-
Tarih: 20.04.2025
Avukatın Reklam Yasağını İhlal Eden Sosyal Medya Paylaşımına Disiplin Cezası Verilmesi İfade Özgürlüğünü İhlal Etmez
Başvuru, avukat olan başvurucunun yaptığı sosyal medya paylaşımının avukatlık reklam yasağına aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle verilen uyarma disiplin cezası nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
Başvurucu, İzmir Barosuna kayıtlı bir avukattır. Başvurucu 3/12/2016 tarihinde kendisine ait sosyal medya hesabı üzerinden "50000 $ bozdurup dekontunu ibraz eden herkesin davaları vb hukuki işlemleri varsa vekalet ücreti almayacağız (!!!) Yabancı müvekkillerimizden alacağımız vekalet ücretlerinin TL üzerinden alma kararı aldık. [E.] Hukuk Bürosu olarak ..." şeklinde herkese açık bir paylaşım yapmıştır.
Paylaşım nedeniyle disiplin soruşturması başlatan İzmir Barosu Disiplin Kurulu başvurucu hakkında kınama cezası vermiştir. Anılan kararda Disiplin Kurulu, avukatların rakip değil yargının kurucu unsuru olduklarını vurguladıktan sonra başvurucunun ücretsiz avukatlık hizmeti sunacağını beyan etmesinin mesleki kurallarla bağdaşmadığını, avukatlar arasında haksız rekabet oluşturarak reklam yasağına aykırılık oluşturduğunu belirtmiştir. İtiraz üzerine kararı inceleyen Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu, başvurucunun daha önce disiplin cezası almamış olması nedeniyle kınama cezası yerine uyarma cezası vermiştir.
Akabinde başvurucu avukat, Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda yaptığı sosyal medya paylaşımına istinaden verilen disiplin cezasının ifade özgürlüğünü ihlal edilip edilmediğine ilişkin inceleme yapılmıştır. İnceleme sonucunda sosyal medya paylaşımı sebebiyle disiplin cezası verilmesinin ifade özgürlüğüne müdahale olduğu kanısına varılmıştır. Ancak avukatın reklam yasağı kapsamında yapılan değerlendirmede halkın ve diğer avukatların haklarının korunmasının meşru amaç olduğu ifade edilmiştir. Buna bağlı olarak ifade özgürlüğünün avukatlık mesleğine ilişkin mevcut olan reklam yasağı ile ilişkilendirilmiştir.
Avukatlık mesleğinin özel statüsünden kaynaklı olarak ortaya çıkan kısıtlamaların mesleğin özgür bir şekilde yapılmasını imkansız hale getirmesinin önlenmesi gerekmekte dolayısıyla da makul bir adilane bir yaklaşım içerisinde olunmalıdır. Bu kapsam özel statüsü dolayısıyla avukatlık mesleğin ilişkin konulan sınırlamaların temel hak ve hürriyetleri ihlal etmemesine özen gösterilmektedir. Bütün meslek mensupları için belirli ve öngörülebilir olması ve ortaya çıkması muhtemel ihtilaflara karşı çözüm odaklı bir mekanizmanın işliyor olması gerekmektedir.
Somut olayda, başvurucu reklam yasağını ihlal eden bir sosyal medya paylaşımı yapmıştır. Paylaşımı yapan avukat, paylaşımı hükümet politikalarını desteklemek amacıyla yapmış olsa da mesleki statüsünün gereklerinden olan reklam yasağını çiğneyecek düzeyde olduğundan reklam yasağının çiğnenmesini meşrulaştırmaz. Nitekim başvurucunun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kullandığı ifadeleri ticari bir amaçla potansiyel müvekkillere ulaşma gayesi güden ve bir nevi kampanya içeren sözler olarak nitelendirmek mümkündür. Paylaşım doğrultusunda ücretsiz avukatlık hizmeti sunulması da meslek kurallarını ihlal etmekte ve haksız rekabete sebep olacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında müvekkil portföyü edinme amacıyla ve ücretsiz avukatlık hizmeti sunma vaadi içeren sosyal medya paylaşımının reklam yasağını ihlal ettiğine ve başvurucu avukatın sosyal medya paylaşımı sebebiyle disiplin cezası almasının somut olaya göre değerlendirildiğinde ifade özgürlüğünün ihlal edildiğinin kabul edilebilir olarak görülüp Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi sonucunda başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin zorunlu sosyal bir ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğu anlaşıldığından demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verilmiştir.
-
Manevi tazminat davasını açacak kişinin hâkimin hükmedeceği tazminat tutarını öngörebilmesinin mümkün olmadığı ve tazminat miktarının hâkimin takdirine göre belirlendiği davalara ilişkin yargılama giderleri bakımından mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın HMK mad. 326/2 “manevi tazminat davaları” yönünden Anayasa’da yer alan mülkiyet hakkına ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle hukuka aykırıdır.
-
Tarih: 14.03.2025
-
-
“Seri Muhakeme” ve “Basit Yargılama”ya ilşkin hükümlerin “Sağır ve Dilsizler” açısından uygulanması eşitlik ilkesini ihlal ettiğine dayanılarak Anayasaya aykırı görülüp iptal edildi
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/34 Sayılı Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2025-32/72 Sayılı Tebliğ’e İlişkin Duyuru Hazine ve Maliye Bakanlığı Sitesinde Yayınlanmıştır
-
Tarih: 10.03.2025
-
-
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi
-
Tarih: 06.03.2025
-
-
AB Yapay Zeka Tüzüğü (Türkçe Özet Metin)
-
Tarih: 19.02.2025
-
-
2024 Yılı İçin Değerli Konut Vergisi Ödemesi Yapılmadan Önce Bilinmesi Gerekenler
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
Dilek Genç'in AİHM Adil Yargılanma ve Silahların Eşitliği Haklarının İhlali Kararı
-
Tarih: 11.02.2025
-
-
9. Yargı Paketi
-
Tarih: 14.11.2024
-
-
Taraf Teşkilinin Sağlanması İçin Arabulucuya Çeşitli Yetkilerin Tanınması Sebebiyle Ortaklığın Giderilmesi Davasının Zorunlu Arabuluculuğa Tabi Olması Mahkemeye Erişim Hakkını İhlal Etmemektedir
-
Tarih: 02.10.2024
-
-
308 Sıra Numaralı Gelir Vergisi Tebliği İle Gelen Değişiklikler
-
Tarih: 30.09.2024
-