gerektiği kabul edilmelidir.
- Avukatların adli yardım görevlendirilmelerine ilişkin düzenledikleri serbest meslek makbuzlarının KDV tevkifatı kapsamında değerlendirilmesi:
Avukatlık Kanunu’nun 176. maddesi gereğince; “Adlî yardım, avukatlık ücretlerini ve diğer yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara bu Kanunda yazılı avukatlık hizmetlerinin sağlanmasıdır.”
İşbu hüküm nezdinde, her ne kadar adli yardım kapsamındaki görevlendirme ilgili baro tarafından yapılıyor (Avukatlık Kanunu md. 179) ve ücretin alınabilmesi için serbest meslek makbuzu barolara yönelik olarak düzenleniyor olsa da adli yardımdaki avukatlık hizmetinin barolara değil; yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara verildiği, dolayısıyla hizmetin baroya değil kişilere ifa edildiği şeklinde haklı bir iddia ortaya atılabilir. Bu iddia kapsamında da adli yardım hizmetinin, “I/C-2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler” başlıklı bölümünde belirtilen kurumlar dışındakilere sunulduğu ve KDV tevkifatı kapsamı dışında tutulması gerektiği öne sürülebilir. Ancak CMK görevlendirmelerinde olduğu gibi Tebliğ ile bu hizmetlerin de KDV tevkifatı kapsamına alınmak istendiği dikkate alınmalıdır.
Daha anlaşılabilir olması adına tarafımızca hazırlanan tablo incelenebilir. (İlgili tablo için tıklayınız)
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-
-
5/6/2024 tarihli Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu Gündemine Ait Kararlar Bülteni
-
Tarih: 06.09.2024
-
-
Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği'nde Değişiklikler Yapıldı
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
İdari Yaptırım ve İdari Gözetim Kararlarına Karşı Başvuruda Sulh Ceza Hakimliklerinin Görevlendirilmesine İlişkin Değişiklik
-
Tarih: 09.08.2024
-
-
Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcıları Şüpheli İşlem Bildirimi Rehberi ve MASAK Online Sistemi Güncellendi
-
Tarih: 25.07.2024
-
-
Dava Açma Sürelerini Düzenleyen Mevzuatların Katı Bir Şekilde Yorumlanması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Edebilir
-
Tarih: 17.07.2024
-
-
Uyuşmazlığın Sonucuna Etkili İddia ve İtirazların Dikkate Alınmaması Gerekçeli Karar Hakkını İhlal Eder
-
Tarih: 10.07.2024
-
-
Alacağın Sadece Yasal Faiz İle Ödenmesi Alacaklının Mağduriyetine Sebep Olmaktadır
-
Tarih: 08.07.2024
-